Sezai Karakoç’a akademik ilginin anlamı
Üniversitelerde Sezai Karakoç’a dair yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapılmaktaydı. Trakya ile Sivas Cumhuriyet üniversitelerinden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi de, üstad Sezai Karakoç’a fahri doktora verdi. Sezai Karakoç üzerinde yoğunlaşan bu akademik ilginin bir anlamı olmalı.
Bu bağlamda ifade etmeliyim ki üniversiteler, kültür, sanat ve edebiyatın uzaktan pasif izleyicisi değil, aktif destekleyicisi olması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Sezai Karakoç’a fahri doktora unvanı vermekte geç kaldığı yönünde yapılan değerlendirmelere katılıyorum. Hatta Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Necip Fazıl Kısakürek gibi büyük şairlere de hayattayken bu kadirşinaslık gösterilebilirdi, diyorum.
Fahri Doktora Töreni
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’ın öncülüğünde, üniversite senatosunda Edebiyat Fakültesi Dekanlığı’nın aldığı kararla üstad Sezai Karakoç’a fahri doktora verilmesi hiç şüphesiz büyük bir olay. Katkıda bulunan, emeği geçen herkese milletimiz adına teşekkür etmek isterim.
Doktora töreni, İstanbul Üniversitesi Doktora Salonu’nda yapıldı. Pandemi koşullarından sınırlı bir katılımla yapıldı. Katılımcılar arasında, üniversite hocaları ve yazarlar vardı. Medyanın ilgisi canlıydı. Programı canlı yayından izleme fırsatı da verildi.
“Diriliş, Karakoç’un siyasî hamlelerinin de mihrakı ve mihveri oldu” diyen Rektör Mahmut Ak’ın açış konuşması güzeldi: “Şair 1990’da Diriliş Partisi’ni kurmuş, kitleyle bu kez bir parti genel başkanı sıfatıyla temas kurmuştur.” tespitinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi olarak Türk şiirine ve düşünce hayatına yaptığı katkılar dolayısıyla Sezai Karakoç’a fahrî doktora payesi vermekten şeref duyduğunu belirten Prof. Dr. Ak, panele değerli katkılarını sunan kıymetli bilim insanlarına da ayrıca teşekkür etti.
Plaket ve belge, daha sonra Diriliş Yayınları’nda yapılan bir törenle takdim edildi.
Diriliş Mefkûresi Ve Politikası
T.C. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Kalın’ın açış konuşması kapsamlı ve derinlikliydi: “Sezai Karakoç gibi büyük bir fikir ve sanat ustasının burada anılması, üstadın eserlerinin tekrar hatırlatılması ve genç nesillere aktarılması üzerinde daha fazla çalışmalar yapılmasına vesile olması açısından da önem taşıyan bir panel olduğunu düşünüyorum. Tabii Sezai Karakoç’u ele alırken onun mefkûresini ve politikasını birlikte değerlendirmek gerekir. Bunlar asla birbirinden ayrı şeyler değildir” diyerek konuşmasına başladı.
Sezai Karakoç’ta görülen en önemli hususlardan bir tanesinin her büyük sanat eserinin arkasında büyük bir fikrin olduğu gerçeğinin altını çizen Prof. Dr. Kalın, “Karakoç’un hem fikrinde hem de politikasında gelenekle ilişki kopartılmamış ama tekrarlanması gereken olduğu gibi aktarılması gereken bir yapı olarak da telakki edilmemiştir. Gelenekle bu canlı ilişkiyi kurabilmek Karakoç’un bizim düşünce sanat dünyamıza kazandırdığı önemli bakış açılarından bir tanesidir” dedi.
