Batılılaşma şeytanı prangadan kurtardı..
Toplumda fasıklar çoğalınca, hayat zulme dönüşür, dünya cehenneme döner. Fasık yöneticilere katlanan İslam toplumları, dünyada ve ahirette huzura ve mutluluğa muhtaç kalırlar.
Bütün sorunların kaynağı, ülke olarak kendi medeniyetimizi bırakıp Batı uygarlığına girmiş olmamızdır. Öykündüğümüz Batı uygarlığı, insanımızın başta Allah?la olmak üzere, doğayla ve toplumla ilişkilerini de bozmuştur. Batılılaşan Türkiye?de, kaybolan toplum sağlığı ve yozlaşan ilişkiler yüzünden hayat çekilmez hale gelmiştir. Batılılaşma, millet hayatına ve tarihe tahripkar bir müdahale olmuştur.
Hayatım boyunca, Batı uygarlığına girmenin milli bünyemizde yaptığı tahribattan acı duydum. Batılılaşma, hilafetin ilgası, İslam hukukunun yürürlükten taldırılması, geleneksel eğitim kurumlarının (medreselerin) kapatılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması ve harf devrimiyle gerçekleşti. Bu yüzden Batı uygarlığına dahil olmuş Türkiye?de gittikçe salihler azalıp ezilirken fasıklar çoğalıp üstün hale geldiler.
Bu durumu, bir örnek olayla açıklayabilir: Brezilya'nın Piaui eyaletinde, bir hafta sonu, Jose de Freitas sahilinde suya giren tatilciler piranaların saldırısına uğradı. Yüzün üzerinde tatilci, ayaklarındaki ısırıklar yüzünden hastanede tedavi gördü. Yetkililer, aşırı balık avı yüzünden yumurtalarını yiyen balıkların azalması nedeniyle piranaların bu bölgede kontrolsüz şekilde çoğalmasına yol açtığını ve beslenecek balık da bulamayan hayvanların insanlara saldırmaya başladığını belirtti. Yetkililer, doğal besin zincirinin kopan halkasını yeniden kurabilmek için hem piranalara yem olan, hem de pirana yumurtalarını yiyerek aşırı çoğalmasını önleyen balıkların, en kısa sürede bölgeye bırakılacağını açıkladı.
Aşırı avlanma yüzünden balıkların azalması, piranaların çoğalıp aç kalmalarına yol açıyor. Bu haberi, insanların bir doğal ortamı bozarak felaketlere yol açtığını göstermesi bakımından yazıma aldım. Ülkemiz de İslam medeniyetinden çıkarılıp Batı uygarlığına geçirilince toplum yapımızda çarpıklıklar ortaya çıktı. İlahi düzen bozuldukça doğada ve toplumda pek çok garip olaya tanık oluyoruz.
Allahu Teala, insanlar için de din dediğimiz, İslam adını verdiği, dünyada ve ahirette mutlu olacakları bir düzen kurmuştur. Müslümanlar, Kur?an-ı Kerim?de Allah?ın düzenini bozmamaları konusunda açıkça uyarılmışlardır: ?Kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.? (Maide Suresi, Ayet:49) buyurmuştur.
SALİHLER VE FASIKLAR
Sözlükte "bir şeyden çıkan" anlamına gelen fasık kavramı, din ıstılahında, inkâr edenlere ve îman ettiği halde Allah ve Peygamber'e itâat etmeyen, dinî görevlerini terk eden ve günah fiilleri işleyenlere denir. Her kâfir fâsıktır, ancak her fâsık kâfir olmayabilir. Asi mümin fâsıktır, ama kâfir değildir.
Kur?an-ı Kerim?de kâfirlere (Sâd, 38/20; Secde, 32/18), âyetleri inkâr eden (Bakara, 2/99) ve yalanlayanlara (En'âm, 6/49), münâfıklara (Tevbe, 9/67), müşriklere (Tevbe, 9/8) "fâsık" denildiği gibi Allah'ın indirdiği ahkâm ile hükmetmeyenlere (Mâide, 5/47), iffetli kadınlara suç isnat edenlere (Nûr, 24/4), yalan haber yayanlara (Hucurât, 49/6) Allah'ı unutanlara (Haşr, 59/19) ve benzeri günah olan söz, fiil ve davranışları işleyenlere de fâsık denilmiştir.
