Mustafa Yürekli
4 ülkeden bir Kürdistan çıkabilir
Medyamızın sığlığı, ufuksuzluğu ve zihinleri kirletmesi, tam bir sömürge medyası görüntüsü vermesi, aydınımızın hal-i pürmelali..
Fransız Roger Garaudy, Pierre Loti ve Claude Farrère Türkiye?de niçin susturuluyor?
23 Ocak 2012 Pazartesi, İstanbul?da yağışlı, soğuk, kasvetli bir gündü. Akşam, 21 sularında Fransa Senatosu'nda "soykırımı inkar suçu" yasa teklifi görüşülecekti. Medya, gün boyu bu olayı gündemde tuttu.
Kara sıkıntıyı üstümden atamıyordum. Fransa?nın şımarık, alaycı küstahlığı karşısında Türkiye?nin gerginliği, diplomatik yetersizliği, güçsüz tepkisi deli ediyordu beni.
İngiltere, Fransa, ABD, Rusya ve Almanya?nın 150 yıldır ördüğü, Türkiye?ye dönük sözde ?Ermeni Katliamı? çorabı, son günlerde Fransa?da "soykırımı inkar suçu" yasası çıkarma kılığına büründü. Gerçekler, hala algılanamıyor, kavranamıyor ve doğru anlamlandırılamıyor.
Medyamızın sığlığı, ufuksuzluğu ve zihinleri kirletmesi, tam bir sömürge medyası görüntüsü vermesi, aydınımızın hal-i pürmelali.. Kuklalar, ne kadar isyan ederlerse etsinler, seslerini kuklacıya duyuramazlar.
Emperyalizmin Türkiye?ye "Ermeni Katliamı" saldırıları, tarihi gerçeklere değil, siyasi emellere dayanmaktadır. Siyasi emel, topraktır, Türkiye'nin Doğusunda "Kafkas Seddi" ve güneyinde ?Ortadoğu Seddi? oluşturmaktır. Böylece ABD, Karadeniz ve Akdeniz?de hakimiyet kuracaktır. Bu projede, Kürtçülük ve Ermenicilik birer araçtır ve paralel kullanılmaktadırlar.
KÜRTÇÜLÜK VE ERMENİCİLİK ABD PROJELERİDİR
Batı?nın ?Ermenilere soykırım yaptınız!? iddialı saldırılarına ilk kez 1915 Tehciri'nden sonra 1916'da karşılaşırız, 1918 Mondoros Mütarekesi'nden sonra da yoğunlaşır. Milletimiz, 1920'de, Çukurova'da, Antep, Maraş ve Urfa'da Fransız-Ermeni işgalcilerine karşı direnmesi üzerine, özellikle Şubat 1920'de Maraş'tan Fransız-Ermeni işgalcilerini kovduktan sonra söz konusu iddiaya maruz kalmıştır. Bunlar, tarihin tozlu sayfalarında öylece kalırlar..
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD, Kürtçülük ve Ermenicilik ikiz projesiyle bölgeye sokulur. 1960?tan günümüze kadar, 50 yıldır bu iki proje başımızı ağrıtmaktadır.
27 Mayıs1960'tan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başına örülen çorap olarak ?sol terör? özü itibariyle, Kürtleri terör içine çekmeyi amaçlıyordu. ABD'nin ve AB'nin istediği şekilde gerçekleşen 12 Eylül darbesi, PKK terör örgütünü tarih sahnesine çıkardı. 1992?de ABD?nin Irak?ı işgali, bölgeye Çekiç Güç?ün konuşlanması Avrupa?nın projesi olan PKK?yı ABD?nin çizgisine çekti. PKK terörü çözümü reddederek silahlı mücadeleyi sürdürme kararı alıp I995'ten günümüze kadar devam etti. 28 Şubat darbesi de soruna dönük politikalarıyla PKK?ya hizmet etti.
İlginç olan, parlamentolar ?Türkler Ermenilere soykırım yapmıştır!? şeklinde karar almaya veya bildiri yayınlamaya 1965?ten sonra başlarlar. 1965?ten 1995'e kadar, 30 yılda, sadece 6 (altı) ülke böyle bir karar alır. 1995?ten günümüze, 15 yıl içinde 33 ülke parlamentosunda bu kararlar çıkartılır.
1995 sonrasında Türkiye?nin Kürtçülük ve Ermenicilik baş ağrılarını çekmeye başlaması bir ABD oyunudur: 1995 sonrasında 28 Şubat müdahalesi, Batılı sermayedarlarının çıkarttığı Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizleri ve Ecevit, Yılmaz ve Baykal yönetimindeki ülkede 20 bankanın içinin boşaltılması, 2003 sonrasında (bugün Ergenekon ve Balyoz davaları olarak yargıya taşınmış olan) başarısız askeri müdahale girişimleri gibi sonuçlar da göz önüne alındığında, Türkiye'nin planlı bir siyasi-ekonomik-sosyal tehditle karşı karşıya olduğu anlaşılıyor.
ROGER GARAUDY, PİERRE LOTİ VE CLAUDE FARRÈRE NİÇİN UNUTTURULUYOR..
18. yüzyılda baş gösteren, 1870'li yıllardan 1920'li yıllara kadar Rusya, İngiltere, Fransa ve Amerika'nın sözde desteğini alan Ermeniler, emperyalistlerin sömürgeci politikalarına alet oldular. Ermeniler, her defasında söz konusu büyük güçler tarafından yarı yolda bırakılmışlardır.
