Mustafa Yürekli
Siyasal iletişimde ‘benzeşme’ faktörü
Siyasal iletişimi siyasal arenada birbirini anlama ve anlatma biçimi olarak tanımlamak gerçekliğe daha uygundur. Eğer medeniyetin özü, milletin ve devletin de özüyse; devlet aynı hedefe doğru birlikte hareket etmeyi mümkün kılan en büyük ortak teşkilatsa, iktidar ve muhalefet aynı dili kullanacaktır. İktidar ve muhalefetin siyasal alandaki iletişimi kötüleşiyorsa; özden bir sapma, hedeflerde ve metotta farklılaşma söz konusudur.
1980 öncesi yaşanan şiddet olayları, 1980 sonrasında yerini ‘anlama ve anlatma’ya bıraktı. Türkiye, çok pahalı bir tecrübeyle öğrendiği siyasal iletişimde hala ciddi sorunlar var: Siyasal iletişimin toplumsal barışa ve huzura yaptığı katkılara dikkat etmek gerek..
Birbirini anlayanlar, kendini anlatmada başarılı olanlar, şiddet ve kavganın yerine diyalog ve işbirliğini tercih etmektedirler.
Zaten 1980 öncesinde karşıt cephelerde yer alan, birbirini düşman diye niteleyen siyasi partilerin, bugün aynı çatı altında koalisyon hükümeti kurabilmesi de olumlu siyasal iletişimin örneğini oluşturmaktadır. Siyasal iletişimin “anlama ve anlatma” işlevi bu noktada çok önemli bir fonksiyon üstlenmiştir.
Kısır çekişmeleri, anlamsız kavgaları, şiddeti bir kenara bırakan siyasiler, karşısındakinin ne dediğini anlamaya başlayınca; aslında benzer pek çok yanlarının bulunduğunu fark etmişlerdir. Farklılıklarını değil, ortak yönlerini ön plana çıkarmayı ve bunlar üzerinde bir işbirliğine gitmeyi başaran siyasi partiler, ülke sorunlarının tanımlanması ve çözümüne de önemli katkılar sağlamaya başlamışlardır.
Ne var ki küresel çapta siyasal iletişimin “anlama ve anlatma” işlevi gittikçe kaybolmakta; paralel olarak siyasal iletişimde ‘tekdüzelik’ ve ‘benzeşme’ faktörü öne çıkmaktadır.
Siyasal İletişimde Tekdüzelik ve Benzeşme
Dünyadaki değişik ülkelerin siyasal, kültürel ve sosyal açıdan farklılıklarına rağmen benzer siyasal iletişim teknik ve uygulamalarını kullandıkları görülmektedir. Siyasal iletişimin küresel çapta uygulamalarında görülen tekdüzelik ve benzeşme çok dikkat çekmektedir.
Siyasal reklamlar, seçimlerde televizyon vasıtasıyla oluşturulan imajlarla adayın öne çıkması, medyanın seçimlerde birinci dereceden önem kazanması, artan kampanya masrafları, siyasal iletişim danışmanlarının profesyonelleşerek seçim ve aday stratejilerinin belirlenmesinde vazgeçilmez hale gelmeleri, siyasal iletişimde benzeşme eğiliminin temel özellikleridir.
Farklı seçim sistemleri, farklı siyasal ve kültürel yapılar ve farklı tarihsel geçmişlerine rağmen hemen hemen tüm ülkelerdeki siyasal iletişim uygulamalarında, medya teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, "siyasetin Amerikanlaşması" sürecine girildiği görülmektedir. "Siyasetin Amerikanlaşması" demek, iktidarı de muhalefeti de kontrol ve yönlendirmeyi mümkün kılan iki partili sistem demektir.
Türkiye’de "siyasetin Amerikanlaşması" sürecini kavramak için, hem Kasım Gülek, Bülent Ecevit çizgisine, hem de Süleyman Demirel ve Korkut Özal çizgisine paralel olarak büyük sermayeyi ve medyadaki değişimi izlemek gerekmektedir.
Siyasal İletişimin Amerikanlaşması
Siyasetin ve beraberinde iletişimin Amerikanlaşması olgusunda kuşkusuz küreselleşme sürecinin büyük rolü vardır. 2050 yılında Birleşmiş Milletler’i dünya devleti ilan etme hedefine doğru ilerleyen küreselleşme, dünya tüketim kültürünün, dünya iletişim ağının, dünya finans ve ticaret mobilizasyonunun mekanizmalarını kurma ve sorunsuz işletme çalışmasının adıdır. Savaş dahil hiçbir problem, BM Güvenlik Kurulu masasını yıkamamaktadır. ABD ve AB, Ukrayna’da Rusya ile savaşmakta ve bu savaş BM’yi olumsuz etkilememektedir.
ABD, küreselleşme sürecinin baş aktörü rolüne oynamakta, bu sürecin genişleyip yayılmasında etkin görev üstlenmektedir. İletişim teknolojilerindeki gelişmeler de yine ABD’de üretilip tüm dünyaya yaygınlaştırılmakta, dünyadaki pek çok ülke bu teknikleri Amerika’daki uygulamalarından taklit ederek kendi ülkesine uyarlamaktadır.
Amerika’da temerküz eden dünya sermayesi, uluslararası ilişkiler bürokrasisi ve bir örnek demokrasisi yanında, kitle iletişim araçlarının toplum üzerindeki büyük etkisi de siyasetin iletişim ile uyum içinde gelişmesine yardımcı olmaktadır.
Siyasal iletişimin temel uygulamalarının en yaygın ve yoğun olarak Amerika’da kullanılması, beraberinde ABD’de tartışma konusu olan pek çok sorunun da başka ülkelere ihraç edilmesine neden olmaktadır.
Sadece siyasal iletişim uygulamalarını değil, kendi siyasal sorun ve tartışmalarının büyük bir kısmını da başka ülkelere ihraç eden Amerika, dünyada pek çok ülkede benzer siyaset ve iletişim süreçlerinin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu süreç de hem siyasetin hem de iletişimin "Amerikanlaşmasına" bir ölçüde katkıda bulunmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.