Kur?an-ı Kerim?de insanların çoğunun fâsık olduğu, yani Allah'ın indirdiği hükümlerle yaşamayan fasıkların çoğunlukta oldukları bildirilmiştir: ?Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. Eğer Allah'ın hükmünden yüz çevirirlerse, bil ki Allah, bir kısım günahları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor. Muhakkak ki insanların çoğu yoldan çıkan fasıklardır.? (Maide Suresi, Ayet:49)
?Salih?liğin karşıtı bir sıfat olarak ?fasıklık?, Allah?ın kınadığı bir insani vasıftır. Fısk, haktan yüz çevirmek, ayrılmak, günahta haddini aşmak, dünya hayatı ve mutluluğu için din ve diyanet dâhil her şeyi feda etmektir. Fıskın kaynağı, akıl, gazap ve şehvet denilen üç kuvveti ifrat veya tefrit içinde kullanmaktır. Yani bu üç kuvveti abartarak kullananlar, fıska düşerler, büyük günah işlemiş olurlar.( Saîd Nursî, İşârâtü?l-İ?câz, s. 215)
Büyük günahı açıktan işleyen, işlediği günahtan sıkılmayan, mahcup olmayan, günahlarıyla övünen ve zulüm yapmaktan lezzet alan kimselere de fasık denmiştir. (Saîd Nursî, Mektûbât, s. 268)
Kur?an-ı Kerim?de birçok ayette imandan hemen sonra ?amel-i salih? kavramının zikredilmesi, inancımızı yaşamamız gerektiğini vurgular: ?Asra yemin ederim ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.? (Asırd Suresi, Ayet: 1 ? 3)
Kur?ân-ı Kerim, iman ile salih amelin sabır isteyen bir gerçek olduğunu ve ödülünün de cennet olduğunu vurgular: ?İman edip salih amel işleyenlere gelince, onlar Cennet ashabıdırlar. Onlar orada devamlı kalıcıdırlar? (Bakara Sûresi, Ayet: 82)
İnsan, imana ve İslam ahkamına muhtaç yaratılmıştır; dünyadaki ve ahretteki mutluluğu Müslümanlık denen hayat tarzına bağlıdır. Akıl, İslami bilgi ve düşüncelerle donatılmamışsa, insan teki, gadap ve şehvet gibi duygularını yönetemez, sağlam bir karakter sahibi olamaz, olgulaşamaz, insanlıktan çıkar. Baba Salih olmaz, fasık olursa, ev mabet olmaktan çıkar, İslam ahlakından, ibadetlerden ve Müslümanca yaşantıdan uzak kalan ailede dirlik ve düzen kalmaz. Devlet başkanı salih olmayınca, fasık olunca da, İslam hukuku o ülkede uygulanmaz, emniyet ve adalet ortadan kalkar, huzur kalmaz, dirlik ve düzen bozulur. İslam toplumu, ancak İslami bir yönetimle, İslam ahlakına riayet edilmesiyle ve İslam hukukunun yürürlüğe sokulmasıyla emniyet, refah ve huzura kavuşur.
Kur?an-ı Kerim?de ve Hz.Peygamber?in (s.a.v.) sünnetinde açıkça ortaya konulan İslam, insanlık için tek doğru yoldur: ?Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağnı vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlar, fasıklardır.? (Nur Suresi, Ayet: 55)
Türkiye?de Batılılaşma manzarası şöyledir: Evde, şehirde ve ülkede İslami yönetim sağlanamazsa, ilahi düzen bozulacağından şeytanın şer tohumları, Allah?ın kınadığı kötü huylar yaygınlaşır, günahlar açıkça işlenir hale gelir..
Toplumda fasıklar çoğalınca, hayat zulme dönüşür, dünya cehenneme döner. Fasık yöneticilere katlanan İslam toplumları, dünyada ve ahirette huzura ve mutluluğa muhtaç kalırlar.
Batılılaşmak, milletimiz için dünyayı cehenneme dönüştürmüştür.
FASIKLARA HİDAYET EDİLMEZ
Nasıl balıklar azalınca piranalar çoğalıyor ve saldırganlaşıyorlarsa.. Aynı şekilde İslam toplumunda da salihler azalınca, şeytan prangadan kurtulur, fasıklar çoğalır ve hayatı tahrip ederler, kötülük yayılır.. Fasıklar, dünyayı cehenneme çevirirler.
Allahu Teala fâsıklardan râzı olmaz: ?Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler. Eğer siz onlardan razı olursanız, şunu bilin ki Allah, o fasıklar güruhundan kesinlikle razı olmaz.? (Tevbe Suresi, Ayet: 96)
?Fâsık övülünce, Rabbimiz gadaba gelir.? (Beyheki)
Allahu Teala fâsıklara hidâyet etmez: ?Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.? (Tevbe Suresi, Ayet: 24)
Fâsıklık sıfatından kurtulabilmek, ancak iman edip salih ameller işlemek, İslamın emirlerine uyup, yasaklarından sakınmakla, haram ve günahlardan uzak durmak, işlenen günahlara tevbe etmek ile mümkündür.
Mustafa Yürekli / Haber 7
mustafayurekli@gmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.