Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Nazım?ı zindanda çürüten İnönü solcu mu?


 

Mustafa Yürekli, İnönü dönemini anlattığı ?Kırk Karanlığı? şiirini ve Attila İlhan?ın Milli Şef zorbalığına ve solun darbesever hale gelmesinde İnönü Atatürkçülüğü?nün etkisine ilişkin düşüncelerini anlatıyor..

 

1988 yılının şubat ayıydı. Feriköy?deki Mavera?nın yönetim yerinin bulunduğu Şetat İşhanı?ndan çıktım, Ergenekon Caddesi?nde ilerliyordum. Vakit öğleden sonra on dört sularıydı ama bıçak gibi bir soğuk vardı, ellerim buz kesmişti. On beş dakika sonra, Attila İlhan?la buluşacaktım.

 

Bir taksiye atlayıp Taksim?e gideceğimi söyledim. Elmadağ?a varınca, taksiden indim.. Yolun tam karşısındaki Divan Oteli?ne yürüdüm. Bir garson güler yüzle karşıladı beni, Divan Oteli?nin cafe girişinde. ? Attila İlhan?la randevum var, beni bekliyor olmalı..? dedim. Üstadın her zamanki oturduğu masaya vardığımızda, onu gazetelere bakınarak bekliyor bulduk..

 

Yüzünü fotoğraflarından tanıdığım Attila İlhan işte karşımdaydı. Boynunda kırmızı atkısı, başında şık bir şapka ve yüksek özgüvenli bir duruş, titiz davranışlar.. Bir Cumhuriyet beyefendisi.

 

Bu ilk karşılaşmamızdı. ?Merhaba, ben Mustafa Yürekli? diyerek masaya yaklaştım. ?Hoş geldin? dedi, ?Üşümüşsün, hemen sıcak bir şeyler iç? diyerek garsona işaret etti. Çay alabileceğimi belirttim garsona.

 

Elimdeki çantayı masaya koydum. Paltomu çıkardım. Çay geldi. Oturunca, bekletip bekletmediğimi sordum, özür dileyecektim. Gazetelere bakmak için aşağıya birkaç dakika erken indiğini ve benim de tam sözleştiğimiz vakitte geldiğimi söyledi, incelik gösterdi.

 

Attila İlhan?a ?Hangi Batı? ve ?Hangi Sol? kitaplarını götürmüştüm. İmzaladı. Adıyla ilk defa Cemil Meriç?in ?Hangi Batı? üstüne kaleme aldığı yazıda karşılaştığımı anlattım. Cemil Meriç?e dair kısa bir değerlendirme yaptı, sözlerinden saygı duyduğu belliydi.

 

Kısa bir tanışma faslından sonra, sohbetimiz koyulaştı. Attila İlhan Mavera için hazırladığım ?Edebiyat ve Emperyalizim? dosyasına bir söyleşiyle katkıda bulunacaktı. Batılı devletlerin dış politikalarıyla sanat ve edebiyat akımları arasındaki ilişkiye dair  bir değerlendirme yapacaktı. 1839 - 1945 arası Batı?yı, özellikle Birinci Dünya Savaşı?ndan İkinci Dünya Savaşı sonuna kadarki bunalım dönemini ve bu bunalımın düşünceye, sanata etkisini kısaca konuştuk, bu görüşmemizde. Batı?nın bunalımının ülkemize etkisine değindik.

 

Hiç unutmam, bir saatlik randevu, sohbetin tadından kaynaklanan ertelemelerle iki buçuk saati geçti. Sorularımı çok babacan bir tavırla, bir öğretmen sabrıyla yanıtlarken, sözlerimi de sarraf hassasiyetiyle, dikkatle, hatta şaşkınlıkla dinliyordu..Daha çok dinledi beni; seküler düşünceyi savunması, kapitalizm eleştirisini gölgeliyordu, elbette bunu söyledim. Hazırladığım soruları sundum, inceledi ve cevaplayacağını söyledi.

