Songül Kundakçı Cansız

Songül Kundakçı Cansız

Cumhuriyet Türküsü - II

Cumhuriyet 29 Ekim’i 30 Ekim’e bağlayan gece saat 20.45’te ilan edildi ve Mustafa Kemal Paşa reisicumhur seçildi.

Türk saz şairi Mehmet Emin Yurdakul, Meclis kürsüsüne çıkarak mebuslara bir konuşma yaptı. H.İ. Dinamo Meclis’teki bu konuşmayı ve coşkuyu şöyle anlattı:

“- Arkadaşlar! […] Tanrı, tutkuyu ve çalımı cezalandırmak üzere bir elinde kılıç, öbür elinde asa olarak yeryüzüne bir Peygamber gönderilmesini gereksedi ve gönderdi.

O kılıçla zalimleri cezalandırttığı gibi asasıyla de kanlı tahtları yerin dibine geçirtti. Tutsağa özgürlük ve yoksula mutluluk verdirecek bir Hükümet kurdurttu. Onun adı Cumhuriyet'tir! (Alkışlar...)

On dört yüzyıl sonra ikinci mucizesini yaptırmak üzere en büyük bir ulusu seçmiştir. O da Türk Ulusu’dur.

On dört yüzyıl önce Hazreti Peygamber’in Mekke’de kurduğu Hükümet’i, bugün Türk Ulusu Ankara’da kurmuştur.

Ben, bu yaşlı arkadaşınız; bu Hükümet temelinin, dünyanın yaşınca sürmesini dilerim! Ve bu duanın kanatlarının altında ayağa kalkarak ve ‘Yaşasın, Cumhuriyet!’ haykırışlarıyla bu biçimi kutlamanızı da dilerim.

Şairin bu coşkun ünlemesi üzerine bütün Meclis […] avuçlarını patlatarak, üç kez: -Yaşasın, Cumhuriyet! -Yaşasın, Cumhuriyet! -Yaşasın, Cumhuriyet! diye haykırdılar?

Mehmet Emin, bütün coşkunluklarıyla bağıran birçok mebusun gözlerinde uzaktan uzağa elmas parçacıkları gibi parlayan gözyaşları gördü. […]

Sonra, Afyonkarahisar Mebusu Kâmil Hoca, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonuna dek yaşaması, mutlu olması üstüne dua etti”

29 Ekim 1923’te Anadolu’nun direnişiyle, Anadolu ihtilalinin üç buçuk yıl süren kutsal mücadelesiyle bu sancılı süreç, kutlu bir doğumla taçlandı, Cumhuriyet doğdu.

Türkiye Cumhuriyeti tarihte Göktürklerden sonra “Türk” adının kullanıldığı, Türk adını yükselten ikinci devlet oldu.

“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Halk kendi yöneticilerini kendi içinden seçer” cümlelerinde ifadesini bulan Cumhuriyet’in ilânı ile artık devlet yönetiminde ırk, din, dil ve cinsiyet farkı gözetmeksizin bütün vatandaşlar kanun önünde eşit oldu.

Ulus-devlet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 1924 Anayasası’nın 88. maddesinde “Türk” tanımı şu cümlelerle yapıldı:

“Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk ıtlak olunur.”

Yani devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk kabul edildi.

Egemenlik artık kayıtsız şartsız vatan için emek, gözyaşı, kan, can, mal nesi varsa verebilen Türk milletine ait oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Songül Kundakçı Cansız Arşivi