Mustafa Yürekli
Cumhuriyetin 'Saadet Asrı'
Başbakan Recep Tayyib Erdoğan, lideri olduğu AK Parti'nin son kongresinde, üç aşamalı Türkiye davasının ilk ayağının tam ortasında durmuş, bir durum değerlendirmesi yapıyordu.
Önce Alparslan'ın gömleğini giydi. Sonra da 2023,2053 ve 2071 hedeflerini gösterdi..
Geçen onbir yılda Türkiye, dirilişini gerçekleştirdi. Vesayet rejiminde günü kurtarma telaşından yakasını kurtaramayan ülke gitti.. Yerine, kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapabilen kalkınmış, demokratik bir ülke geldi..
Cumhuriyet'in yüzüncü yıldönümü 2023 yılı, kısa vadeli planın adı oldu.
İstanbul'un fethinin altıyüzüncü yıldönümü 2053 yılı, orta vadeli planın adıydı.
Ve Malazgirt Zaferi'nin bininci yıldönümü 2071 yılı, uzun vadeli planının adı oldu.
Bu planlama, Türkiye'nin bağımsızlığının dünyaya ilanıydı. Kaderini eline alan Türkiye, kendi iradesiyle, geleceğini planlıyordu.
Günümüzde Erdoğan liderliğindeki AK Parti'nin rakibi yok. Yakın vadede olacak gibi de görünmüyor. Türkiye gelecek onbir yılını "hakim tek parti modeli" ile geçirebilir.
AK Parti'ye muhalefet edecek partinin bu üç hedefi samimi bir şekilde benimsemesi gerekiyor. Hedefin gerçekleşmesi için daha iyi bir kadro kurması, daha iyi öneriler üretmesi ve başarılı olacağının işaretlerini vermesi gerekiyor. Böyle bir muhalefet partisi ne yazık ki ufukta bile görünmüyor..
Dolayısıyla Türkiye'yi yirmi iki yılı aşacak AK Parti iktidarında 2023'e taşıyacak model, eşit ve özgür siyasî rekabet şartlarına rağmen, aynı partinin her seçimi kazanması anlamına geliyor.
AK Parti lideri Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü lideri. Bu kadar büyük bir gücü elinde bulundurmasından rahatsız olmak ise elbette doğal bir tepki.
Siyaset gücü ele geçirmek için yapılır; siyasetin çağlar boyu değişmeyen kuralı bu. Tarih boyunca hiçbir siyasetçi, önünde duran gücünü artırma fırsatını tepememiştir. Fırsatları kaçırmak, başarısızlığa koşmak demektir.
Demokratik sistemde Erdoğan'ın elindeki gücü frenleyecek ve dengeleyecek yegane gücün sandık olduğu bir gerçek..
Türkiye son onbir yılında, geçen seksen yılla mukayese edildiğinde bir ?Saadet Asrı' yaşadı. Gelecek on yılını ise bu dönemi sürdürmeye çalışarak, başladığı Saadet Asrı'nı uzatmaya çalışarak geçirebilir.
Muhalefet yokluğu, iktidar mücadelesini, AK Parti'nin kendi iç dengelerinde arayan kulisleri çoğaltıyor. Bir hizip çekişmesi veya liderlik rekabeti bekleyenler yanılıyor. Türkiye'nin geçen onbir yılı parti içinde fitnenin, fesadın, yıkıcı muhalefetin olmayacağını gösteriyor; AK Parti CHP'leşmeyecek gibi görünüyor.
Türkiye'de ilk defe AK Parti, milletimizin ve medeniyetimizin özünü devletin özü haline getirerek, hem kitle partisi, hem de fikir partisi olmayı başarıyor. AK Parti, yabancılaşmayı sona erdirdi ve kendi medeniyetimizin inşasına başladı.
Türkiye, AK Parti 4. Olağan Kongre'sinde önümüzdeki onbir yılın nasıl planlandığına dair önemli mesajlar duydu. Bu kongrede ne iç hesaplaşma, ne rakiplere laf yetiştirme, ne de lafı gürültüye boğma görüntüsü vardı.
Tek beden olmuş Türkiye'nin, tek beden olmuş partisi vardı. AK Parti, Türkiye'nin özü, özeti ve ufkuydu.
Alparslan'ın gömleğini giymek demek, uzun yıllar milleti başarıyla temsil etmek, medeniyetimizin özünü devletin de özü haline getirerek sandıktan çıkacak desteği sürekli almak demek.
Mustafa Yürekli - Haber 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.