
Mustafa Yürekli
Şiirde Nabız Dinlemek
Şiirde Nabız Dinlemek
Şiire kapıyı içeriden açarım..
İlham, hakikatin yüreğimde yankılanmasıdır. Bir metnin eser olma vasfı, bir şiir olma niteliği, mevcut olarak ortaya çıkan yorumlama gücüyle ölçülür. Yorumlama, tabiatı ve nesneleri, mekânı farklı görebildiğimizle ilgilidir. Yorumlayamadığımız her konu bizi kendisine esir etmiştir. Herkes kendi dünyasını yaşıyor ve o pencereden bakıyor dünyaya, hayata ve insanlara.
Bir hengâme içinde yaşıyoruz ve yaşarken de şiir yazıyorum. Yaşamın damarlarından süzülüp gelen şiirler, tarihe sanatsal dokunuşlar ve duyuşlar olabilmesi için yaratılışın kıyılarına getiriyor okuyucuyu.. Şiirde miraç heyecanı ararım ben. İhsan makamına sıçratmayan şiirin kuyruğundan çekiver gitsin..
Ben yazıda iflah olmaz bir yalnızlık içinde nice sorgulamalarla acı çekerken şiir kapıyı çalar. İşte o vakit anlarım ki şiir şifadır aslında, dermandır, dertlere ayna adeta bir yakarıştır. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi “Şüphe edersen ayağın seni taşımaz. Basacağım, yürüyeceğim de ve bas, yürü!”. Şair de tüm şüphelerden ve kaygılardan azade lisana basar; aklını, kalbini, ruhunu, bütün varlığını alıp yürür; gelmiş olanı ilham ile yazar öylece…
Bu yüzden ben şairlere "denizi yürüyerek geçenler" diyorum.. Cahit Zarifoğlu, "Korku ve Yakarış" adını verdi bir kitabına. Sezai Karakoç, zamanı, mekanı ve çağın aksiyonunu kuşatan bilinciyle "Gün Doğmadan" şiir söyledi, seher şairi, fecir şairi oldu..
İçselleştirmeden, duyumsamadan ve gerçekten şiirin öznesiyle özleştirmeden kalemimi yazma eylemini gerçekleştiremiyorum. Masa başı şiileri yazamıyorum. Her kayıp size ne çok değere sahip olduğunuzu hatırlatır. Tabii yaşanılan acılar ve hüzünler de şairin yüreğini daha bir incelterek, eserlerine adeta derinlik ve duyarlılıklar yükler. Dertler de hastalıklar da şifadır aslında. İnsanı onarır, hakikat yolculuğunda olgunluğa, erdeme ve soylu bir hayata hazırlar. Siz tüm yaşadığınız acılarla ruh heybenizde biriken şiirleri şahit eylerseniz. Tıpkı rahmetli Cahit Zarifoğlu gibi “Ateş kararıyor, bu içimin alevleri /Acı çekiyorum elimden alınmışsın gibi” diye ifade ettiği zarif şiirler ve derinlikli dizeler kurup göçersiniz bu fani hayattan gerçek âleme.
Gerçek bir şairin kalbi diridir. İyilik yolunda mesafe aldıkça son derece hassaslaşan kalp, şiir yazma esnasında güçlü sinyaller yayar. İyilik yolunda olduğumuzda şiir şevk verir, heyecanlandırır ve okuyucusunu coşturduğu gibi, metafizik gerilimden ve kalbi basınçtan uzaklaştığında da kasılır ve bir şeylerin ters gitmeye başladığını fısıldar. Kalbimin sesine kulak vererek şiir yazmaya çalıştım ve şimdiye kadar beni pişman etmedi çok şükür.
Diplomasi dönüştürücü bir akıl ve onarıcı bir irade olmalıdır
16 Nisan 2025 Çarşamba 19:08Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek
10 Nisan 2025 Perşembe 12:07Türkiye’nin barış şemsiyesi
06 Nisan 2025 Pazar 13:02Güzellik: Müslümanlığın zirvesidir
02 Nisan 2025 Çarşamba 15:41Tevhid inancının tarihsel rolü 2
30 Mart 2025 Pazar 08:30Tevhid inancının tarihsel rolü
27 Mart 2025 Perşembe 18:40İslam sanatının toplumda güven ve empati oluşturma rolü
22 Mart 2025 Cumartesi 15:36Küreselleşme ve tam bağımsızlık
19 Mart 2025 Çarşamba 05:14Dünya sistemi ve bağımsızlık mücadeleleri
15 Mart 2025 Cumartesi 23:41İnsanlığın kurtuluşu: İslam Barışı
13 Mart 2025 Perşembe 12:25




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.