Türk Artvin’in 104. Kurtuluş Yıldönümü: Bir Sancak Hikayesi

Trump, bugün Gazze, Panama Kanalı, Grönland ve Kanada'yı istiyor. Sanki manavdan armut istiyor.

Dünya bu istekler karşısında şaşkın…

Biz bu istekleri daha önce çok gördük. Bizden toprak isteyenler hayal kurarken 100 yıl önce cevabımızı kanla verdik ve rüyanızda görürsünüz dedik.

Bizden toprak isteyen isteyene… Ağızlarında da barış sakızı… Hala Bulgarlar Edirne; Yunanlar İstanbul, İzmir, Trabzon; Ruslar boğazlar, Kars Ardahan, Artvin; Suriye Hatay, Adana, Mersin rüyası görmeye devam ediyor.

Bu istekler sebebiyle Cumhuriyet’in ilk yıllarında buralarla ilgili plan yapanlara cevap niteliğinde bu şehirlerin başına “Türk” kelimesi getirilerek kullanıldı: Türk Adana, Hatay, Türk Artvin, Türk İzmir gibi… Eski gazetelere bakarsanız bunu görürsünüz.

Türkiye Cumhuriyeti topraklarında her şehir gazidir, her şehir kahramandır.

Tarihi çarpıtan Moskof, Ermeni, Yunan, Arap, Bulgar iddiaları baştanbaşa hayal mahsulü yalanlardan ibarettir.

Türk milleti bu cennet vatan üzerinde hevesi olanlara, bu cennet toprakları işgal ve isyanlarla cehenneme çevirenlere haddini 100 yıl önce bildirmiştir.

Bugün 7 Mart…

Artvin'in düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yılı...

Bugün Artvin'inde bayram var.

Bu millî bayramlar Türk milletinin hafızasıdır.

Yaşanan acıların tazelendiği, yiğitliğin baş tacı edildiği bu günler çok önemlidir.

Türk milletinin direniş ruhunun ete kemiğe büründüğü bu özel ve güzel kurtuluş günleri ordu-milletin el ele yürüyüşüdür, şanlı şahlanış destanıdır. Bu günler çocuklarımıza anlatacağımız emanete sahip çıkma şuuru ve ibret alma dersidir. Çünkü “Sahipsiz olan vatan batar; sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”

Anadolu, yiğit evlatlarla, yiğit analarla doludur!

Artvinlinin toprağına, bayrağına sevgisi bir başkadır. Tarihimizin en güzel ve ilginç gurur tablolarından biri de Artvin’de yaşanmıştır.

İşte size tarihte Artvin’de yaşanan muhteşem bir bayrak sevgisi tablosu:

93 harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı büyük bir yenilgiye uğrar. Hatta Ruslar İstanbul Yeşilköy’e kadar gelir ve bir de zafer anıtı dikerler.

93 harbinde Artvin’de bir alayımızın tamamı şehit olur. Ruslar şehre girer. Vatan mahzun ve yaralıdır, vatanın vefalı evlatları mahzun ve çaresiz...

Bu durum karşısında Artvin’in yiğit halkı, alay sancağı düşman eline geçmesin diye her fedakârlığı yaparak sancağı düşmandan önce ele geçirirler.

Bunu haber alan Rus işgal kuvveti komutanı, sancağı esir etmek ister, aratmaya başlar.

Artvinliler sancağı esir vermemek için ne yapacaklarını şaşırırlar. İyice sıkışan halk, sancağı vermemek için hileye sapmaktan başka çare bulamaz.

Ne mi yaparlar?

Şimdi anlatacaklarım bir film sahnesi değil tamamıyla gerçek…

O güzel insanlar sancağı bir tabuta koyar, içine de taş koyarak ağırlaştırır. Merasimle eller üstünde mezara cenaze götürür gibi götürürler. Bayrak, törenle gömülür, dualar edilir.

Ruslar bu hileyi anlayamaz. Ne kadar arasalar da sancağı bulamazlar.

Rus işgalinde geçen uzun bir zaman sonunda 1. Dünya Harbi’nde Türk Orduları Artvin’e tekrar girer.

İşte o zaman, yıllardan beri kulaktan kulağa fısıldanarak dededen babaya, babadan oğula intikal eden bu şerefli gerçek komutana anlatılır.

Türk Ordusu Komutanı, Türk askeri ve Türk Artvin’in Türk halkı hep birlikte mezarlığa gider.

Nefesler tutulmuştur. Heyecanla kabir açılır, tabut çıkarılır.

Tabuttan çıkarılan bu tarihi Türk sancağı şehrin en ihtiyar kişisi tarafından şehir halkı adına öpülerek Türk Ordusu Komutanına teslim edilir. Ve aynı gün o sancak Artvin kalesine törenle çekilir. Bu olayı Yarbay Muhiddin Mekki Vatan Daha Güzel isimli kitabında tarihe not düşer.

Daha ne olsun!

Türk Artvin, 104. kurtuluş yıldönümün kutlu olsun!

Bu güzel vatan köşesine 3 buçuk yıl eğitim ordusunun bir neferi olarak hizmet etmiş, Artvin’in suyunu içmiş, tandır ekmeğini yemiş biri olarak benim de bu yazım Artvinlilere 104. yıl armağanım olsun!