Mustafa Yürekli
Topa iyi vurmak..
Kanal 7'de, yapımcısı olduğum ve Süleyman Çobanoğlu'nun sunduğu Tanıklar programında, konuklarımıza hayat hikayelerini anlattırıp, yakın çevresini de konuk ederek, yaşananları konuşuyorduk. Bir programda da Ozan Arif'i konuk ettik..
Makyaj odasına almışlar Ozan Arif'i, program yapımcısı olarak hoş geldin demek için yanına gittim. Tanışmada, Adanalı olduğumu söyleyince, ?Biz karpuzu keser, dilim dilim eder, sonra da yeriz..? dedi. Esprisi, beni gerçekten şaşkına çevirdi. Baktım, gülüyor. Ozan Arif'e ?Çocukken kelekle top oynardık. Büyüyünce de karpuzla. Adana'dan Fatih Terim başta olmak üzere büyük futbolcular çıktı. Adanalılar topa iyi vurur.? dedim.
Gençken, çok güzel top oynardım, futbolu bilirim bu yüzden. Bu arada, futbolculara bir tavsiyem var: Forvetlere ya da ilerde golcü futbolcu olmak isteyen kişilere, kesinlikle karpuz yerine basketbol topuyla çalışmayı tavsiye ediyorum. Top sert ve ağır olacak yani.. İster inanın ister inanmayın, basketbol topuyla kaleye belli bir süre şut çekenler, belli bir çalışmadan sonra, iyice alışınca, normal futbol topuna bir vursun bakalım, kuş gibi hafif gelecek mi gelmeyecek mi?
Bu çalışmanın vereceği ağrılar, sonucu göz önünde bulundurulursa, katlanmaya değer mi değmez mi, kararı ona göre verecekler artık..
ARAÇLARI ABARTMAK
Bir amaca ulaşmada, aracın önemi elbette büyük! Ülkemizde, araçlar amaç haline getirilir sık sık. Araca böyle hak ettiğinden fazla değer vererek yaklaşmanın temelinde yatan neden, aracın ve onu iyi kullanmanın önemli oluşudur ve onu iyi kullanamayışımızdır, derim hep.
Devlet, bir toplumun hukuki ve siyasi varlığıdır. Toplumsal yüz de, siyasal yüz de aynı topluma aittir. Toplum, formasyonunu devletle kemale erdirir. Bu yüzden millet, vatan, din ve medeniyet esastır ve sabittir. Millet, vatanında, bir medeniyetle kurduğu devlet halinde durur. Her milletin din kalbi, medeniyet aklı ve devlet de bedenidir. Devlet, toplumun teşkilatlanmış halidir; toplumun dışında ve üstünde bir varlık değildir. Şirketler gibi ?öküz ortaklığı' hiç değildir; bu Batılıların algısıdır. İktidar, rejim, politikalar ve söylemler araçtır ve değişkendir. İktidar, kadro ve programdır. Rejim, yönetimi denetleme ve yenileme aracıdır. Ahlak, hukukun özü, politika da hukukun uygulanmasıdır.
Araçları amaç haline getirdiğimizden, kimimiz rejimi kutsallaştırıp değişmez sanıyoruz, kimimiz iktidarı.. İktidara, rejimlere, politikalara ve söylemlere böylesine abartılı yaklaşımlar yüzünden ne devlet sağlıklı işletilebiliyor ne de millet rahat edebiliyor, normal gelişmesini gerçekleştirebiliyor.. Devleti araç görenler de az değil, nedir o ?garson devlet' edebiyatı, bir düşünün..
MİLLET, MEDENİYET VE DEVLET
Bir millet, devletler ailesinde saygın bir yer edinmek istiyorsa, elindeki iktidar, rejim, politika ve söylem araçlarını iyi kullanmak zorunda.. Bir millet, kendini ve çevresindeki diğer ülkeleri doğru kavrayıp, tarih yolculuğunu sağlık, güvenlik, refah ve rahat içinde sürdürmek istiyorsa, kendi medeniyetini kurup geliştirmesi gerekir.
Medeniyet, ıslah ve imar; tabiattan yararlanmak ve topluca yaşamak zorunda olan insanı olgunlaştırma yöntemidir; bu yüzden medeniyeti salih (olgun, iyi yetişmiş) insanlar kurabilir, işletebilir. Medeniyet, ıslahtır; her neslin eğitimi, yetiştirip olugunlaştırılması, iyi insanlardan oluşması hayatidir çünkü. Medeniyet, imardır; nesillerin bilim, düşünce, sanat ve tekniği iyi kullanmasına bağlıdır, milletin varlığını sürdürmesi.
Dolayısıyla sağlıklı toplum, medeniyet kurabilen, insanını ıslah eden ve vatanını imar eden devlet demektir.. Medeniyetini kurmuş bir millet, sağlıklı ve güçlü devletiyle, kendisine uygun rejimi tesis edebilecek, iyi yetişmiş kadroları iktidara geçirecek, içerde ve dışarıda üstün politikalar uygulayacaktır..
