Öğretmen
“Hayatında iyi bir öğretmene denk gelmemiş hiç kimse, öğretmene sınır çizemez ve kurtarıcıdan korkan hiç kimse kurtulamaz.”
Eğitim ve öğretmen; ayrılmaz, parçalanamaz bir bütündür. Eğitimi öğretmenden, öğretmeni de eğitimden ayrı düşünmek en büyük cinayettir. Öğretmendir ki bir kişiyi karakter yapar ve bir millet kurar; eğitimdir ki bir kişiyi ve milleti yüceltir.
Öğretmen…
Ne kadar ağır, ne kadar uzun, ne kadar zor, ne kadar ince bir kelime…
Herkes bilmez; ama öğretmenler bilir.
Gülümsememiz yüzümüzde, gözlerimizde; hüznümüz içimizde, gözyaşlarımız ise hemen kirpiğimizin ucundadır; dokununca düşer. Sınıfta, öğrencilerin içinde onlardan biri oluruz. En iyi bildiğimiz işi yaparken coşar, kendimizden geçeriz. Bilgi bizim işimiz, oyun çocukların. Onlarla oynarken de biz de çocukluğumuza döneriz. Ders çıkışında okul müdürünün, müdür yardımcısının bize sunduğu evrak bizi hep telaşlandırır. Bir başkasına sormadan ve emin olmadan hiçbir işlem yapmayız; çünkü biz en iyi dersi ve öğretmenliği biliriz. Diğer işleri hep idareciler, başkaları halleder. Söylediğimiz her şey hissettiklerimizdir; zaten yaşamadan söylenenler çabuk unutulur. Onun için öğretmenlik bir rol değil, bir ekoldür.
Heyecan, telaş, ümit, iyi dilek hep yanı başımızdadır.
Hayatında bir gün bile birleştirilmiş sınıfta öğrenci veya öğretmen olmamış, geçen hafta annesini toprağa sırlamış bir öğrenciye bir hafta sonra öğretmenlik yapmamış, hayatının en belirleyici sınavlarına hazırlanan öğrencilerin derslerine girmemiş hiç kimse öğretmenlikle ilgili uygulanabilir kural koyamaz, kısıtlayıcı sınır çizemez ve engin ufuklar belirleyemez.
"Gazeteler sorunları sayanları; tarih ise çözenleri yazacaktır. Sen çözen ol öğretmenim!"
Öğretmen her zoru kolaylaştıran, problem çözen, yol gösteren, öncü olan değil midir? Elbette öyledir. Biz de her zorluğu öğretmenlerimizle aşabiliriz, buna inanmalıyız. Kendini sürekli olarak daha iyi ve daha doğru yönde yenileyemeyenlerin, değiştiremeyenlerin, hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyoruz. Her insanın bir imkân olduğuna inanmayanlar, sürekli daralan ve sığlaşan bir havuzda bir gün artık yüzemez olurlar, bunu da biliyoruz. Bu yüzden; doğru, iyi ve faydalı olanı doğru şekilde yapmaya kararlı olmalıyız. Hep birlikte…
Öyle değil mi; yolu beklenen, sesi özlenen, fotoğrafı saklanan, elleri öpülesi öğretmenim!
Kitaplar, binalar, donatımlar bir yana sen bir yanasın; çünkü sen bunların hiçbiri olmadan da öğretmensin. Eğitim ve öğretimin özüsün; insanlığın sözcüsü, çağları aşan ışığın sahibisin. Dışarıda ne değişirse değişsin, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın; senin değerin ve adın hep bâkidir. Sadece Kasım’larda değil, yetişen her Asım’da görülen ve hatırlanansın sen.
Emin ol, her şey senin elinde öğretmenim! Nasıl istiyorsan öyle süsle şu dünyayı ve ötesini. Kendinin veya en sevdiklerinin nasıl bir doktora muayene olmasını istiyorsan öyle doktorlar yetiştir, davana nasıl bir hâkimin bakmasını istiyorsan öyle bir vicdan koy öğrencinin içine, çocuğunu nasıl bir öğretmen yetiştirsin istiyorsan öyle öğretmen ol ve öyle öğretmenler yetiştir. Sakın bunları üniversiteler yapıyor deme, oradakiler de senin eserin.
Etrafımızda ne kadar iyilik varsa bir parçası biz öğretmenlerin, kötülüklerin de...Bizi görmeden hiç kimse aynaya bakmıyor.
Öğretmenim!
Sevgi sende, ilgi sende, umut sende, geçmişin tecrübesiyle şekillenecek gelecek sende. Sen sürekli başka birini tutuşturan bir mumsun; tohumları asırlık çınar yapansın. Tükenmeyensin; birilerinin saatlere sığdırdığı sahne yeteneğini ve sanatçılığı ömür boyu sürdürensin. Sen bir rol değil, bir ekolsün; sen bir imaj değil, inançsın.
Nasıl bir sınıf, okul, bahçe, sokak, mahalle, şehir, ülke, dünya ve ötesini istiyorsan öyle başla ve devam et. Apaydınlık bir dünya için senin ışığına hep ihtiyaç var. Bir öğretmen için hiçbir şey geç ya da geçmiş değildir. Öğretmen sözleriyle her gün yeni bir dünya kurar, güzelleştirir her şeyi.
İyi bir karakterle, iyi bir kariyer yolunda yürüsünler.
Öğretmenim! Adil, insan ve insanlık sevgisiyle bezenmiş, çevresine duyarlı, ben dilinden ve bencillikten kurtulmuş, vatan ve bayrak sevgisini özümsemiş; istiklâl ve istikbâl ruhunu kaybetmemiş, hak yemeyen ve hakkını kimseye yedirmeyen çocuklarımız olsun. Öğrencilerimizin birçoğunun geleceğini şekillendirecek en kıymetli dönemlerde, kalbiniz ve kaleminiz onlarla olsun. İyi bir karakterle, iyi bir kariyer yolunda yürüsünler. Öğrenmenin zihinsel değil, duygusal bir eylem olduğunu; her çocuğun hem bilgiye, ilgiye, heyecana ve güdülenmeye ihtiyacı olduğunu unutmayalım.
Sizden önce, sizde ve etrafınızda iz bırakan öğretmenler hep öyleydi.
Sadece öğretmendiler. Sınıfta, okul bahçesinde hep heyecanlı ve sevinçliydiler. Evrak onların asıl işi değildi; öyle ya evraka dokunmak için değil de gönle dokunmak için kurgulu, dolu ve istekliydiler. Evraklar arşive kaldırılır; ama gönüller hep yerindedir.
Öğretmenim, gönlün hep yücelerde olsun!
Arşivler yerinde kalır; anılar, sözler dillerde.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.