Mustafa Yürekli, Ramazan Mektubu'nda hakikatin çocuğu olmayı ve Allah'ın iradesine uyum becerisi göstermeyi gündeme getiriyor. Dünya ve ahiretin gerçeğine dikkatleri çekiyor.

2013 yılının Ramazan-ı Şerif'ini idrak ediyoruz.

Varlığı her şeyde apaçık görünen, bütün kusur ve noksanlardan da sonsuz derece uzak olan âlemlerin Rabbi Yüce Allah'a, kainatta cilvelenip duran tecellilerinin sayısı adedince hamd ve şükür..

Muallim-i ekber ve eşsiz rehber, sevgili Peygamberimiz, Efendimiz Hz.Muhammed'e (s.a.v.), Ehl-i Beytine ve Sahabe-i Güzin'ine, kainattaki mevcudat sayısınca salât ü selam..

Dillerimizin gönüllerimizle bir olup ?Gufran, gufran!' diye niyaza durduğu şu meyvesi bol rahmet mevsiminde, yaşlı gözlerle, bir kez daha ellerimizi kaldırıyoruz..

Allahım! Sen'den bizi yolların doğrusuna iletmeni ve takva duygusu ile dopdolu hale getirmeni dileniyoruz.

Nefislerimizin içimize akıtabileceği her türlü kötülük duygu ve düşüncesinden, Sen'inle aramıza girip perde olabilecek ve bizi Habîb'inin yolundan alıkoyabilecek bütün engellerden de yine Sana sığınıyoruz.

Rabbimiz! Kalplerimizi topyekun şüphe, şehvet, gaflet ve nefsanî hazların kirlerinden arındır ve bizi her haliyle örnek, seçkin kullarının arasına kat.. Bizi iyiler listesine yaz.  Gönlümüzü, dilimizi, zikir ve şükür duygularıyla, hamd ü sena sözleriyle doldur, doldur da bütün latifelerimizle dipdiri hale gelelim.

Rabbimiz... Ruhlarımızı rıza makamına yükselt ve bizi hep kalp ve ruhun yüce ufuklarında gezdir! Kainata rahmet peygamberi olarak gönderdiğin, efendimiz Hz.Muhammed'e (s.a.v.), aile fertlerine ve bütün ashabına salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz..

Mevlana, "Hayat bir nefestir, aldığın kadar. Hayat bir kafestir, kaldığın kadar. Hayat bir hevestir, daldığın kadar. Önün mezardır ey insan. Sonun mezar." buyurur. Bu gerçekleri kavramamızı ve gereğince yaşamamızı lütfeyle..

Tunuslu Muhammed Buazizi, İslam dünyasında yeni yüzyılın hesaplaşmasını başlattı.. Şerefli bir şehadeti, zelil bir hayata tercih etmeye, ahiret hayatını dünya hayatına yeğlemeye vurgu yaptı eylemiyle.. Hakikatin çocuğu olduğunu kanıtladı. 2013 Ramazanı Mektubu'na başlarken, ona Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyoruz..

Ramazan'dır. Nefsini terbiye ve muhasebe zamanı. Yoklayalım vicdanlarımızı; inancımız ve yaşayışımız, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) ve sahabelerine, Hz. Ebu Bekir'e (r.a.), Hz. Ömer'e (r.a.), Hz.Ali'ye (r.a.) ve Hz. Ebuzer'e (r.a.) mi yakın ve yatkındır? Yoksa vicdanlarını, servet sahibi, makam sahibi olmanın, güç ve iktidar olmanın dayanılmaz çekiminde karartanlara mı yakın ve yatkındır?

Kur'an-ı Kerim'de ?Kim âhiret kazancını istiyorsa, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.?[1] buyruluyor. Hedis-i Şerif'te ?Kim âhiret(e muhabbet duyarak onu) elde etmeye niyet ederse, Allah ona gönül zenginliği verir. İki yakasını bir araya getirir. Dünya, onun ayaklarının altına serilir. Kim de dünya(ya muhabbet besleyerek onu) elde etmeye niyet ederse, Allah onu açgözlü yapar, iki yakasını bir araya getirmez. Dünyalık olarak da sadece kısmetinde ne varsa, ona ulaşır.?[2] buyruluyor.. Bu hakikatlere ne kadar inanıyoruz ve uyuyoruz?

Kazancımız nedir?  Fani dünyada geçici ve aldatıcı başarılar mı? Yoksa sınav yeri olan dünyada peygambervari bir tavır alıp hakikatin çocukları olabiliyor muyuz? Yoksa yalanın ve aldanışın çocukları mıyız? Gerekeni mi yapıyoruz, büyük bir aymazlıkla? Hakikatin, iyinin ve güzelliğin ekseninde varlığımızı biçimlendirip salih kul mu olmaya çalışıyoruz?

Sözümüz, davranışımız ve işlerimiz, Allah'ı ne kadar hoşnut ediyor? İnancımızı, düşüncemizi ve yaşayışımızı hakikate ne kadar ayarlayabiliyoruz? Sorgulanmamış bir hayat, hakikate göre ayarlanmamış bir hayat yaşamaya değer mi? Yaşarken, Allah'ın iradesi olan İslam'a ne kadar uyum sağlayabiliyoruz? İlahi iradeye yüksek uyum becerisi olan takva sahibi miyiz?

[1] eş-Şûrâ Suresi, Ayet: 20.

[2] Ebû Dâvûd, Zekât, 34; Tirmizî, Kıyâmet, 30.

Mustafa Yürekli - Haber 7

mustafayurekli@gmail.com