CHP, MHP ve BDP niçin Türkiye?yi siyasetsizliğe sürüklüyor?

Önce YSK tarafından Hatip Dicle?nin milletvekilliğinden düşürülmesi üzerine BDP?nin desteklediği 35 milletvekilinin TBMM?ni gitmeme kararı.. Ardından yargılandıkları mahkeme tarafından milletvekili seçilen Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay?ın tahliyelerine ret kararı üzerine CHP?nin TBMM?ne gitmeme senaryosunun gündeme gelmesi..

Milletin gözü önünde olan bu gelişmelerde dikkat çeken hususlara bir bakalım: Yargı bürokrasisi, seçim sonuçlarıyla oynayıp ülkede gerilim yaratma pozisyonuna giriyor. CHP, MHP ve BDP aday listelerini oluştururken öngörülebilir durumlar ortaya çıkınca sözbirliği etmişçesine yeni oluşacak TBMM?ne dönük protestolara soyunmaları, yani siyaseti tıkama girişimleri.

Yürürlükteki vesayet rejiminin devamını isteyen partilerin üçü de, CHP, MHP ve BDP yargı bürokrasisinin tokatı ile yere seriliyor. Dahası canı yanan siyasiler demokrasi oyunundan çıkma tehdidi savurarak aynı anti demokratik tepkiyi veriyorlar.

Bunlar birden ortaya çıkan durumlar değil. 12 Haziran seçimi için hazırlanan planın uygulaması. Sandıktan CHP-MHP koalisyonu çıksaydı sevinç çığlıkları atacaklardı ve Ergenekon sanığı milletvekilleri de dışarıdan ilk günden itibaren Silivri?yi boşaltma çabasına gireceklerdi..

Ama AK Parti seçimden ezici bir zaferle çıktı.. Yeni sivil demokratik anayasa ülke gündeminin baş sırasına oturdu..

İşte bu koşullarda uygulanmak üzere hazırlanan B planının uygulamaya konulmasına tanık oluyoruz.

Yargı bürokrasisinin dört milletvekilinin Hatip Dicle, Engin Alan, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay?ın milletvekilliğini düşürmesi nasıl planlanan bir durumsa, CHP, MHP ve BDP?nin abartılı tepkileri de planlanan durumlar olabilir.

Kürt siyaseti 12 Haziran seçiminde açıktan PKK vesayetinin altına girdi. CHP Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay?ı, MHP ise Engin Alan?ı milletvekili listesine koyarak 12 Eylül vesayet rejiminin partileri olduklarını ortaya koymuş oldular. Aslında PKK vesayeti de yürürlükteki 12 eylül vesayet rejiminin bir ürünü ve uzantısı.

CHP ve MHP nasıl vesayet rejimine sessiz iseler, BDP de PKK vesayetine sessiz. Otoriter vesayetçi zihniyet, gücü toplum karşısında meşrulaştırmakta ve toplumu önemsizleştirerek güçlü olanı tek belirleyici hale getirmektedir.. Vesayetçi zihniyet, siyasetsizlik yaratmaktadır.

Görünen o ki vesayetçi CHP, MHP ve BDP Türkiye?yi siyasetsizliğe sürükleyecek.. Böylece yeni sivil demokratik bir anayasanın yapılmasını engelleyecekler..

Mustafa Yürekli - Haber 7