Songül Kundakçı Cansız

Songül Kundakçı Cansız

Kara kışın ortasında yılbaşı olur mu?

Kara kışın ortasında yılbaşı olur mu?

Mutlu yıllar dilemiştik 2020’ye girerken birbirimize.

Gelen gideni aratmasın, 2020 yılı 2019 gibi olmasın istemiştik. Zira 2019’da ekonomik kriz, terör saldırıları ve doğal afetlerle bunalmıştık. Ne hayaller kurmuş ama kucağımızda korona virüsü bulmuştuk.

Atalarımız yanılmadı, gelen gideni arattı. Hepimiz yaşadık gördük. Virüslü doğan 2020,  bütün dünyaya korona ile damgasını vurdu. Canlarımızı kaybettik.

Korona virüsten önce yaşadığımız ve kıymetinin farkına varamadığımız günleri özledik. Ümitle ha bitti ha bitecek bu virüs diye bekledik. Koca bir yıl geçti, 2020 yılı sona ermek üzere, dünyada değişen bir şey yok. Hâlâ hükümran korona… Hükümdar korona…

Bu dünya etme bulma dünyası derlerdi, şimdi oldu korona dünyası… Ne ettik de korona bulduk, kim bilir?

Etmeden de bulunmaz mı?

*****

Güzel şeyler dileyelim, güzel olsun yeni yılımız. Olsun inşallah ama 2021’e fazla umut bağlamayın derim ben. Ziya Paşa “Böyle gecenin hayr umulur mu seherinde” demiş şiirinde. Yani bir gecede değişen bir şey olmaz. 

Protestan ve Katoliklerin 25 Aralık'ta, Ortodoksların ise 6 Ocak'ta kutladıkları Noel, bizde kutlanmaz. Noel kutlayan bizden değildir. Bizdeki sadece yeni yıla güzel dilekler… 

Osman Yüksel Serdengeçti “Kara kışın ortasında yılbaşı olur mu?” diye itirazını dile getirir bir yazısında.  Olmaz elbette. Bizim yılbaşımız 21 Mart’tır zaten, baharla gelir yeni yıl, kara kışla değil. Miladi takvime geçişle beraber yeni yıl 21 Mart değil 1 Ocak olmuştur. Mesele sadece budur.

Arif Nihat Asya da yılbaşı kutlamalarına “Biz, Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllar da biliriz... ki hiç biri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi, efendi yıllardı.” cümleleriyle itiraz eder.

Hatta kendini Adanalı ilan eden “Bayrak şairimiz” yılbaşı coşkusuyla 5 Ocak’ta Adana’nın Kurtuluş bayramının coşkusunu kıyaslar. Sonuç yüz kızartıcıdır:

“Yakında birer ikişer gün ara ile bütün Çukurova şehrinin kurtuluşunu kutlamağa hazırlanıyoruz. Kurtuluş bayramının evlerde ve ailelerde akislerini yılbaşınınkiyle mukayese edelim. Çıkaracağımız neticeyi birbirimize, yüzümüz kızarmadan, söylemeğe cesaretimiz var mı?”

Türk milletinin destan yazdığı millî bayramların kutlama coşkusunun eski günlere nazaran kimi bilinçli ve kimi bilinçsiz şekilde yok edilmesi ayıbımızdır, utancımızdır, acımızdır ve hüznümüzdür.

Kendi kutlama günlerimizden açılan gediklerden başka medeniyetlerin kutlama günlerinin girmesi kaçınılmazdır. Yılbaşı kutlama hevesi ülkemizdeki kültür emperyalizminin ne derece başarılı olduğunun da bir göstergesidir.

*****

Noel Baba ve yılbaşı kutlamaları bu yıl korona virüs yasaklarına takıldı.

2021’e girerken sosyal medyada yılbaşının en önemli figürlerinden Noel Baba’ya Ayaz Ata adında Türk rakip uyduranlar da var, Noel Baba’yı Nail Baba yapanlar da. Yılbaşı Hristiyanların olsun,  Müslümanlar da Mekke’nin fethini kutlasın diye fethin tarihini on gün beriye çeken de var.

