Bize Çankaya yeter!...
İslamiyet'in doğuşu ile beraber, yeryüzünde ırkçılık davası yıkılmaya başlamıştır. İslam bütün insanların bir baba ve bir anneden doğduklarını, hiç kimsenin kimseye takvadan başka bir üstünlüğünün olmadığını beyan etmiştir. Kavim kavim, kabile kabile yaratılmalarının Sünnetullah'ın bir gereği olduğunu ve bu ayrı yaratılmanın yalnızca tanışmaya bir vesile olması isteğinden doğduğunu açıklamıştır.
Rasulullah (sa), ırkçılığı, ırkçılıktan doğan milliyetçiliği tamamen yasakladığı gibi bu uğurda uğraşanların da İslam'dan çıktıklarını buyurmuştur.
Bütün müminler ancak kardeştirler; hangi ırk, kavim ve ülkeden olursa olsun, beyaz derili olanın siyah deriliye hiçbir üstünlüğü yoktur. Ancak en çok takva sahibi muttakiler Allah (cc) katında diğerlerinden üstündür.
Hal böyle iken, ne yazık ki, batıda bir put olarak ortaya atılan ve bilgin olarak kabul edilen Nasyonalizm yani ırkçı milliyetçilik, İslam dünyasına sokuldu. 19. asırda bir ideoloji olarak savunulan nasyonalizm fitnesi, Müslümanların arasına serpildi, yayıldı ve birçoklarınca kabul gördü.
20. asrın ilk çeyreğinde zehirli meyvelerini veren nasyonalizm Müslüman kavimleri birbirlerine düşman edip, ırkçılık taassubu ile savaştırdı. Neticede Müslümanlar parçalandı. İslam dünyası bölündü. Kapitalizmin sömürgesi haline geldi.
Çünkü nasyonalizm, insanların inanç ve ideoloji etrafında bir araya gelmesi yerine toprak, kan ve dil birliğine önem verir.
Nasyonalistlere göre, milleti oluşturan din değil, coğrafi sınırlar, ırk ve sosyal kurumlar gibi maddi etkenlerdir. Bu etkenlere dayanarak, alınyazısı ve ortak geçmişi paylaştıkları hissettirilir, ırkının ve vatanının üstünlüğüne içten inanır, tüm iyilikleri, tüm olgunlukları, tüm güzellikleri kendi vatanına ve ırkına mal eder.
'Her şey Türk için, bir Türk dünyaya bedel'
Mısır milliyetçilerine 'Din Allah'ın, Vatan Herkesindir' fikri aşılanır, yani din, insanın kişisel ve ibadetle ilgili işlerine bakar. Fakat vatan, onun siyasal ve sosyal hayatı ile ilgilidir, düşüncesi 'Sekülerizm'i doğurur.
Böylece ırkçılık ile sekülerizm arasında çok sıkı bir ilişki kurulur. İnsanların beynine, dininin devlet ve hükümet işleri ile hiçbir alakası olmayacaktır, doktrini yerleştirilmiştir.(
Böylece kişi laik kafalı olmalı ve laik düşünceyi kendisine hayat ölçüsü yapmalıdır. Böylece dinden ve dini düşünceden tamamen soyutlanmak Nasyonalizmi kabul etmektir.
Yani ırkçılıkta, meşru ve gayr-ı meşru yollar 'Kutsal yurdun çıkarları' için mubahtır, bu göz önüne alınır. Bu sistem kültür, sanat, şiir ve edebiyat, milli azameti göstermek, nefsini övmek ve milli duyguları kuvvetlendirmek yolunda kullanılan birer araçtır.
Türk şairi Kemalettin Kamu'nun bir dörtlüğü:
'Ne örümcek, ne yosun/Ne mucize, ne füsun
Kâbe arabın olsun / Bize Çankaya yeter.' (1)
Ziya Gökalp ve arkadaşları 'Başka milletler, asrî medeniyete girmek için, mazilerinden uzaklaşmaya mecburdurlar. Hâlbuki Türklerin asrî medeniyete girmeleri için, yalnızca mazilerine dönüp bakmaları kâfidir.'(2)
Şair Ömer Naci (1880-1916) için Ziya Gökalp:
'Sözleri Kur'an'dı, gözleri mi'rac
Halk onun Tanrı'sı, o halka yalvaç
Doymadı ölmeğe, âh, gitti aç
Aşkının bin kerre kurbanıydı O!...' (3)
Batı'nın bir sömürü aracı olarak kullandığı ırkçılık akımı, tüm dünyaya yayılmış ve sömürgecilik tüm insanlık âleminin kâbusu olmuştur.
