Sesini biraz açar mısın?
İzler Ve Yansımalar - 42
“... her şey saklamak için kapak arasına alınır; kitaplar ise açık, özgür olsunlar diye...”
Sesini biraz açar mısın?
“ İnsan insanla konuşmaz zaten, insan insana susar.” (HE/ İzdiham) diyordu insan.
Radyonun sesini biraz açar mısın, deyip sustuğumuz gibi.
Raflara dizilen kitapların sustuğu gibi.
Her şey bittikten sonra başrol oyuncusunun sustuğu gibi.
Tabiatın her dem aynı şekilde sustuğu ve insanların o suskunluğu dinlemek için aynı zahmetlere katlandığı gibi.
Bir tablonun, mimarinin sustuğu gibi...
Bir kitap sayfasında, bir duvarda, bir sanat sergisinde rastlarsın bazen. O kadar çok şey söylenmiştir ki... Sen de susarsın.
Bu durumda susmak; beğenmek, yüceltmek, değer vermek, eklemeyi gereksiz görmektir.
Bazen de susmak; kapanmak değil, sözün bir seviyeye çıkmasını beklemektir. Çözümsüzlüğü önermek değil, getirilen çözümlerin yetersiz olduğunu ifade etmektir. Hiçbir şey bilmemek değil, bilinenlerin ne kadar eksik olduğunu bildirmektir.
Kolay mıdır, susarak anlatmak? Kolaydır, anlayanlar için. Zaten zordur bağırsan da duymayanlar için.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.