İsrail’in 18 Mart’tan beri Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 595 çocuk ve 308 kadın hayatını kaybetti

İsrail’in 18 Mart’tan beri Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 595 çocuk ve 308 kadın hayatını kaybetti
Filistin İnsan Hakları Merkezi, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başlamasından bu yana 595 çocuk ve 308 kadını öldürdüğünü bildirdi.

Gazze

Hastane kaynakları ve görgü tanıklarından alınan bilgilere göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde bulunan yerinden edilenlerin barındığı çadırlara ve sivillerin yaşadığı evlere şiddetli saldırılar düzenledi.

Güneydeki El-Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş Filistinlilerin bulunduğu bir alanın bombalanması sonucu 1 kişi öldü.

Kentin doğusundaki Tuffah Mahallesi’nde sivillerin toplandığı bir bölgeyi hedef alan İsrail saldırısında 2 kişi hayatını kaybetti. Kuzeydeki Beyt Hanun'da ise bir İsrail dronu tarafından açılan ateş sonucu 1 kişi öldü, saldırıda yaralananlar oldu.

İsrail'in, Han Yunus kentindeki El-Mevasi bölgesinde yerinden edilen ailelerin sığındığı çadırları hedef alması sonucu 11 kişi öldü.

Deyr el-Belah kentinde düzenlenen hava saldırısında ise 4 Filistinli yaşamını yitirdi. El-Bureyc Mülteci Kampı'nda da Filistinlilerin olduğu bölgelere saldırılar düzenlendi.

Gazze kentindeki Ebu Husayre Caddesi'nde bulunan çadırlara düzenlenen saldırıda 2 Filistinli öldü, 4 kişi yaralandı.

Gazze'nin Yafa Caddesinde bir eve düzenlenen saldırıda da 1 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

Beyt Lahiya kentinde düzenlenen hava saldırısında ise 4 Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrail ordusunun güneydeki Refah kentinin Nasr Mahallesi'ne düzenlediği topçu saldırısında 2 kişi, Han Yunus'taki Maan bölgesinde bir anne ve oğlu, Nusayrat Mülteci Kampı'ndaki hava saldırısında da 2 kişi can verdi.

Öte yandan, İsrail'in bu sabah düzenlediği saldırılarda yaralanan 3 kişi de tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

Saldırılarda çok sayıda kişi yaralanırken, hayatını kaybedenlerin çoğunu çocuklar ve kadınlar oluşturdu.

Görgü tanıkları, Han Yunus'un doğusundaki El-Karara bölgesinin doğusunda İsrail ordusuna ait askeri araçların yoğun ateş açtığını söyledi.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde de Filistinlilerin evlerine yoğun topçu atışları gerçekleştirdi.

İsrail ordusu, gece saatlerinde kentin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi'ne topçu saldırılarını yoğunlaştırdı ve buradaki konutları tahrip etmeyi sürdürdü.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 51 bin 157'ye yükseldi

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Gazze'de devam eden saldırılarındaki can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.

İsrail ordusunun Gazze'de 19 Ocak'ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart'tan bu yana düzenlediği saldırılarda 1783 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 4 bin 683 Filistinlinin de yaralandığı belirtildi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının ise 51 bin 157'ye, yaralıların sayısının da 116 bin 724'e yükseldiği bildirildi.

Gazze Şeridi'nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu ifade ediliyor.

"Kadınlar ya canlarını ya da çocuklarını kaybediyor"

Öte yandan, Filistin İnsan Hakları Merkezinden yapılan açıklamaya göre, ateşkes anlaşmasının çökmesinden bu yana öldürülen çocuk sayısı 595’e, kadın sayısı ise 308’e ulaştı.

Böylece, 7 Ekim 2023'ten bu yana toplam çocuk ölü sayısı 18 bin 44’e, kadın ölü sayısı ise 12 bin 402’ye yükseldi.