“Türkçenin ve Türk Edebiyatının bir sıkışmışlık içinde olduğu 1950’li yıllarda o şiiriyle Türkçenin yeni bir atılım yapmasını sağlayan öncü isimler arasında yer almış ve çağdaş Türk Edebiyatının da temellerine güçlü katkıda bulunmuştur. Bugüne dek konu hakkında yazılan akademik incelemeler onun şiirini ve nesrinin ne denli güçlü kurucu etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur” diyen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi’nin takdim konuşması da güzeldi:
“Türk düşüncesine ve Türk şiirine sunmuş olduğu en önemli hizmetlerinden biri de bugünün şairinin ve düşünce insanının tarihi müktesebatla nasıl sağlıklı bir diyalog içerisine girebileceğine dair sunmuş olduğu örnekliktir. Zira yazarımızın gerek edebi gerek fikri olsun tüm eserlerindeki temel kaygısı ortak tema insanlık için nasıl daha iyi bir gelecek inşa edilebileceği meselesidir” ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmalarının ardından panel moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi’nin yaptığı Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Nazif Gündoğan’ın “Diriliş Düşüncesinde Ekonomiye Bakış”, Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay’ın “Sezai Karakoç, Diriliş ve Medeniyet”, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk’un “Şair ve Fikir Adamı Yönüyle Sezai Karakoç” ve İbn-i Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Murat Özel’in “Sezai Karakoç ve İslam Klasikleri” başlıklı konuşmaları ile devam etti.
Düşüncede, Sanatta Ve Aksiyonda Diriliş
Türkiye, iki asırdır Batı etkisinde, yok oluşa giden bir bozgunun içerisinde; Cumhuriyet döneminde pozitivist, materyalist, milliyetçi, sosyalist ve liberal anlayışla kötü yönetildi. Söz konusu Batıcı savrulmadan ekonomi ve politika ile birlikte kültür, sanat ve edebiyat da etkilenmekte. Yakın tarihte Batılılaşmaya karşı tek direnişi, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç’un temsil ettiği İslam düşüncesi gösterdi.
Batıcılığın iktidarı ele geçirip milletimizi kendi devletiyle kuşattığı bir dönemde, Sezai Karakoç, özgün sesiyle insanımızı dirilişe çağırıyor; eevrime, devrime değil, dirilişe. Var olan, âdeta küllenen, ötelenen, yadsınan İslam düşüncesi, onun yeniden gündeme getirişi ve anlatışı ile bu çağda kendini buluyor, canlanıyor:
1960 sonrasında, hem soğuk savaş döneminde, hem de küreselleşme döneminde İslâm düşüncesinin yenilenerek doğuşunda, dünyada ve ülkemizde yeniden gündeme gelişinde üstad Sezai Karakoç’un büyük payı var.
Sezai Karakoç kitaplarda yer alan yazılarıyla; konuşma ve basın açıklamalarındaki söylemiyle bir yandan sorunları, çıkmazları gündeme getirip eleştirilerde bulunmakta ve çağıyla hesaplaşmaktadır; bir yandan da İslâm medeniyeti tasavvurunu ortaya koymaktadır. Diriliş, çok yönlü, kapsamlı, derinlikli bir küresel seferberlik, İslam medeniyetini inşa hareketidir.
Sezai Karakoç, büyük şairdir. Şair denilince, ayrıca düşünür denmez. Düşünce, şiirin hayal ve musikiyle birlikte üçüncü sütunudur. Düşünür olunmadan, büyük şair olunmaz.
Büyük şair Sezai Karakoç, Diriliş görüş ve hareketinin lideridir, Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanıdır. O düşüncede, sanatta ve aksiyonda dirilişin öncülüğünü yapmaktadır.
Dünya Çapında Bir Ses
Sezai Karakoç’un eserleri pek çok dile çevrildi; dünya çapında bir büyük şair olarak İslam medeniyetinin inşasında İslam milletine rehberlikte etmektedir.
İslam birliği düşüncesini sistemli, programlı ve düzenli bir hareket haline getiren, tek başına savunan büyü şair Sezai Karakoç, çağdaş Hüseyin’dir; sadece Anadolu’nun değil, İslam aleminin ruhudur.
Sezai Karakoç, Kerbela’ya dönen İslam ülkesinde, Diriliş adını verdiği görüş ve hareketiyle, tarihin tevhid çizgisi Hüseyni direnişi günümüze kadar taşıdı.
Sezai Karakoç’un küreselleşme döneminde sürekli gündeme gelmesi, bilinmesi, eserlerinin okunması ve sözkonusu akademik ilginin artması, hiç şüphesiz Diriliş görüş ve hareketinin temsil ettiği İslam düşüncesinin insanlığın ufkuna ağmasının göstergelerindendir.
Batı rüzgarında savrulan ve düşünceden uzaklaşan genç kuşakların, uyanması, bilinç kazanması, kurtuluş programını hazırlamış bir aydın seferberliğine dönüşmekte olan Diriliş’e ihtiyacı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.