Egemenlik bizzat tanımların kendisi aracılığıyla kurulmuş olduğundan o egemenliğe karşı çıkarken bile o tanımları sorgulamadan kabul ederek karşı çıktığınız için, o egemenliği yaymaya ve güçlendirmeye devam edersiniz.
Sizin öznel niyetleriniz ile tarihsel ve toplumsal olarak nesnel yaptıklarınız birbiriyle çelişir.
Aslında bu son iki yüz yılda İslam’ın ve İslam milletinin kaderi bu olgu üzerinden açıklanabilir: Çağımızın iki temel sorunu, dev kirli sermaye ve ulusçuluktur. Bu iki temel sorun da aynı yapıdaki, yani tanımın kendisi aracılığıyla egemenlik diyebileceğimiz, iki “hile”ye dayanmaktadır.
Nedir hile? Sermayenin ne olduğuna ilişkin egemen tanımın kendisi bizzat bir sermayedir, bu sermayenin liberal ya da kapitalist tanımıdır.
Aynı şekilde, ulusun ne olduğuna ilişkin egemen tanımın kendisi bizzat ulusçuluktur ve üstüne üstlük en şirret ulusçuluk ve onun ulus ve ulusçuluk tanımıdır.
Bu nedenle de, ne sermayenin ne olduğu ve ne de ulusun ne olduğu anlaşılabiliyor. Dolayısıyla anlaşılamayan ve açıklanamayana karşı mücadele de edilemiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.