Açıklamada, 19 Ocak 2025’te başlayan ateşkes sürecinde bile soykırım suçlarının tamamen durmadığı, “bu sürecin, insanları yavaşça öldüren kırılgan bir ateşkesin gölgesinde sürdüğü” belirtildi.

Gazze'deki Filistin İnsan Hakları Merkezi Müdürü Raci es-Surani, “Kaç çocuğun ve kadının daha öldürülmesi gerekiyor ki dünya Gazze’de yaşananların açıkça bir soykırım olduğunu kabul etsin? Yaklaşık 18 bin çocuk ve 13 bin kadının öldürülmesi karşısında uluslararası toplumdan hâlâ net bir kınama gelmemesi, büyük bir ahlaki ve insani utançtır.” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı, İsrail askerlerinin ambulansa saldırdığı görüntüleri paylaştı

Kızılay'dan yapılan yazılı açıklamada, "Bu videoda işgal güçlerinin Beyt Furik beldesinde Kızılay ambulans ekibine saldırdığı görülüyor." ifadelerine yer verildi.

Görüntülerde, İsrail ordusuna ait iki askeri aracın, acil durum ışıkları açık halde seyreden bir Kızılay ambulansını durdurduğu görülüyor.

Videoda ayrıca iki askerin araçlardan birinden indiği, bunlardan birinin ambulansa doğru yöneldiği, ambulansta mürettebata sözlü saldırıda bulunduğu ve daha sonra şoförü yumrukladığı anlar da yer aldı.

Görüntülere askerin, ambulans şoförünü şerit değiştirip geri dönmeye zorladığı, şoföre yönelttiği silahla tehdit ettiği de yansıdı.

İsrail askerlerinin saldırdığı ambulansın, Beyt Furik beldesinde İsrail askerleri ile Filistinliler arasında çatışmaların yaşandığı olay yerine gittiği aktarıldı.

Açıklamada ayrıca, "İşgal güçleri, Batı Şeria'nın El-Bire kentine bağlı Cebel el-Tavil bölgesinde yaralı bir kişinin yardımına gitmek üzere yola çıkan bir ambulansı da alıkoydu." denildi.

Ambulansın ve ilk yardım ekibinin durumuna ilişkin ayrıntılara yer verilmedi.

İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka nedeniyle ilaç stoklarının tükenmesi hastaların hayatını tehdit ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda 51 bini aşkın Filistinlinin öldüğü, 116 binden fazla kişinin yaralandığı Gazze'de ilaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı da giderek büyüyor.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) ifadesiyle 2 Mart'tan bu yana uygulanan sıkı abluka "şu ana kadar yardım girişinin olmadığı en uzun süre" olarak kayıtlara geçti.

İlaç ve gıda gibi temel gereksinimlerin girmesine izin verilmeyen Gazze'de ilaç depolarındaki stoklar tükenirken bu durum hasta ve yaralılar için ciddi bir tehdit halini aldı.

Sağlık Bakanlığı, bu tehlikeyi göz önüne alarak daha önce defalarca uluslararası topluma Gazze'ye ilaç ve tıbbi malzeme tedariki çağrısında bulundu.

Bakanlıktan 15 Nisan'da yapılan açıklamada, ilaç sıkıntısı ve tıbbi malzeme eksikliğinden en çok zarar gören alanlar sıralandı.

Açıklamada, ilaç ve tıbbi malzeme eksikliğinden kalp kateterizasyonu ve açık kalp cerrahisinin yüzde 99, anne ve çocuk sağlığının yüzde 51, böbrek ve hemodiyalizin yüzde 45, ortopedi cerrahisinin yüzde 87 ve göz ameliyatlarının yüzde 73 etkilendiği vurgulandı.

Gazze Şeridi'ndeki Filistin hükümetinin Medya Ofisi'nden 16 Nisan'da yapılan açıklamada ise İsrail'in bölgede uyguladığı abluka nedeniyle kitlesel ölümler yaşanabileceği uyarısında bulunuldu.