 

Attila İlhan?a yakınlık duymamda İsmet İnönü eleştirisinin payı büyüktü: ?1940'lı yıllar Avrupa'daki Faşizmin İsmet Paşa eliyle, içeriye taşındığı, insanlara göz verilip ışık verilmeyen yıllardı. Dünyada savaş ve yoksulluk, acı ve kahır vardı.?  diyordu. 27 Mayıs darbesini başlangıçta savunduğunu ama sonra yanlışları fark ettiğini, tavır değiştirdiğini itiraf etti bana. Milli Şef dönemini anlatan bir şiir bile yazdığını söyledi:

 

?ne haydut bir akşamdı ağır nargilelerle

belki baki'den kopup gelmiş osmanlı redifler

nasıl sislendirirdi gönlümüzü

yorgun bir kederle

 

ne haydut bir akşamdı

nazım hapiste dinamo sürgün

bir o şiir kalmıştı hani/gazali'den rubailerle

yalnızlıklar kesince önümüzü

kara zindan ağızları gibi

büsbütün?

 

Bu dizeleri ezbere okudu. Gülümsedim. ?Kırk Karanlığı? şiirini sevdiğimi söyledim. Camdan dışarı bakarak başladım şiirin devamını okumaya. Başlangıçta sesim biraz titrer gibi oldu, hatırlayamamaktan korktum. Şükür, korktuğum başıma gelmedi. Bir solukta okuyuvermiştim, dizeleri:

 

?ne haydut bir akşamdı

haydutlardan da beter

yıldızlar bozmuştu gökyüzünü

yemyeşil gürültülerle

uzakta bir köpek dağılıyordu

toprakta sürgünlerin ürkekliği

bardakta sosyalist karanfiller

 

ne haydut bir akşamdı

ne kadar da karanlık

kilitlenmişti ellerimiz görünmez kelepçelerle

meyhaneler gözaltında

rakılar zehirli

kadehler kırılmıştı artık?

 

Çok mutlu oldu, şiirini ezbere okumamdan. Şiiri okuduktan sonra ?bardakta sosyalist karanfiller? dizelerinden çok etkilendiğimi, ?bardakta Müslüman karanfiller? şeklinde düzelttiğimi söyledim. Tüm çiçekler, kuşlar, evrendeki bütün varlıklar Allah?ın güzel isimlerini yansıtıyordu, ayetleriydi. Gülümsedi.

 

Attila İlhan, İsmet İnönü?nün Nazım Hikmet?i zindana kapatmasını, hapishanede çürütmesini hiçbir zaman affetmedi ve ?Kırk Karanlığı? şiirinde, Milli Şef döneminde İnönü?nün Nazım Hikmet, Hasan İzzettin Dinamo ve dönemin solcu aydınlarına dönük baskı,şiddet ve yıldırma politikasını eleştirdi.

 

Attila İlhan?ın şiirlerini ve kitaplarını, 1977?den, lise yıllarından beri okurdum. Şiirin düşünceyle, hayatla ve dille bağlarını keşfetmede, kitaplarının yararını gördüm.

 

?Ulusal kültür sentezi? konusuna büyük önem verirdi. İsmet İnönü?ye körü körüne Batıcı politikalar uygulamakla, okullarda Yunanca ve Latince okutmakla suçluyordu. Oysa ulusal kültür sentezinin Cumhuriyet?in temel dayanaklarından biri olduğunu belirtti. Kültürümüzün kaynaklarıyla bağlantıyı yeniden kurmak yerine, kültür verilerini alıp seküler düşünceye dayanak ve malzeme yapmasını, bir başka Batıcılığa düşmesini eleştirmiştim o zaman.

 

Yazılarında, Türk aydınını milli olmamakla, Türk olmamakla suçladı korkusuzca. ?Kendisinde bu halkı adam etmek gibi bir misyon vehmetmeyenler, her zaman halka yakın olmuştur. Kendinde bu misyonu vehmedenleri de halk bir güzel doğrultur zaten?? diyerek, halka uzak aydınların tavrını eleştirdi ve böylece akıbetlerinin hayır olmayacağını da açık bir şekilde belirtti.

 

Attila İlhan, İsmet İnönü eleştirisiyle önemlidir. Milli Şef?i kılı kırk yararcasına inceledi, araştırdı.. 27 Mayıs ve 12 Mart?ta İnönü?nün darbecilere verdiği desteği vurguladı. Solun darbesever hale gelmesindeki ?İnönü Atatürkçülüğü? adını verdiği etkiyi tartışmaya açtı. Bu konuyu ayrıca yazacağım.

 

Mustafa Yürekli - Haber 7

 

mustafayurekli@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi