
Mustafa Yürekli
Ertelenen İslam..
Sağ ve sol siyasetlerde, laiklik, milliyetçilik, liberalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi beşeri sistemlerde kaybedecek vaktimiz kalmadığını söyleyen Mustafa Yürekli, Türk ve Kürt ulusalcı sol ittifakı mı ülkemizin geleceğini belirleyecek diye sordu ve ekledi:
"Türkiye?nin geleceği İslam?dadır. Bu yüzden İslamcılık tartışmalarıyla milletimizin dünya görüşü ve hayat felsefesi olan İslam?ın içi boşaltılmak isteniyor"
Türkiye, iki asırlık yol ayırımında bekleme süresinin dolduğunun farkında mı? Dünya güçlerine uyum sağlayarak varlığını sürdürme, denge politikalarının gereği günlük politikalara razı olma ve fırsat kollama durumu, Türkiye?nin katlana geldiği ara dönem, sona erme işaretleri veriyor.
Dış ve iç şartlar, milletimiz için kazancı zararından çok olduğundan ara dönemi katlanılmaz hale getirdi. Türkiye, ya doğru bildiği yolda, kendi tarih mecrasında, kendi medeniyetinde sorunlarını doğru algılayıp, anlamlandırarak gerçekten çözüme kavuşturacak ya da kendini Batı?nın etkisine bırakıp dalgalanmayı sürdürmeye çalışacak.
Batıcılık, milletimize, dünyayı cehennem haline getirdi: Tanzimat?tan beri, o kadar çok toprak kaybettik ki.. Amerika ve Avrupa, büyük birlikler oluştururken, Osmanlı onlarca devlete bölündü.
BATILILAŞMA TAŞKINLIĞI
Türkiye, işbirlikçiler eliyle yönetildi, denetimli serbestlikle bugünlere kadar geldi. Batı, ülkemizde yerli işbirlikçiler eliyle devletimizi, İslam?dan uzaklaştırıp milletle karşı karşıya getirirlerken, Balkan topraklarımızda Hıristiyan devletler kurdu, İslam dünyasını gecekondu devletlere böldü.. Batı, sürekli ümmete, ayrışmayı, çatışmayı, şiddeti ve parçalanmayı dayatıyor.
Türkiye, İslam dünyasının liderliğini, Hilafet?i bırakmakla kalmadı, İslam hukukunu yürürlükten kaldırdı, ilim irfan ocaklarını (medreseleri, tekke ve zaviyeleri) kapattı, milletimizi iradesiz, kendine hakim olamaz hale getirdi, aklını başından aldı; meczup bir dev gibi tarih sahnesinde tuhaf sesler çıkararak sallana sallana yürüyoruz.
Cahil, fakir, ahlaksız, teşkilatlanıp işleri üstlenerek yoluna koyma becerisi gösteremeyen bir toplum haline getirildik. Kur?an-ı Kerim?i, devletin temelinden çekip aldılar, ses çıkarmadık, sonunda kalbimizden ve elimizden de aldılar, inançsız, bilinçsiz, hesapsız kitapsız, örgütsüz, lidersiz bir toplum haline geldik.
Allah?ın İslam?la çizdiği yolu terk edip tağutların peşine takılarak ve Batılılaşma edebiyatıyla kafir dünya güçlerine teslim olarak sorunları çözemeyiz, daha da artırırız. Maruz kaldığımız zulme boyun eğip ezilmeye, sömürülmeye, evlatlarımızın kanlarının boş yere akmasına seyirci kalmaya devam edemeyiz.. Batılılaşma taşkınlığına bir an önce son verip, kendi medeniyetimizi yeniden inşa etmek zorundayız..
ALLAH?A SIĞINMAK
Hakikat, açık ve anlaşılır. Milli irademizi Allah?a teslim ettiğimiz, İslam devleti olarak yeryüzünde adaleti temsil ettiğimiz dönemlerde, rahmet, bereket, izzet ve şeref sahibi bir millettik. Milletimiz, İslamı, hakikati, adaleti, özgürlüğü ve bağımsızlığı erteleyip batı cahiliyesinde, zulümde, İslam?ın dışında çözüm aramaya bir an önce son vermelidir.
Ya Allah?a teslimiyet olan İslam?da birlik bütünlüğümüzü sağlayacağız ya da yok olacağız. Allahu Teala?yı gündemimize alalım, nasıl bir ilaha inandığımızı konuşalım.. İnandığımız Allah, kendini unutmamıza, aymazlıkta yaşamamıza, toplum olarak isyan etmemize rıza gösterir mi? Haşa, eli kolu bağlı, her şeyden habersiz, sessiz, aciz bir tanrı mı sanıyorsunuz O?nu?
Bakın nasıl bir Allah?a inanıyoruz: ?Birliğin kendisi? anlamındaki el Vahid (c.c.), ?mülkün, yerin ve göğün sahibi? anlamındaki el Malikü?l Mülk (c.c.), ?hükümdar, yönetici? anlamındaki el Melik (c.c.) ?hüküm veren, yasama hakkı olan? anlamındaki ?el Hakim (c.c.), ?iktidar sahibi? anlamındaki el Muktedir (c.c.), ?yöneten? anlamındaki el Vali (c.c.), ?bağımsız var olan? anlamındaki es Samed (c.c.), ?mutlak galip? anlamındaki el Aziz (c.c.), ?kontrol ve gözetim altında tutan? anlamındaki er Rakib (c.c.), ?bütün varlığı ayakta tutan, yolunda yürümesini sağlayan? anlamındaki el Kayyum (c.c.), ?her şeyden haberdar olan? anlamındaki el Habir (c.c.), ?her an, her yerde, sürekli tanık? anlamındaki eş Şehid (c.c.), ?kullarına kucak açan? el Fettah (c.c.), ?iyilik kaynağı? anlamında el Berr (c.c.), ?doğru yola ulaştıran? anlamındaki er Raşid (c.c.), ?bütün servetlerin gerçek sahibi? anlamındaki el Varis (c.c.), ?zengin? anlamındaki el Gani (c.c.), ?rızıklandıran? anlamındaki er Rezzak (c.c.), ?zenginleştiren? anlamındaki el Muğni (c.c.), ?cömert anlamındaki el Kerim (c.c.) ?güvene layık olan? anlamındaki el Mümin (c.c.), ?toparlayan, birleştiren? anlamındaki el Cami (c.c.), ?koruyucu? anlamındaki el Hafiz (c.c.), ?tevbe edenleri affedip kucaklayan? anlamındaki et Tevvab (c.c.) isimleriyle tanıtıyor kendini bize..
Güzel isimlerini gündemimize almamız, her şeyi değiştirecektir. Celal isimlerinden Cemal isimlerine sığınmak zorundayız: Allah?ın ?zorla yaptırabilen? anlamındaki el Cebbar (c.c.) isminden, ?çok rahmet sâhibi ve şefkatli? anlamındaki er Rahman (c.c.) () ve ?bağışlayıcı, sevdiklerine merhamet eden? anlamındaki er Rahim (c.c.) ismine sığınmalıyız.. Elbette ?delalete terk eden, sapıklıkta bırakan? anlamında el Mudill (c.c.) isminden, ?hidayet verici? anlamındaki el Hadi (c.c.) ismine sığınacağız ki doğru yolu bulabilelim.
Yaşadığımız Batılılaşma taşkınlığından sonra ?kahreden, gazaba uğratan? anlamındaki el Kahhar (c.c.) ve ?intikam alan? anlamındaki el Muntakim (c.c.), ?isimlerinden, ?affedici? anlamındaki el Afüv (c.c.) ve ?esenlik kaynağı? anlamındaki es Selam (c.c.) isimlerine sığınmalı, artık İslam toplumu haline gelmeliyiz..Hatalarımızı itiraf edip ?gazabıyla, hiddetiyle de yüce? anlamındaki el Celil (c.c.) isminden, ?günahları affeden? anlamındaki el Gafur (c.c.) ismine sığınmalıyız.
Allah?ın ilminin, iradesinin ve kudretinin altında olduğumuzun bilinciyle ?zarar verici şeyleri de yaratan, daraltan? anlamındaki ed Dar (c.c.) isminden ?bolluk, genişlik veren, ferahlatan? anlamındaki el Basıt (c.c.) ismine sığınmalıyız; ?perişan eden? anlamındaki el Hafıd (c.c.), ?zillet veren? anlamındaki el Muzil (c.c.) ve ?kahreden, gazaba uğratan? anlamındaki el Kahhar (c.c.) isimlerinden, ?yumuşak muamele eden? anlamındaki Halim (c.c.), ?izzet veren? anlamındaki el Muiz (c.c.) ve ?yücelten? anlamındaki er Rafi (c.c.) isimlerine sığınmalıyız.
Sadece kendi imkan, yetenek ve gücümüze güvenerek kalkınıp büyüyeceğimizi sanmaktan vaz geçmeliyiz, kendini beğenme ve güvenme gafletinden kurtulup bir an önce ?engel olan? anlamındaki el Mani (c.c.) isminden, ?dualara icabet eden? anlamındaki el Mucib (c.c.) ismine sığınmalıyız, hatalarımızı hatırlamalıyız ve bol bol tevbe istiğfar edip dua etmeliyiz. Böylece ?gerileten, geride bırakan, erteleyen? anlamındaki el Muahhir (c.c.) isminden, ?ilerleten, öne geçiren? anlamındaki el Mukaddim (c.c.) ismine sığınmış oluruz.
ERTELENEN İSLAM..
Türkiye, öncelikli olarak din devlet ilişkisini düzeltmek zorundadır. Yeni yapılacak anayasanın en önemli meselesi, devletin Allah?la ve milletle ilişkisinin nasıl düzenleneceğidir. Bir millet, Allah?la ilişkisinin bozuk olmasının sonuçlarını ne akılla, ne de güçle bertaraf edebilir. Allah?a isyanda huzur, başarı, bolluk ve mutluluk aranmaz; Kur?an-ı Kerim?i yeniden sosyal, ekonomik ve siyasal kılavuz hale getirmeden sıkıntılardan kurtulamayız.
Allah?ı yok sayarak ya da inandığımız halde saymayarak nereye kadar gidebiliriz? Allah?ın hidayetine sığınmalıyız ki gazap ve delaletinden kurtulalım. Her gün kılınan namazlarda Fatiha Suresi?ni okuyarak kırk kez bu gerçeği itiraf etmiyor muyuz? Türkiye, her gün, gündeminin ilk sırasına, Allah?ın haklarını ve rızasını almalı, Allah?ın yaratma hakkına riayet için milli iradesini Allah?a teslim etmeli, adaleti ayakta tutmalı, İslam?ı ertelemekten vaz geçmelidir. İnsan hakları, kadın hakları, işçi hakları gibi safsatalarla vakit öldürüp Allah?ın haklarını ne zamana kadar gündemden çıkaracağız?
Batının modern uygarlığından, cahili düzenlerden, bozgundan, İslam medeniyetine geçmek zorundayız. Sağ ve sol siyasetlerde, laiklik, milliyetçilik, liberalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi beşeri sistemlerde kaybedecek vaktimiz kalmadı. Türk ve Kürt ulusalcı sol ittifakı, ülkemizin geleceğini mi belirleyecek? Türkiye?nin geleceği İslam?dadır. Bu yüzden İslamcılık tartışmalarıyla milletimizin dünya görüşü ve hayat felsefesi olan İslam?ın içi boşaltılmak isteniyor.
Anayasa, devletinin kimliği ve ruhudur. Tanrı tanımaz, millete saygısız, dinle, tarihle ve milli kültürle problemli bir anayasa dertleri çözmez, artırır, yok oluşa sürekler. Milli iradeyi Allah?a teslim edecek, Kur?an-ı Kerim?i yürürlüğe koyacak bir anayasa yapılmalıdır.
Milletimiz, İslam?ı ertelemeyecektir artık. Kula kulluğu, dünya güçlerine boyun eğmeyi dayatan anayasa istemiyoruz. Allah?a kulluğu esas alan, İslam medeniyetini yeniden kurma yolunu açacak olan bir anayasa istiyoruz.
Mustafa Yürekli - Haber 7
Diplomasi dönüştürücü bir akıl ve onarıcı bir irade olmalıdır
16 Nisan 2025 Çarşamba 19:08Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek
10 Nisan 2025 Perşembe 12:07Türkiye’nin barış şemsiyesi
06 Nisan 2025 Pazar 13:02Güzellik: Müslümanlığın zirvesidir
02 Nisan 2025 Çarşamba 15:41Tevhid inancının tarihsel rolü 2
30 Mart 2025 Pazar 08:30Tevhid inancının tarihsel rolü
27 Mart 2025 Perşembe 18:40İslam sanatının toplumda güven ve empati oluşturma rolü
22 Mart 2025 Cumartesi 15:36Küreselleşme ve tam bağımsızlık
19 Mart 2025 Çarşamba 05:14Dünya sistemi ve bağımsızlık mücadeleleri
15 Mart 2025 Cumartesi 23:41İnsanlığın kurtuluşu: İslam Barışı
13 Mart 2025 Perşembe 12:25




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.