İlaç sıkıntısı yüzünden acı çekecek hastaların listesi uzun

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı Eczaneler İdaresi Müdürü Ala Hillis, ilaç sıkıntısı ve bunun hastalara etkisine ilişkin bilgileri AA muhabiriyle paylaştı.

Temel ilaçların yüzde 37'sinin, tıbbi malzemelerin yüzde 59'unun bulunamadığını ifade eden Hillis, "İlaç sıkıntısı hizmetlerin çoğunu etkiliyor. En çok etkilenen hastalar ise kanser ve kan hastaları oluyor. Onların kullandığı ilaçların yüzde 54'ü bulunmuyor." dedi.

Diyaliz hastalarının kullandığı ilaçlarda yüzde 24, ameliyat ve yoğun bakım hizmetleri için gerekli olanlarda yüzde 23, temel sağlık hizmetlerinde ise yüzde 40'ın üzerinde ilaç sıkıntısı yaşandığına dikkati çeken Hillis, "İlaç ve hizmet olmadığı için acı çekecek olan hastaların listesi çok uzun. Ablukanın devam etmesi durumunda bu liste daha da uzayacak." ifadesini kullandı.

Sağlık hizmeti ve hastaların hayatı tehlikede

Hillis, Gazze'deki Sağlık Bakanlığının aylık periyotlarla, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Katar Kızılayı ve Kızılhaç gibi sağlık alanında faaliyet gösteren tüm uluslararası kurumlara yaşanan ilaç sıkıntısıyla ilgili rapor sunduğunu dile getirdi.

Bakanlığın, hastanelerdeki sağlık hizmetinin aksamaması için eksik olan ilaç ve tıbbi malzemelerin tedarik edilmesine dönük olarak çağrıda bulunduğunu aktaran Hillis, "Sınır kapılarının yaklaşık 2 ay gibi uzun zamandır kapalı olması nedeniyle bu eksik ilaç listesi uzayacak ve hastalarımız da sürekli olarak acı çekecek." diye konuştu.

Sağlık Bakanlığının, ilaç sıkıntısıyla mücadele için alternatif tedavi yöntemlerine başvurduğunu ama bazı durumlarda bu yöntemleri kullanmanın mümkün olmadığını söyleyen Hillis, şöyle devam etti:

"Bunu sürekli yapmamız yani hastanın ilacını değiştirmemiz mümkün değil. Bu nedenle hastaların hayatı gibi verilen sağlık hizmeti de tehlikede. Hastalarımız, gerçek bir sıkıntı yaşıyor ve yaşamaya devam edecek. İlaç eksikliği yüzünden hayatlarını kaybedebilirler."

BM Filistin Özel Raportörü Albanese, İsrail'in Gazze'deki soykırımına sert tepki gösterdi

Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Gazze'ye yönelik soykırımından dolayı İsrail'i bir kez daha sert dille eleştirdi.

Albanese, İspanya devlet radyosu RNE'ye verdiği demeçte, "Uluslararası hukuk, İsrail'in yaptığını yasaklıyor. Bu bir savaş değil, soykırım saldırısıdır." dedi.

İsrail'e karşı sesini yükselten önemli isimlerden Albanese, Gazze'deki mevcut durumun "yıkıcı" olduğunu söyledi.

BM Filistin Özel Raportörü, "Gazze'de nüfusun yüzde 90'ı su güvencesizliği yaşıyor, gıda ve ilaca erişim imkanından yoksun. İsrail ordusunun sürekli bombalamalarının yanı sıra bölgedeki siviller fiziksel, psikolojik ve cinsel tacize maruz kalıyor." diye konuştu.

İsrail'in, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) Gazze'de faaliyet göstermesini ve uluslararası yardımların girişlerini engellemesini de eleştiren Albanese, "İsrail, insani yardımı açıkça reddediyor." ifadesini kullandı.