Uydurma ve yapay bir din haline getirilen ırkçılık, kısa zamanda kök salmıştır. İnsanlar batıl bir dava uğrunda bir birleriyle savaşırken Batı, her iki taraftan da faydalanan Emperyalizm, hedefine ulaşmış ve daha çok güçlenerek oyununa devam etmiştir. Bu zulmün en büyük zararını çeken de, İslam dünyası, olmuştur. (4)
Müslüman kavimler, insanlık düşmanı batıl ideoloji için hala Nasyonalist, Oryantalist!...lerin emirleri ile birbirini yok etmek için uğraşmaktadırlar. Destek değil, köstek olmayı seçmişlerdir.
Böylece Firavun devrindeki ırkçılık hareketi devam ettiriliyor!...
Evet. Bir insanın hem nasyonalist hem dini inançlarına bağlı yaşaması mümkün değildir. Yani iman ile küfür bir kalpte birleşmez.
Nasyonalizm fitnesinin Müslüman dünyasındaki acı sonuçlarına şahit olan bağrı yanık, yüreği kan ağlayan İslam şair ve arif'leri şöyle feryâd ediyorlar:
'Artık ey millet-i merhume, sabah oldu uyan!
Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan'
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak aç gözünü!
Dinle Peygamber-i zîşânın ilâhi sözünü.' M. Akif
'Dünya put hanesinde Allah'ın ilk evinin koruyucusuyuz.
Ve O da bizim koruyucumuzdur.
Kılıcın gölgesinde büyüyerek gençleştik.
Hilâlin hançeri, bizim milli sembolümüzdür.' M. İkbal
Müslümanlar kendi kurtuluş yolunu terk ettiği için, önüne çıkan herhangi bir yolu takip ediyor. Her fikri, her doktrini ve her sosyal görüşü tereddütsüz kabul ediyor. Kabul ettiği bu fikir, bu doktrin ve sosyal görüşler, İslam fikriyatına ister uysun, isterse uymasın bu mevzuatları bir tahlil süzgecinden geçirmiyor.
Ne acıdır ki, bir Müslüman nasyonalist oluyor, komünist oluyor, faşist usulüne boyun eğiyor. Bu gibi fikir tuzakları hakkında kat'iyyen kafa yorup düşünmek istemiyor'
Hakikatte İslam yolundan ayrılmış, başka yola sapmış, başka yol takip etmiş bir kimseye 'Müslüman'dır' demek her bakımdan yanlış ve hatadır. Milliyetçi Müslüman, şoven Müslüman, komünist Müslüman, faşist Müslüman, kapitalist veya Liberalist Müslüman ve benzeri kavramları kullanmak, Müslüman için imkânsızdır. Bu, ' Komünist sermayedar, komünist kral, komünist padişah' demek gibi olur. Dolayısıyla tamamen sakat ve kabul görmeyen bir düşüncedir.
O halde ırkçılığı reddetmemiz imanımızın gereğidir. Hangi ırktan, kavimden, dilden ve bölgen olursa olsun, yeryüzünde yaşayan bütün Müslümanlar birbirlerinin kardeşleridir ve bir vücut gibidir'
İnsanlığın en büyük açılımı, 'Her mülk bizim mülkümüzdür, çünkü bizim Allah'ımızın mülküdür.' (5) inancıdır.
İşte asıl gerçek bu'..
Mehmet Yürekli
Adana, 5 Şubat, 2010
* Prof.Dr.Türkkaya Ataöv, Siyonizm ve Irkçılık, Ank.1985, s.9, çev.
1- D.Mehmet Doğan, Batılılaşma İhaneti, İst,s.88
2- Uriel Heyd, Türk Ulusçuluğunun Temelleri, Çev. Kadir Günay,Ank.1979, s.132
3- Yeni Hayat/Doğru Yol, Haz.Müjgan Cumbur.Ank.1976, s.47
4- Mevdûdî, İslami Risalet, Prof.Dr. Ali Genceli, çev. (İslam'da Hükmet)
5- M.İkbal, Doğunun Uyanışı,İst.1985,s.127, çev.
Nasyonalistlerin, İslam dünyasına verdiği zararlar ve Osmanlıyı Parçalama Planları -1 yazımız devam edecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.