Ne Güzel Sustunuz!
Elbette sükût orucu tutacak kadar aziz değilim; ama biraz da dinleyeyim diye sustum.
Kimse konuşmadı.
Oysa ne güzel severdiniz. Nedensiz, içten, iddialı. Nedensiz sevdiklerinizin nedenli yalnızlıklarına karşı sustunuz.
Köyün yalancılarına kimse itibar etmezdi, şehrin yalancılarına karşı sustunuz.
Aynı mahalleden olduğu söylenen; ama bizim sokaklarımızda hiç izi olmayanların mahalleyi bir hiç uğruna satmasına karşı sustunuz.
Dava delilerini ve erlerini; akrabalar, arkadaşlar, komşular, oğullar, kızlar, gelinler, amcalar, yengeler uğruna onuncu köye gönderdiler sustunuz.
Algıyı, yanlış bilgilerle; ilgiyi yanlış yönlendirmelerle paramparça ettiler sustunuz.
Göklerin aydınlığını ve sağlamlığını ayağı yere basmayanların ayak oyunlarıyla karartmaya ve bozmaya çalıştılar,sustunuz.
Vefayı semte, ahlâkı servete, hakikati sepete koydular sustunuz.
Ne güzel sustunuz!
Her suskunluğun bir karar, her sözün bir iddia olduğunu ne çabuk unuttunuz.
SAMSUN/ Çarşamba
(GÖLGELİKTEN GEÇERKEN/ İzler ve Yansımalar, yakında…)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.