“...aşkın sebebiyle sahibinin aynı olmaması bundandır, belki de.”
Gözlerini götürürken bakışlarını bırakmıştır.
Örgülü saçlarını götürürken içine ördüklerini bırakmıştır.
Ağzını, dilini götürürken sözlerini bırakmıştır.
Bedenini alıp giderken gölgesini bırakmıştır.
Hırkasının düğmesini götürürken içine düğmelediklerini bırakmıştır.
Siyah dahil bütün renkleri götürürken maviyi bırakmıştır.
Anı, zamanı, günleri ve yılları götürürken geceyi bırakmıştır.
Tüm yazılanları, hikâyeler dahil, götürürken şiirleri bırakmıştır.
Diğer ayları yanına almış; ama kasımı bırakmıştır.
İlkbaharı, kışı, yazı götürmüş; sonbaharı bırakmıştır.
Tüm yaşları yanına almış, on yediyi bırakmıştır.
Kapıyı, duvarları, tüm eşyaları götürmüş; pencereyi bırakmıştır.
Gülmeyi, gezmeyi, kavuşmayı götürürken beklemeyi bırakmıştır.
Yıldızları, ayı, güneşi götürürken gökyüzünü bırakmıştır.
Sahip olduğu her ne varsa götürmüş, sebep olduklarını bırakmıştır. Aşkın sebebiyle sahibinin aynı olmaması bundandır, belki de. Sebep olan da sahip olan da hep var olsun, var olsun ki bu dünyadan bir insan geçtiği bilinsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.