Bayramlık Ağız

Bayramlık Ağız

(Üçüncü Sınıf Bir Yöneticiden Birinci Sınıf Yönetim Beklemek)

“…iyi işten değil de iyi ilişkilerden kurulan takım, bilmem kaçıncı pardon.”

Son çıkarılan kitap, kanun, yönetmelik, yönerge veya kurulan ekip, takım; bir öncekinden daha eksik, yetersiz, kusurlu, sorun gideren değil de yeni sıkıntılar oluşturan cinsten ise bir şeylerin iyi gitmediği ve iyi olmadığı kesindir.

Her zaman söylerim. Hakkınız olan bir iş, hakkınız olmadan sizinle ilişkilendirilmiş üst bir işten daha kıymetlidir. İş insanı yüceltmez, insan işi yüceltir. Uzaktan seyredenler de yücelmiş bir işin üzerindeki insanı görürler; yüce bir işin altında kalanları gördükleri gibi.

İlk cümlenin doğruluğuna inanan, ikinci cümlede tam ters bir ifadeyi niçin kullanır?

Hiçbir zaman giymeyeceğin bir kıyafeti seyahat çantana doldurup ülke ülke niçin gezdirirsin?

Başkasının aklıyla düşünüp ağzıyla konuşup kendi aklın ve ağzın olduğunu niçin iddia edersin?

Kime ne soruyorum ki? Senden öncekiler de böyleydi. Elindekinin en iyisini değil de “el ne der”in gereğini yaparlardı. Dünyada alanının en iyisi oldukları dönemde yüzlerine bakılmadıkları oldu.

Kim kaybetti?

Bakmayanlar.

Onlar hâlâ alanlarının en iyisi ve işlerini yapmaya devam ediyorlar. ( İsim verince olay sığlaşıyor; ama burada verelim de mevzu derinleşsin: FT/ GK)

Her şey fazlasıyla tamam olmasına rağmen takım iyi futbol oynamıyor. Ana mevkiler çok işlevsiz, bloklar arasında müthiş bir kopukluk var, bir sistem kurulamadı. Her maç başka bir taktik, farklı bir on bir… Bölge ve kademelerde dayanışma, işbirliği yerine kopuş ve yalnızlaşmalar var. Takım olma ruhu kazanılamadı. Taraftar da yavaş yavaş seyirci konumuna geçti. ( İyi sistemde başarılı sonuçlar hafızalarda ve arşivde olduğu halde.)

Bu durumda elbette planlama, yapılanma ve hedef çok önemliydi. Hiçbiri layıkıyla oluşturulmadı. Oyuncu seçimleri ve değişiklikleri takımın aksayan yönlerine göre değil, kendilerine yansıyanlara bakılarak yapıldı. Takımın malzemecisinden, doktoruna; scuot ekibinden, yardımcılara kadar hepsi yaptıkları işlerle değil de kurdukları ilişkilerle önplana çıkanlardan seçildi. Dolayısıyla ne iş yapması gerektiğini bilenlerle değil, bir iş üretilip onu öğrenmesi gerekenlerle uğraşıldı. Bu da takımın oyun kalitesini her geçen gün düşürdü. Halbuki taraftar yaz kış, yağmur çamur demeden büyük bir fedakarlıkla takımın iyi olmasını arzuladı. Umudu tükenen taraftarlar, tribüne çekilip seyirci oldu. Şimdi her maçta verimsiz bir orta saha mücadelesi var. Bu durum adamsendecilikle geçiştirilecek bir durum değil;çünkü her haneyi ilgilendiriyor. Bazı hanelerde ebeveynler bazılarında çocuklar veya torunlar konunun müptelası veya mağduru olabiliyor.

Herkesin temel isteği en güzeli olsun. En güzelini isteyenler kendi güzellerini değil de gerçekten en güzelini seçip desteklemedikçe durumda bir düzelme olmayacak. Verimsiz bir orta saha mücadelesi sadece emek ve zaman kaybı ;umut tükenişidir.

İyi ve güzel için oluşturulacak koro, tüm gürültüleri bastırabilir.

Sesiniz varsa ve nefsinizi değil de yaşatacak nefesinizi ve neslinizi önemsiyorsanız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayati Koca Arşivi