UNRWA: Gazze'deki Filistinliler yine bombalanıyor ve açlığa maruz bırakılıyor

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansından (UNRWA), yapılan yazılı açıklamada, "Gazze'deki Filistinliler kuşatma altında bombalanırken ve aç bırakılırken, Gazze Şeridi sınırlarında gıda, ilaç, yakıt ve geçici barınma malzemeleri birikiyor." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, İsrail'in, Gazze Şeridi'ndeki sınır kapılarını 7 haftadır kapalı tutarak Gazze'ye insani yardım, tıbbi ve ticari malzeme, gıda, çocuk aşıları ve yakıt girişini engellediği belirtildi.

Yardım akışının devam edebilmesi için sınır kapılarının yeniden açılması istenen açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin yenilenmesi çağrısında bulunuldu.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nden (OCHA) 15 Nisan'da yapılan açıklamada, İsrail'in 2 Mart'tan bu yana sınır kapılarını kapatarak sıkı abluka uyguladığı Gazze'de, 7 Ekim 2023'ten bu yana görülen en kötü insani durumun yaşandığı belirtilmişti.

UNICEF: Gazze'deki çocukların hayatta kalması ateşkese ve yardımlara bağlı

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) X hesabından yapılan açıklamada ise Gazze'de yenidoğanların tedavi edildiği çocuk hastanelerinin yeterli tıbbi donanımdan yoksun olduğu ve son derece zor koşullar altında faaliyet gösterdiği ifade edildi.

Gazze'deki çocukların hayatta kalmasının, ateşkesin yeniden sağlanmasına ve Gazze'ye yardım girmesine bağlı olduğu belirtilen açıklamada, insani yardım girişine yeniden izin verilmesi gerektiği vurgulandı.

Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Batı Şeria'da bir köye baskın düzenledi

Bedevi Haklarını Savunma Derneği Yöneticisi Hasan Muleyhat konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Muleyhat, açıklamasında Filistin topraklarını gasbeden çok sayıda silahlı İsraillinin, Ras Ayn el-Avca bedevi köyüne baskın düzenlediğini belirtti.

Söz konusu İsraillilerin, Filistinlilerin mülklerine zarar verdiğini aktaran Muleyhat, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin bedevi topluluklarına yönelik saldırılarının giderek arttığını vurguladı.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre de İsrailliler, Ürdün Vadisi'nin kuzeyindeki Harbet ed-Deyr'de su pompalarını çaldı, Filistinlilerin ekinlerine zarar verdi.

İsrail, Filistin Başbakanı Mustafa'nın Batı Şeria'da saha ziyareti yapmasını engelledi

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Komitesi Başkanı Mueyyed Şaban, konuya dair AA muhabirine açıklama yaptı.

İsrail makamlarının, Başbakan Mustafa'nın Ramallah'ın doğusundaki Berka ve Deyr Dibvan ile Nablus'un güneyindeki Duma ve Kasra kasabalarına yapacağı ziyaretlerin koordinasyonunu tamamen reddettiğini belirten Şaban, söz konusu yerlerin sürekli İsraillilerin ve İsrail ordusunun saldırılarına maruz kaldığına dikkati çekti.

Şaban, Filistin yönetimi ile İsrail arasındaki anlaşmalara göre, Filistinli yetkililerin saha ziyaretleri sırasında korumalarında silah bulundurulması nedeniyle yetkililerin hareketlerinin iki taraf arasında koordinasyon gerektirdiğini ancak bugün bu talebin reddedildiğini söyledi.

Bunun tehlikeli bir olay olduğunu vurgulayan Şaban, koordinasyona yönelik reddin, Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin Başbakan Mustafa'ya karşı başlattığı kışkırtma operasyonunun ardından geldiğini, ziyaretlerinin engellenmesi için baskı yapılması sonucunda İsrail hükümetinin bu kararı aldığını dile getirdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.