Y ı k a n s ı n
İzler Ve Yansımalar - 53
“...kasetin iki yüzüne de doldurttuğun aynı şarkıyla, bir selvi ağacına veya dağ başındaki bir kayanın herkesin göremediği yüzüne yazdığın ilk isimle...”
Y ı k a n s ı n
Radyoyu kapatamadığın şarkıyla yıkansın.
En değerlinin gözlerine bakarken burun sızlamasından sonra gelen; ama göz çukuruna dolup akmayan gözyaşıyla yıkansın.
En masum yanınla yazdığın ilk şiirle, kasetin iki yüzüne de doldurttuğun aynı şarkıyla; bir selvi ağacına veya dağ başındaki bir kayanın herkesin göremediği yüzüne yazdığın ilk isimle; dilinin ilk defa dolaştığı, ayağının ilk defa tökezlediği sebeple, gümüş kolyeyi ilk defa takıp aynaya baktığın gözlerinle; ilk karnene, ilk diplomana, ilk çocuğunun kimliğine baktığın nefesle; ilk defa birine sevdiğini söylediğin o titrek sesle, hiç istemeden darıldığın biriyle konuşmaya can atarken beklemediğin bir anda sana seslenmesine cevap verdiğin heyecanla, zerre kadar bir yere dünyayı değiştirecek umuduyla astığın ilk afişe baktığın inanmışlıkla yıkansın. Her şey...
İnsansın.
Senden başka suyun berrak hâlini bilen yok. Öyle çok iste ki her insan o berrak suda, temiz kalpte, umutta, duada yıkansın.
Yıkan olmaktan korktuysan; durdukça, duruldukça sadece sen değil, su bile kendinde yıkansın.
Müsade edersen sesin, nefesin, dilin ve gönlün; sabit ayağından güç alarak, adanmış dualarla ilk suyunda yıkansın. Bir daha da hiç kirlenmesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.