Bunlar ya Batı’ya hayran ya Batı’ya düşman ya da Batı’yla her şeyi kıyaslayan kafalar… Sanki Batı’da olan her şeyin bizde bir karşılığı olması şart.

Bana kalırsa ne düşman ol ne hayran ol; olacaksan uyanık ol, akıllı ol, 

Başkası olma kendin ol!

*****

Yılbaşı kutlamalarının dünyada bu kadar teşvik edilmesin bir sebebi de 20’nci yüzyılın tüketim kültürüne teşvik. Yani her taşın altından vahşi kapitalizm çıkıyor.

Kapitalizm bu defa oyuncusu Noel Baba…

Kırmızılar içinde, tombul ve sevecen görünümlü, ren geyiklerinin çektiği kızağındaki torbasında hediyelerle bacamızda mı cebimizde mi neremizde siz karar verin.

Bugün sadece Hristiyanlarda değil Müslüman mahallerinde de gördüğümüz Noel Baba’yı, 1931 yılında İsveçli bir ressam Coca Cola reklamları için firmanın renkleri olan kırmızı-beyaz elbiseler giymiş, aksakallı bir ihtiyar olarak çizmiştir.   

O günden beri yabancı filmlerle yıllardır çocukların hayal gücüne hitap eden tarzda allayıp pullayıp gözümüze, zihnimize yerleştirilen sevecen, babacan Noel Baba hep aynıdır, hiç kılık değiştirmez.

Anlayacağınız 20’nci yüzyılın tüketim kültürünün yarattığı en başarılı reklam karakteri olan Noel Baba’nın Hristiyanlıkla ilgisi yok aslında. Cola’yla ve parayla ilgisi var.

Noel Baba’nın simge değeri küçümsenemeyecek kadar büyük bir baba olduğu kesin, ama bizim babamız değil. Ne babası olduğuna siz karar verin. Arif Nihat Asya, Noel Baba’nın kim olduğunu yazısında şöyle anlatır:

“Memleketimize, herhalde, Beyoğlu'ndan giren, Haliç'i atlayarak Fatihlere, Aksaraylara, sonra Rumeli’ye ve Boğazı aşarak önce Kadıköylere, Modalara ve sonra Üsküdarlara ve oradan Anadolu’ya geçen bu bunak, neyimiz olur: Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı, yoksa Avrupalılıkta pirimiz mi?

İstanbul’un Tepebaşı'ndan Adana’nın Tepebağı’na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir?

Bir resmine bakarsanız Havarilere, öteki resmine bakarsanız Rasputin’e benzeyen bu iskambil papazı, aramızda nenin nesidir… bunu hiç merak etmediniz mi?

Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu:

O, Haçlı Seferlerinden kalma bir kılınç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor.

O, evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit'tir... Kardeşlerini Mukaddes Savaşa hazırlamaktan geliyor.

O, adiyle sanıyla bir misyonerdir ki, şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra, kılığını değiştirmiş... ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan: Çocuklarımızdan başlamıştır.

Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi?

Bırakın, onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz... sakalı elimde kaldı ve altından Lüsifer çıktı.

Bilirsiniz ki, casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler. Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin yahut bırakın: Haç’ında çarmıha gereyim onu.

Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeğe kalkarsa çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak, bir şeyinizi çalmıştır.”

*****

Yılbaşına günler kala Belçika'dan ilginç bir haber geldi.

Yaklaşan yılbaşı için yaşlı bakımevinde etkinlik düzenlenmiş. Etkinlik için Noel Baba kılığında gelen kişi korona olduğu için etkinliğin ardından 18 yaşlı insan hayatını kaybetmiş. Ölüm Noel Baba’yla gelmiş.

O halde neymiş?

Bazılarının hayran olduğu Batılı devletlerde yaşayanlar, o kadar da akılla hareket etmiyormuş.

*****

Yeni yılımız sağlık, mutluluk, huzurla gelsin; nasibimize hakkımızda hayırlı olan düşsün sevgili okurlar! 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Songül Kundakçı Cansız Arşivi