Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Bahçeli'nin video kaseti de yayınlanabilir mi?

Referandumun sonucu ne olursa olsun, süreç CHP, MHP ve BDP?nin aleyhine işliyor. Sözkonusu statükocu partilerin liderlerinin partilerini konumlandırma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerinde fayda var.

Partilerin ve seçmenlerin Anayasa Referandumu?da takınacakları tutum hemen hemen belli oldu: Referandum paketinin sahibi Ak Parti ile birlikte anayasa değişikliğine "Evet" diyeceğini açıklayan diğer partiler ise Büyük Birlik Partisi ve Saadet Partisi. "Hayır" cephesinde ise Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Barış ve Demokrasi Partisi başı çekiyor.

Hem referandum sürecinde partilerin aldığı tavır, hem partilerin sözkonusu tavırlarını seçmenin algılayışı, hem de referandumun sonucu, 2011 yılında yapılacak genel seçimlerin sonucunu büyük ölçüde etkileyecek. Kimi partilerin oyu artacak, kimi partiler de oy kaybına uğrayacak, hatta parti mezarlığını boylayacaklar.

12 EYLÜL MAĞDURU ÜLKÜCÜLER  

MHP Anayasa Referandumu sürecinde en çok zarar görecek partilerden biri.. Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin aldığı "hayırcı" tutum nedeniyle adeta köşeye sıkıştı bu parti. MHP tabanı ile Bahçeli?nin Anayasa referandumundaki tavırları farklılaşmış durumda; parti tabanında büyük tartışmalara yol açan "hayırcı" tutum, özellikle 12 Eylül mağduru ülkücülerden büyük tepki gördü. 12 Eylül darbesinin yaşattığı acılar hala tazeliğini koruyor çünkü.

MHP Mersin eski milletvekili Ali Güngör "MHP ne yaptığını bilmiyor. Bu tavır ilkesizliktir. MHP'nin CHP ve BDP ile buluşması benim için sürpriz olmadı. Onlar kadar bile tutarlı olamadı. Yeni bir anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı var." (Star, 11.07.2010) derken 12 Eylül mağduru ülkücülerin hissiyatına tercüman oluyor. Dolayısıyla birçok ülkücü, Bahçeli'nin "hayır" oyu konusundaki ısrarına anlam veremiyor ve 1982 Anayasası'na sahip çıkmanın, ?statüko ile aynı safta yer alma? anlamına geleceğini belirtiyor.

BDP İLE SAF TUTMAK   

Devlet Bahçeli, propaganda çalışmaları sırasında, mevcut Anayasa?daki değişikliklerin terörü besleyeceğini ve PKK'nın işine yarayacağını iddia etmeyi planlıyordu. Bahçeli, mevcut Anayasa?daki değişiklikleri terör örgütü PKK'nın işine yarayacağını ve siyasi uzantısı BDP?nin referandumu destekleyip ?Evet? oyu verilmesini isteyeceğini varsayıyordu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı; kapatılan DTP'nin yerine kurulan BDP'nin Anayasa Referandumu?nu boykot etmesi, Bahçeli'nin söylemini çürüttü. Anayasadaki değişikliklerin terör örgütünün taleplerine uyduğu varsayımı, İmralı'dan referandumda "hayır" sonucunun çıkması için çağrı yapılmasıyla dayanaksız hale geldi. Bu çelişkili durum, Bahçeli'nin Anayasa değişikliklerine yönelik muhalefet söylemlerini boşa çıkarıyor.

MHP tabanı, BDP ile aynı safta yer alma konusunda Bahçeli'den mantıklı bir açıklama bekliyor şimdi. Bahçeli ise, MHP tabanını tatmin edecek bir açıklama yapmaktan oldukça uzak görünüyor. Devlet Bahçeli'nin MHP tabanına anlatmakta en çok zorlanacağı nokta, işte bu ?Niçin MHP?nin BDP?yle aynı safta yer aldığı..? meselesidir..

YENİ MHP STATÜKOCU 

MHP?nin konumlanmasına ve söylemine baktığımızda, geçmişte "Tanrı dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman" söylemi ile "Türk-İslam Sentezi" adı altında konumlandığını görüyoruz.. Geçmişte bu milliyetçi/muhafazakar konumlanma ve söylemiyle MHP, hem dini hassasiyetleri yüksek, hem de milliyetçi eğilimlere sahip seçmen nezdinde önemli bir karşılık bulduğunu söyleyebiliriz..

