Üç yıldır uğraştığım kitap bitti, çok şükür.

Kitabımın adı Türk Milliyetçiliğinin İnkişafı ve Adana. Kitapta milliyetçiliğin inkişafına genel bakışın yanında Adana özelinden de bakmaya çalıştım. Hep soruyorlar neden Adana? Bir Adana tutturdun gidiyorsun?

Evet bir Adana tutturdum, gidiyorum.

Çünkü Millî Mücadele’deki her yerden daha üstün olan güney cephesindeki savaşlar, Kuvayımilliye’nin ruh ve anlamını yansıtır. Eli silah tutan kadın erkek gidip çeteye yazılır. Adana işgalcilere karşı ilk direnişin ve sonrasında da kurtuluşun kılavuz şehridir. Adana Türk değildir diyen sadrazam damada Türk olduğunu belgeleriyle haykıran bir Türk şehridir Adana.

Kurtuluş Savaşı’nın ön sözü Çukurova’da yazılmıştır, son sözü İzmir’de…

Bu kitapta çöküş, diriliş, direniş, kurtuluş ve kuruluşu anlattım.

İstiklal mücadelesi ve Cumhuriyet’in kuruluşu Türk milliyetçilerinin yol hikayesiydi. Yol çetindi, tehlikeliydi ama hür yaşamak için başka çareleri de yoktu.

Türk milleti bu yol hikayesinde Atatürk’ün sırtını dayadığı dağ oldu; o dağ evvela Toroslar ve Amanoslar oldu.

Çukurova aynı zamanda Mondros sonrası Atatürk’ün resmi ilk ateş emrini verdiği, sivil halkın ilk kurşunu atıp dağlarda çoban ateşlerini yaktığı yer oldu.

Ama ne yazık ki Çukurova’nın ve merkezi Adana’nın geçmişteki bu övünülecek büyük mücadeleleri ve bu mücadeleyi yapanlar gereği gibi anlatılmadı, değerlendirilmedi.

Millî hatıralara unutkan ve ilgisiz olmak, acıları hemen unutmak gibi bir kusurumuz var maalesef. Adana’nın şanlı direnişi, kurtuluş ve kuruluştaki öncü rolü, Türk filmlerindeki Adanalı zengin pamuk ağalarına, Adana’daki adliye kavgalarına kurban edildi

Kurtarıcı ve kurucu Türkçülerin izleri masaldaki üvey annenin çocukları ormana attığında evlerine dönüş yolunu bulmak için kullandıkları ekmek kırıntıları gibi maalesef yok oluyor.

Peki izler kaybolursa yanılıp şaşan, yolunu kaybeden Türk çocukları dönmek istediğinde eve dönüş yolunu nasıl bulacaklar?

Yoksa yapayalnız kalan çocuklar masaldaki kötü cadının pasta, ekmek, şekerden yapılmış gösterişli evinin cazibesine kapılıp tuzağa mı düşecek?

İşte bu kitap, o izler kaybolmasın, yaşanan acılar unutulmasın, emanete sahip çıkılsın, milli ülkü yaşasın, evlatlarımız tuzağa düşmesin, bugünü bize armağan edenler sevgi, saygı, şükran, rahmet ve dua ile anılsın diye yazıldı.