Bir Şair Duruşusun, Soyluluğun Ondandır.
Yaşanmamışın hikâyesi yoktur.
Yaşayınca sürüklersin okuyanı hikâyeye. Bütün boyutlarıyla kurguya yaslanan hikâyeleri, koltuğunuza kurulur, okursunuz. Yürüyemezsiniz içeriye.
……………
Sen bir şair eserisin, soyluluğun ondandır. Ne zaman baksam aynı şiirleri okudun bana. “Susarak anlattım bütün gizliyi / Sakladım duygumu ben konuşarak… Doğ ey güneş erit taştan adamı/ Ve kurut taşları diken elleri… Çevir gözlerini içimden yana/ Sırrını saklayan mahzeninim ben… Acılar umudu buldurur bize/ Bir zırha büründüm bu çağa karşı…” dedin ve sustun.
………….
Emeğin hakkını, her gece emekleyerek sabaha ulaşan şairler bilir. Bazen bir dizenin peşinde bazen de kutlu bir emrin izinde.
Yalnız yürüdüğümüz yollar, yol kalabalıklaşınca değişmez. Hedefini bilen için, yolun uzunluğu, tenhalığı veya kalabalıklığı önemsizdir. Mesele yürümektir. Yürüyerek dirilmektir, kenetlenerek güçlenmektir, terleyerek helâl ettirmektir.
Sen bir şair duruşusun, soyluluğun ondandır. Hakkı üstün tutup haklılığını haykırdın. Varlığın haklılara cesaret, zalimlere korku verdi. Şair duruşun devam ettikçe de bu topraklarda hiç kimse zulmü ebedi sanmayacak. Yüzyılları en fazla yüz güne sığacak. Yeter ki duruşun değişmesin. Niçin var olduğunu bilenler, nasıl yaşayacaklarını da seçmişlerdir. Sen; yön bulmak için rüzgâr bekleyen değil, rüzgârın yönünü değiştiren aşılmaz bir dağsın.
Sen bir şair duruşusun, soyluluğun ondandır. Nesillerin her şarkısı, senin için bir duadır.
Rahmet olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.