Ne var ki Türkiye?de yaşanan tüm politik kamplaşmalarda MHP, ciddi bir konumlanma sorunu yaşıyor. Devlet Bahçeli?nin yeni politikalarıyla MHP?nin milletin yanındaki konumundan uzaklaşarak statükonun yanına geçtiğini söyleyebiliriz. Bahçeli, MHP?yi statükocu bir parti haline getirdi. Dolayısıyla ?CHP ile sürekli aynı safta görünmekle? somutlaşan politikalar, Bahçeli liderliğindeki yeni MHP'den muhafazakar tabanı her geçen gün koparıyor.

MHP?ye ne olduysa, 2002?den beri AK Parti'ye yönelik muhalefet sürecinde oldu, diyebiliriz. Ayışığı, Ergenekon, Balyoz davlarıyla ortaya çıkan AK Parti?ye karşı statükonun sürekli darbe hazırlıkları içinde olması, MHP'yi iyice statükoculuğa itmiş görünüyor. AK Parti'nin muhafazakârlık vurgusu karşısında, Devlet Bahçeli?nin muhafazakar öğeler içermeyen bir yeniden konumlandırma stratejisi benimsemesine yönelmesini de sözkonusu statükoculuğa bel bağlamayla izah edebiliriz. Başörtüsü serbestisi getiren yasanın AYM'de iptal edilmesinin ardından muhafazakar kesimin taleplerini gündeminden tamamiyle düşüren MHP, bu kesimin parlamentodaki temsilini adeta tek başına AK Parti'ye teslim etti. AK Parti?nin kapatılma davası, Bahçeli?nin yeni politikasını iyice pekiştirdi..

Anayasa Referandumu sürecinde, MHP?nin CHP ile ortak tavır alması, yani MHP?nin statükocu bir parti haline gelmesi, doğal olarak muhafazakar camia ile MHP arasında yeni bir kırılma meydana getirdi.

CHP, MHP VE BDP PARTİ MEZARLĞINA

Sonuç olarak, referandumda parti liderleri ile seçmen tercihleri arasında gerçekleşen farklılaşma Türkiye?nin 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu sonrasındaki siyasi yapısının da habercisi..

12 Eylül Anayasası?nı savunan statükocu CHP, MHP ve BDP, Anayasa Referandumu sonrasındaki demokratik Türkiye?de siyasi hayatımızda yer almazlarsa şaşmamak gerekir. Elbette genel seçim sonrasında yeni sivil bir Anayasa?yı yapmayı başaran Türkiye?de statükoculuk yapılamayacak ve statükocu partiler de anlamsız hale gelecekler..

Sivil demokratik anayasa konusunda seçmeni ile en fazla ihtilafa düşecek partilerin başında MHP geliyor. Mevcut kamuoyu araştırmaları MHP'li seçmenin önemli bir kısmının referandumda "Evet" diyeceği yönünde. MHP?li seçmen, sivil demokratik bir anayasa talebini de destekliyor..

Referandumun sonucu ne olursa olsun, süreç CHP, MHP ve BDP?nin aleyhine işliyor. Sözkonusu statükocu partilerin liderlerinin partilerini konumlandırma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerinde fayda var.  Bunu yapmazlarsa, referandum ve genel seçim sonrasında, ne CHP liderliğinde Kemal Kılıçdaroğlu?nu, ne de MHP liderliğinde Devlet Bahçeli?yi görebileceğiz..

Devlet Bahçeli, referandumda ve genel seçimlerde statükocu politikalarıyla MHP?yi oy kaybına uğratacak ve parti içi muhalefet tarafından istifası gündeme getirilecek; istifaya yanaşmayınca da Deniz Baykal?ın başına gelenler Bahçeli?nin de başına gelecek.. MHP?ye referandumu ve genel seçimleri kaybettiren ve istifa etmeyen Devlet Bahçeli?nin video kaseti de yayınlanamaz mı? Statükocu partilerde, bürokratik oligarşinin arkasına saklanarak politika yapan liderlerin akıbeti kasetle uzaklaştırılmak değil mi ülkemizde?

Mustafa Yürekli - Haber 7

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi