
Songül Kundakçı Cansız
Depreme Dair
Yerin yedi kat altındaki devler, cadılar, kötü cinler, canı cehenneme gidenler yüzlerce yıllık uykularından uyandılar. Gecenin karanlığında homur homur homurdandılar, kendilerine kurbanlar aradılar.
Kara yer bu korkunç seslerin şiddetiyle deprendi, deprendi ve sonunda yer yarıldı. Homurdanarak geldiler, binlerce, on binlerce taze canı alıp gittiler.
Yer altında şenlik başladı.
Yer üstünde can pazarı...
Yer üstünde enkaz…
Yer üstünde matem…
Takvimler 6 Şubat’ı, saat 4.17’yi gösteriyordu.
O günden beri yer altı yer üstünde beşik gibi sallıyor bizi… Uyutmak için değil…
Aldıkları tatlı canlara doymadılar. Sesler geliyor yer altından: Daha… daha… Salla… salla…
***
- Her yer yıkılmış neredeyse ama şu yıkılmayan evleri uzaylılar mı yaptı?
- Yok canım, ne uzaylısı, insan yapısı onlar.
- Onları insan yaptıysa peki şu yıkılan evler ne yapısı?
- ? ? ?
***
Unutmayalım diye taşa yazılmış Orhun Abideleri. Atalarımız “Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir?” diye seslenmiş bize asırlar öncesinden.
-Kim bozabilir ili, töreyi?
-Kim olacak? İşi ehline vermeyen yöneticiler, işini iyi yapmayan yetkililer, denetimleri gerçekleştirmeyen idari görevliler, kötü müteahhitler...
Kara yer delindi; yaşadık, gördük, hepimiz enkazda kaldık, çoğumuz öldük.
Titreyip kendimize gelir miyiz?
Geliriz inşallah! Umut fakirin ekmeği…
***
Bazen çok utandığımız an için “yer yarılsa da içine girseydim” deriz.
Demeyin. Ben yerin yarıldığını gördüm, gördük.
Bu deyimi işini iyi yapmayanlar, hırsızlar, ahlaksızlar söylesin; biz de “âmin” diyelim. Allah da kabul etsin!
***
Ah ah! Her yer enkaz, her yer mezar; her yerde matem, feryat figan, gönüller yaralı, sesler acıklı… Bu felaketler başımıza niye geldi?
Bir ses acıyla dedi ki: Garibanların, masumların ahını çok aldık da ondan geldi bunlar başımıza. Zavallılar, bu dünyada cehennemi yaşadılar, çile çektiler, öldüler, öldürüldüler, kara toprağın bağrına girdiler. Yer altında yer üstünde yaşadıkları acıları anlattılar. Yer altı “Ben duymaya dayanamadım, siz bu dertleri nasıl çektiniz” dedi inleyerek ve acıyla sarsıldı, sarsıldı, deprem oldu.
Bir diğeri dedi ki: Şu karşı apartmandaki oturanlar her türlü günahı işliyor. İçki var, kumar var, daha neler neler var… Zelzele Allah’ın cezasıdır onlara.
Diğeri dedi ki: Namaz niyaz yok kimsede, açık saçık giyiniyor kadınlar. Başımıza taş yağacaktı, yer yarıldı utancından.
Öteki dedi ki: Kimse birbirini sevmiyor. Ana babaya saygı kalmadı. Her yerde riya, niza, yalan dolan, talan malan…
Bir başkası dedi ki: Herkes birbirinin hakkını yiyor, ondan oldu. Ben hakkımı helal etmiyorum yiyenlere.
Öbürü dedi ki: Şu dindar görünen dinciler yüzünden oldu. Din aldılar din sattılar, Allah’la aldattılar. Allah’ın gücüne gitti, deprem oldu.
Herkes suçu başkasında buldu, kimse kendine dönüp bakmadı.
Bir çocuk ağladı. -Anne korkuyorum.
Sustular, hepsi korkuyordu, afet karşısında acizdiler.
Sustular, Allah’a sığındılar!
***
“Allah her şeye hakkıyla kadirdi" elbette.
İnsanlar okusaydılar bilirlerdi zelzelenin ne olduğunu ne olmadığını.
Ve bilirlerdi her şeyin bir tabiatı olduğunu.
Ateş yakar, su söndürür, deprem sallar, hırsız çalardı.
Hırsızlar çaldı, çaldığını gören görmedim dedi, duyan duymadım dedi.
Yetkililer, yönetenler, müteahhitler, mühendisler bir ağızdan “biz sorumlu değiliz, suçlu başkası” dediler.
“Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almazdı.” Ahlaksız ahlak, namussuz namus, hırsız dürüstlük, dinsiz din, haksız hak, üfürükçü bilim, katil de insan haklarını anlatmaya kalktı.
Deprem ne yapsın, o tabiatının gereğini yerine getirdi. Tabiatı kurusun ama buydu işte; salladı salladı, yıktı, yuvalar mezar oldu.
Binlerce can gitti, ateş düştüğü yeri yaktı, sonra her yeri yaktı.
Bu yangınları söndürecek kadar suyumuz var mı?
Millî Marş Millî Ateş: İstiklal Marşı
13 Mart 2025 Perşembe 05:15Türk Artvin’in 104. Kurtuluş Yıldönümü: Bir Sancak Hikayesi
08 Mart 2025 Cumartesi 02:15Yangın Vaaar!
23 Ocak 2025 Perşembe 11:005 Ocak: Bayrak Şehrinde Bayrak Şairi Arif Nihat Asya
06 Ocak 2025 Pazartesi 01:30Türk Milletinin Öcü: Cumhuriyet Türküsü- III
29 Ekim 2024 Salı 11:08Cumhuriyet Türküsü - II
28 Ekim 2024 Pazartesi 11:45Teslimiyetten Istiklale: Cumhuriyet Türküsü - I
28 Ekim 2024 Pazartesi 00:24Ne Okusam Diyenler İçin: Çiçekçi Alman
03 Eylül 2024 Salı 20:1630 Ağustos: Dirilişin Ve Hesaplaşmanın Tarihi
30 Ağustos 2024 Cuma 14:52Ali Akbaş İle Röportaj
01 Temmuz 2024 Pazartesi 22:15




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.