Ülkemizin bıyıklı son futbolcusu Ünal KARAMAN’a...
Cumartesi Yazıları - 63
“ 2 Ağustos 1967’den bugüne, kuruluş yıldönümü vesilesiyle...
Ülkemizin bıyıklı son futbolcusu Ünal KARAMAN’a...
Kalpleri bordo, gökyüzünü mavi bilenlere...
Trabzonspor’u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanacak bir şey değil, diyerek; kalplere bordo bir hüzün, gözlere mavi bir umut bırakarak giden Kazım KOYUNCU’ya...
Güzel kalpli sanatçı Ahmet YENİLMEZ’e...
Şanlıurfa Spor’un kardeş takımına...”
NEDEN TRABZONSPORLU OLDUĞUMUZUN BEYANIDIR
Trabzon, sırtını yemyeşil dağlara dayamış, Karadeniz’in masmavi örtüsünü dizlerine kadar çekmiş bir şehirdir. Trabzonspor, Trabzon’dan daha büyük olarak bu güzelliklerin içinde bir sevda, bu güzel bahçenin çınarıdır.
Trabzonspor ,bir tarihtir.
Trabzonspor ,bir aşktır.
Trabzonspor Anadolu ruhunun, Anadolu insanının bir direnişidir.
Trabzonspor yerliliğin, yerli ruhunun simgesidir.
Trabzonspor kendi imkânlarıyla başarının takipçisi bazen de tadıcısı olmuştur.
Spora gönül verenler bilmeliler ki Trabzonsporlu olmak; ancak Trabzonspor’u tanımak, anlamak,yaşamak ve sevmekle mümkündür. Gönlünü farklı bahçelerde eğlendiren insanlar ne Trabzonspor’u ne de Trabzonspor taraftarını anlayabilir. Bu vasfı taşımayan insanların Trabzonspor ile ilgili yorumları hep boş çıkmıştır ve böyle olmaya da devam edecektir.
Ülkemizde futbol kültürünün geçmişine bakıldığında Trabzonspor’un yeri hemen fark edilecektir. Trabzonspor kurulduğu tarihten bugüne kadar her haliyle kendinden söz ettiren bir kulüp olmuştur. Elbette her zaman istenilen güzellikler yaşanamamıştır; ancak Trabzonsporlunun takımına olan güveni, sevgisi hiç bitmemiştir. Gözlerini mavi, yüreğini bordo tuttukça da bu sevgi ve güven hep sürecektir.
Ülkemizde Trabzonsporlu olmak farklı bir hissiyatı gerektirir. Bu duyguyu yakalayamayanlar “Trabzonsporlu olma” olgusunu da hakkıyla kavrayamazlar. Şunu herkes bilmelidir ki Trabzonspor taraftarı takımını pazarlıksız ve karşılıksız sevmektedir. Biz takımımızı şampiyonluklar kazansın, kupalar alsın, tüm rakiplerini yensin anlayışıyla desteklemiyoruz. Bu başarıları görmek elbette güzeldir; ancak asıl sevgi bu sıraladığımız unsurlar gerçekleşmediğinde gösterilen sevgidir. 1983’ten beri resmi olarak şampiyon olamayan bir takımın taraftarının çoğunluğunun genç olması da bu sevginin bir göstergesidir. Bu gençler takımlarının resmi şampiyonluğunu görmeden taraftar oldular; her şehirden ve her yaştan.
Trabzonspor, taraftarının gözünde sımsıcak bir ailedir. Bu aileden giden, bu aileye gelen herkesin farklı bir değeri vardır. Trabzonspor’a güzellikler içinde hizmet eden her insan makam ve görev farkı gözetilmeksizin sevilir, sayılır ve anılır. Trabzonsporlu olmak kişiye tabiri caizse bir üst kimlik kazandırır. Bu kimlik de aidiyet değerinden gelen bir göstergedir. Bugün Mehmet Ekşi denildiğinde hemen Trabzonsporlu Mehmet Ekşi ifadesi kullanılır. Necati, Şenol, Kemal, İskender, Ünal, Tolunay,Ogün,Hami, Fatih Tekke, Gökdeniz, hatta Burak Yılmaz adları anıldığında hemen Trabzonsporlu ifadesi kullanılır. Bu insanlar nerede, hangi görevde olurlarsa olsunlar hep aynı kimliği kullanırlar. Bu isimler her anıldığında Trabzonspor taraftarının yüreği kıpır kıpır olur. Ruhunda bir sıcaklık belirir, uzun zamandır görmediği bir akrabasını görmüş gibi olur. Bizi başkalarından ayıran en temel niteliklerden biri de budur. Üzerinde formamız olan herkes arkadaşımız, tanıdığımız gibidir. Sevdamız, sevgimizi anlayanlar için sonsuzdur. Böyle de devam edecektir.
Trabzonsporlu olmak, Anadolu insanının yerli olduğunu ve yerli kalacağını bilmek demektir. Bu ifade elbette başka kulüplerin yabancı olduğu anlamına gelmemelidir; ancak yukarıda ifade ettiğimiz gibi Trabzonspor’un farklı bir anlamı vardır. Trabzonspor tribünleri Türkiye fotoğrafıdır. Her kesimden, her yaştan, her düşünceden insanın gönül verdiği bir takımdır, Trabzonspor.
Trabzonsporlu olmak, fedakâr olmak demektir. Sevinci umudun arkasına saklamak demektir. Umudu karartmamak demektir.
Ülkemizde spor kamuoyu şunu bilmelidir ki Trabzonspor’u anlatmamak, Trabzonspor’u yazmamak Trabzonspor’u unutturamaz. Biz biliyoruz ki aklımız ermeye başladığından bu yana Trabzonsporluyuz ve böyle de kalacağız. Üç kulüpten sonra en çok şampiyon olan, en çok kupa kazanan, Avrupa’da ülkemizi başarıyla temsil eden, bünyesinden gol kralları çıkartan bir kulübü hala büyük diye göstermeyenler, dört büyük ifadesini kullanmayanlar, bilsinler ki Trabzonspor büyüklüğünden hiçbir şey kaybetmeyecektir. Doğruyu göremeyenleri, yazamayanları ve söyleyemeyenleri tarih hep unutmuştur. Yerel destekle, yerli sermayeyle ve yerli as futbolcularıyla Trabzonspor hep var olacaktır.
Neden Trabzonsporlu olduğumuzu merak edenler 1983’ten beri şampiyon olamayan bazı yıllar puan cetvelinin alt sıralarında yer alan takımın her maçının nasıl karnaval havasında geçtiğini anlamaya çalışsınlar. Bir kısmının kıt imkânlarla geçindiği Trabzon halkının harcamaları arasında Trabzonspor maç biletinin de olduğunu unutmasınlar. Ülkemizin ve dünyanın farklı şehirlerinden insanların sadece bir maçı izlemek için bu şehre geldiğini bilsinler.
Trabzonsporlu olmak; bir benliği, kişiliği, kimliği tanımak demektir. Trabzonsporlu olmak; pazarlıksız sevmeyi bilmek ve yaşamak demektir.
Trabzonsporlu olmak; her koşulda sevdiğinin yanında olmak demektir.
Trabzonsporlu olmak; gözleri mavi, yürekleri bordo bilmektir.
Hayati Koca
27.07.2018, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.