Mustafa Yürekli
''Halife Ömer oradaysa, kılıç da burada!''
Adalet kaygısı taşımayan, sermayenin diliyle konuşan bir İslâm, zalimlerin aleti olacaktır. Kardeşliği temel almayan dinî bir söylem, boşluğa konuşmaktır.
Hoca, haydi kalk! Bu soğuk gecenin son dakikalarında mabedin kapısını aç. Lambaları yak, aydınlansın Allah?ın evi. Hz.Muhammet?in (s.a.v) Hz.Bilal?e (r.a.) okuttuğu ezanı oku.
Ezan, efendilerin kırbacı değil, kölelerin çığlıklarıdır, özgürlük ilanıdır. ?La ilahe illallah / Allah?tan başka tanrı yoktur.? demek, kötülüğe boyun eğmemek, haksızlığa direnmek, mazlumdan yana olmak ve adalet için çırpınmaktır. O ezandan güç alacaktır, açlıktan, acıdan sabaha kadar kıvrananlar. Hastanelerdeki hastalar, hapishanelerdeki tutuklular o ezanı bekliyor. Ezan, müstezafların sesi ve umududur.
Aslolan, kötü kişi değil, kötülüğün kendisidir.. Nemrut gitti, Firavun geldi, Ebu Cehil gitti, Yezid geldi.. Cahiliye, çağlar boyu sürdü. Kötülük, bütün dünyayı saracak kadar büyüdü. Küresel kötülüğün adı, kapitalizmdir. Kapitalizim, insanlığı para putuna tapmaya zorluyor. Evimizin, işimizin, devletimizin ve hayallerimizin bile içine sızmış olan bu devasa kötülüğün, insanlığın felaketi olan ?nihai kötülük? olduğunu biliyoruz.
Küresel kötülükten kurtuluş yolu da küresel iyilik olabilir. Evrensel İslam dini, bunun ifadesidir. Dünyayı cehenneme çeviren kapitalizme karşı yükselen tek karşıt ses, İslam?dır. Kur?an-ı Kerim, insanı ve toplumu tevhit inancına davet ediyor: İnanç, bu dünyanın zulmüne körlük değil, isyandır. Boyun eğmek ve zulmü meşrulaştırmak ise, en büyük inançsızlıktır. İyiliğe ve kendine inançsızlıktır.
Hz.Peygamber (s.a.v.) ve arkadaşları, o günkü Mekke?deki iktidara ve kurulu düzene karşı mücadeleye giriştiler. Hz.Peygamber?in (s.a.v.) yanında Hz.Ebubekir ve Hz.Osman gibi varlıklı kişiler de vardı ama daha çok yoksullar, gençler ve köleler vardı. Zayıf, yoksul ve kentte yaya dolaşan bir peygamberdi.
Hz.Peygamber (s.a.v.) Kur?an-ı Kerim?i insanlara ulaştırmaya başlayınca, Mekkeliler, karşısında köşklerde yaşayan, ordularıyla hareket eden, kudretiyle övünen, muktedir Yezid?i beklerken, mazlum Hz. Hüseyin?i buldu. Mekke toplumu, sarayda yaşayan, zengin, atlı, zırhlarla ve korumalarla hareket eden, çevresinde çok adam toplamış bir lider olmadığı için şaşkındı.
?Tağutlar ve Müstezaflar Tarihi?nin zor eşiğinde, yalpalayıp inançsızlığın, vicdansızlığın ve kötülüğün derin uçurumuna düşenler, ne Medine?ye hicretini ve orada güç toplamasını engelleyebildiler, ne de muhteşem dönüşünü, Mekke?yi fethini.
Dünyayı cehennemden, bir ıstırap yeri olmaktan çıkarmak, ancak kötülükten kurtulmakla mümkündür.
İslam, Tunus?ta, Libya?da, Mısır?da, Suriye?de, Filistin?de ve Afganistan?da küresel iyiliğe davet ediyor.. Fas?tan Filipinlere kadar tüm İslam dünyası kendini arıyor: Müslümanlar, kendileri gibi inanan, mahallelerinde yaşayan, içlerinden çıkardıkları, yaya dolaşan, yoksul liderlerle kurtulabilir.. Lüks arabalarla gelen kurtarıcılarla değil..
?Halife Ömer oradaysa, kılıç da burada!? der İslam.
Adalet kaygısı taşımayan, sermayenin diliyle konuşan bir İslâm, zalimlerin aleti olacaktır. Kardeşliği temel almayan dinî bir söylem, boşluğa konuşmaktır. O boşluk, bugün piyasadır.
Piyasadan çığlıklar yükseliyor. Dünyayı depo ve pazara dönüştüren kapitalizim çığlıkları artırıyor.. Kur?an-ı Kerim ve piyasa karşı karşıya..
İnsan, varlığın bilincidir ve özgürlüğüdür. Acıyla atılan çığlık, insanlığın öldüğü bir dünyaya, ruhsuz/vicdansız toplumlara diriliş aşısı yapar. Çığlık, topluma ruhunu ve dünyaya insanlığı getirecektir.
Ezanlar, insanlığın çığlıkları ve dualarıdır..
Mustafa Yürekli / Haber 7
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.