Cumartesi Yazıları – 33
“ Seyfettin Murat’a...”
“... yoksulluk sadece bedene değil, kalbe ve eşyaya da sinen bir şeydir.”
“Yoksulluk İçimizde”
Neyin yoksuluyuz?
Düşündükleriniz yoksulluk ise bunca varlığın içindekiler, neyin yoksulu?
Yoksulluğu anlatacak bir dilden ve kavrayacak bir zihinden de mi yoksunuz? Pusulasız...
Hikâyemizi bir yerlerde unutarak veya bilmediğimiz yerlerde kaybederek, hakikatimizi mi terk ettik? Başkasından alacağımız daha ne kadar hıncımız var? Kaç kalbi üst üste koyup ezersek kalbimizin ritmi düzelecek? Neden baktığımız aynalarda hep peri başkalarının baktığında cadı var? Her akşam onca uğraştan sonra biz evimize dönerken bir başkasını cadıra bile gönderememek...
Huzuru ne kadara satıyorlar ve etiketine ne yazmışlar aradığınız sevdanın? Ödeyebilecek misiniz? Eve kadar yaşar mı?
“ Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşk, birkaç huri
İsteyene ver onları
Bana seni gerek seni.”
diyenin aradığı ne ola ki? Ötesi...
Yoksulluk içimizde! İçimizde yok olanı, dışarıda bulamayız. İçimizde kaybolanları, kayboldukları yerde bulmadıkça, dışarıdaki hiçbir şeyi ve hiç kimseyi tamamlayamayacağız.
Gönlün güzel görmediğini göz güzelleştiremezmiş.
Hayati Koca
27.01.2018, Adana
Not: Başlık Mustafa Kutlu’ya aittir. Hep var olsun, içimizde olmayanlara inat!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.