Millet, hukuki ve siyasi varlığı olan devleti medeniyetiyle ayakta tutar ve sürekliliğini sağlar. Bir zamanlar, kendimizi ?devlet-i ebed müddet' olarak algılayışımızın ve tanımlayışımızın temelinde, medeniyetimize güven vardır.
Bir toplum nasılsa, yönetimi de öyledir. Toplumlar, liderlerinin dini üzeredirler. Lider, kadrosu ve programıyla, milleti sırtlanıp götürür..
MEDENİYET BUHRANI
Türkiye'de, iktidar, rejim, politika ve söylem araçlarının amaç haline gelmesinin temelinde kendi medeniyetimizi kuramıyor oluşumuz yatmaktadır. Batı medeniyetini olduğu gibi aldığımızdan ne nesilleri ıslah edebiliyoruz, ne de imarımızı gerçekleştirebiliyoruz. Batının kapitalist medeniyetinde kalmak, bu yüzden kendi kendimizi sömürgeleştirmek anlamına geliyor. Karpuzu kesip dilim dilim yapmak, seri darbelerle toplumu kamplara bölmek ve çatıştırmak, kurtuluşu iktidar ve rejim değişikliklerinde aramak, emperyalist dünya güçlerinin ekmeğine yağ sürmektir.
Milletimiz, bin yıllık medeniyetini yeniden inşaa edip hem nesilleri iyi yetiştirecek ve iktidara geçecek kadroların insan unsurunu sağlama alacak, hem de bilimde, teknolojide, sanayide gireceği yarışta öne geçerek uygulayacağı üstün politikalarla devletini sağlıklı ve güçlü tutacak.. Millet, vatanında, devlet denilen hukuki ve siyasi varlığını ancak din ve medeniyetiyle bağımsız ve onurlu bir şekilde sürdürebilir.. Bir milletin elinden dinini ve medeniyetini aldığınız zaman, maddi ve manevi gücü olan devletini çalıştırmaz, vatanında esir haline getirebilirsiniz ve her şeyini yağmalarsınız..
Modernleştiğimiz, toplum olarak Batının kapitalist medeniyetinde varlığımızı şekillendirdiğimiz için; seküler eğitim kurumlarıyla nesilleri iyi yetiştiremiyoruz ve modern ulus devletle imarımızı gerçekleştiremediğimizden vatanımızı yağmaya açıyoruz, toplumu sömürgeleştiriyoruz. Ulus devlet, dünyanın her yerinde toplumlara büyük sorunlar çıkardı, büyük acılar verdi..
TOPA İYİ VURMAK
Topa iyi vuramıyoruz.. Millet olarak, araçları iyi kullanamıyoruz. Bilimde, düşüncede, sanatta, teknolojide, siyasette ve sporda iddialı olabilmemiz ve iyi kadrolar çıkarabilmemiz, medeniyetimizin olup olmadığına bağlı çünkü. Ulus devlet, bizim için karanlıkta kalmak, korkulara kapılmak, bilinci yitirmek ve iradesizleşmek anlamına geliyor.
Medeniyet meselesini halletmeden araçları iyi kullanmamız mümkün değil. İyi siyasi kadrolar çıkarmak da, dünyadaki mevcut rejimlerden daha iyi bir düzen kurmak da, üstün politikalar üretmek de medeniyet sorununu çözmemize bağlı.
İslam medeniyetini yeniden inşa etmemiz, elbette kolay değil. Milletimiz, bütün zorlukları aşıp kendi medeniyetini yeniden inşa edebilirse, güçlü iktidarlarla, iyi işleyen bir rejimle ve hakikate bağlı üstün politikalarla tarih yolculuğunu güvenlik, refah ve rahat içinde sürdürecektir.
Çalışırsak, medeniyet problemini çözüp devletimizi güçlü ve etkili hale getirebiliriz. O zaman topa iyi vurabiliriz. Topa iyi vurmak için, medeniyet denilen tekniği çalışmamız gerekiyor. Medeni bir milletin devletinde, ne iktidar sorun olur, ne rejim, ne de üstün politikalar üretmek sorun olur.. Medeniyetimiz, milletimize, iyi yetişmiş kadroların erdem yarışını izleme bahtiyarlığını yaşatacaktır.
Medeniyetimiz, milletimizi ayağa kaldıracak, tuttuğunu koparacak gücü verecek, ayakları üzerinde durmayı ve yürümeyi öğretecek, devletler oyununu kurmayı ve iyi oynamayı mümkün kılacak, sözü geçer hale getirecek ve tüm hedeflerine ulaştıracaktır.
MUSTAFA YÜREKLİ
[email protected]
Haber 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.