1914'te Osmanlı'yı Birinci Dünya Savaşına ikna eden, Ermenilerin de reformuna destek veren Almanlar, o döneme ışık tutmasından korktukları için kendilerine sığınan Talat Paşa'ya suikast düzenlemişlerdir. O günlerde Türkiye'de bulunan Pierre Loti'nin ?Sevgili Fransa'mızın Doğu'daki Ölümü" adlı kitabında; 1919 yılında Rus ve İngilizlerin, Alman Sanders'i suçlamaları, Sanders' in suçu Talat Paşa yoluyla Türkiye üzerine nasıl yıktığı, tüm belgelerin yok edildiği ve Fransızların, İngilizlerin ve Almanların olayları çarpıtarak tarihi yeniden yazmaya çalıştıkları anlatılmıştır: "İstanbul'da Fransız Generalimiz Franchet D'Esperey'in, Alman Generali Liman Von Sanders'i, Ermeni katliamlarını emreden kişi olduğu için Harp Divanı'na verdiği biliniyor. Birçok Türk'ün bu suça engel olmak için durumlarını ve hayatlarını riske attıkları da biliniyor ve Ermeniler bunu kendileri söylüyorlar. Elimde, dünya savaşı başında, katliamların provokatör ajanları ve Ermeniler?in Asya'daki faaliyetleri ile ilgili kontrol edilmiş, imzalanmış ve parafe edilmiş can sıkıcı dosyaları var."
Aydınımız ve beslendikleri medya, niçin sözde ?Ermeni Katliamı? meselesinde Almanların sorumluluğunu, Fransızların, İngilizlerin ve ABD?nin Ermenileri aldatmalarını ve Pierre Loti'nin tanıklığını gündeme getirmiyor? Pierre Loti'nin ?Sevgili Fransa'mızın Doğu'daki Ölümü" adlı eserinden ve 1913 yılında yazdığı, Balkan ve Libya savaşlarında Batı politikalarını eleştiren La Turquie Agonisante (Can Çekişen Türkiye) kitabından bahseden var mı hiç? Kurtuluş Savaşı sürecinde, Türkiye'ye cephe alan kendi ülkesi Fransa'ya karşı Türkiye'yi destekleyen yazılar kaleme alan Claude Farrère?ri hatırlayan var mı? Pierre Loti ve Claude Farrère?in tanıklıklarına niçin baş vurulmuyor? Onlar niçin unutturuluyor?
Canlı yayın arabalarıyla sürekli Paris?teki muhabirleriyle bağlantı yapan televizyon kanalları mikrofonlarını niçin Roger Garaudy?e uzatmazlar? Fransa Parlementosu'nda milletvekili, meclis başkan yardımcılığı, milli eğitim komisyonu üyesi ve senatör olarak görev yaptı.Daha sonra profesörlüğe devam etti. Emekliliği esnasında pek çok bilimsel eser yayımlayan Garaudy, 1982 yılında müslüman olmuştur.
Roger Garaudy Fransa?nın ruhunu bilen kurt bir politikacı, büyük bir düşünür, dünya çapında tanınan bir yazar. Roger Garaudy en çok Türkiye?de okunuyor, ülkemizi ve milletimizi seviyor. Roger Garaudy?nin son gelişmelerle ilgilenmediğini düşünmek abestir. Roger Garaudy Fransa?nın soykırımı inkarı suç sayan yasa çıkarmasını nasıl görüyor? Niçin Türkiye medyası onu konuşturmaz?
Roger Garaudy Fransa?da niçin konuşturulmuyorsa, Türkiye?de de aynı nedenle konuşturulmaz. Türkiye?deki medya, uluslar arası iletişim düzeninin bir parçası değil mi? Medya, yabancı sermayenin 3 milyar dolarlık reklam bütçelerinden beslenerek varlığını sürdürdüğü için mi bu üç önemli tanığı gündeme getirmiyor? Aydın, işadamı, bürokrat ve politikacılar dünya güçlerinin kuklası olunca, bir ülke böylesine aciz duruma düşer
..
TÜRKİYE, İRAN, IRAK VE SURİYE?DEN BİR KÜRDİSTAN ÇIKABİLİR
Karadeniz, Kafkasya, Ortadoğu ve Doğuakdeniz yeniden yapılandırılıyor. Uluslararası işgalle Pakistan ve Afganistan kaosa yuvarlandı. Irak, yine işgalle felç edildi. İspanya ve İtalya, ekonomik iflasla etkisizleştirildi. Yunanistan, iflas ettirilerek Kıbrıs?la birlikte İsrail?in pençesine düşürüldü.Tunus, Libya, Mısır ve Suriye, teröre sürüklendi. Türkiye, Suriye üzerinden İran?la karşı karşıya getirilip savaşmaya zorlanıyor.
Fransa ve Almanya?da ABD yanlısı yönetimler işbaşında. Fransa, 40 yıldır İsrail?in nükleer çalışmalarını destekleyip geliştiriyor. Almanya, deniz altı desteği vererek İsrail?in Akdeniz?de hakimiyet kurmasına çalışıyor. ABD?nin garantörlüğünde Fransa ve Almanya, İsrail?in Akdeniz hakimiyetinden pay alma arayışında.
Bölgede şartlar, Ermenistan ve Kürdistan devletlerinin kurulması için elverişli hale getirilmek isteniyor. Türkiye'nin Doğusunda "Kafkas Seddi" ve güneyinde ?Ortadoğu Seddi? oluşturmak istenmektedir. İsrail?in hakimiyetinde, İskenderun?da kıyısı olan Kürdistan ve Kıbrıs ?Ortadoğu Seddi?ni oluşturacak..
Türkiye, İran ve Suriye dikkatli olup işbirliğine girerek emperyalizmin oyununu bozamazlarsa, topraklarından kopan parçalarla Kürdistan?ın tarih sahnesine çıkışını önleyemeyecekler?
Mustafa Yürekli / Haber 7
[email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.