Mustafa Yürekli
Aşkın dışında kalanlar...
Mustafa Yürekli, hayatın din, aşk ve şiirle denediği şanslı insanlardan olduğunu belirtiyor ve sınavları verme çabasını anlatırken, niçin aşkın dışında kalan şeylerin boş olduğunu anlatıyor.
Hayat beni, din, aşk ve şiirde denedi; üç sınavı da vermek için büyük çaba gösterdim. İslam akaidine bağlanarak, ümmetin kaderine ortak oldum. Aşk, içe dönük olarak oldukça derinleştirdi beni ve dışa dönük olarak çizdiği yola baş koyduğumdan cihadı da kapsayacak şekilde bütün bir hayatımı biçimlendirdi. Şiir, hakikatin sözcüsü kıldı beni; tevhit inancına estetik kimlik kazandırma uğraşıyla geçti ömrüm. Kısa hayat hikayem budur.
Ahmet Hamdi Tanpınar, lise yıllarında okuduğum ?Beş Şehir' adlı eserinde İstanbul, Bursa, Erzurum, Konya ve Ankara'yı anlatıyordu. Ben Adana'da doğmuştum. Dört yaşındayken, babamın üniversite eğitimi nedeniyle gittiğimiz Konya'da, 1964 Eylül'ünden 1968'in Temmuz'una kadar, dört yıl kaldık. 1968'de döndüğümüz Adana'da, 1981'e kadar, 12 yıl içinde Mehmet Akif İlkokulu'nda ve İmam Hatip lisesi'nde okudum. 17 Eylül 1981'de, A.Ü.İslami İlimler Fakültesi'ne kayıt yaptırmak için gittiğim Erzurum'da, 1987 Haziran'ına kadar, beş yıldan fazla bir süre kaldım. Evlendiğim 1987 yılının Kasım ayında İstanbul'a taşındım ve yerleştim. Dolayısıyla, beş şehirden üçünde, Konya, Erzurum, ve İstanbul'da uzun süre kaldım. Bir ayağımla yoklayıp durduğum Bursa ve Ankara'da da kısa süreli de olsa, sık sık bulunma fırsatı yakaladım, hayatım boyunca.
1987 yılında İstanbul'a taşınmak, hayatımın dönüm noktası oldu. İstanbul'a gelmeden önce, Konya, Adana ve Erzurum'da, adeta Selçuklu tarihinin derinliklerinde, İslam'ı tahsil ettim. İç hamlelerimi gerçekleştirdim. Cahit Zarifoğlu üzerinden Sezai Karakoç'la, Necip Fazıl Kısakürek'le ve Mehmet Akif'le buluştum; dili avuçlarımda eritmeyi öğrendim. Siyaset, uygulamalı hukuktu ve ahlaksa, hukukun özüydü. Medeniyetimizi öğrendikçe, Anadolu ruhuyla doldum, yüreğimi İslam coğrafyası odaklı yeryüzünü kuşatacak şekilde serdim.
1988'den itibaren İstanbul'da başladım dışa dönük hamlelerime; aşkı önüme çıkan engelleri aşarak büyütecektim. Mevlana'nın Mesnevi'sini Osmanlı tarihinin derinliklerinde özümleyecektim. Şiir, burçlarında aşkın bayrağı çekili olan bir kaleydi artık benim için; dile şekil vererek milletimin medeniyetini yeniden inşasına katıldım. Batı'nın ülkeme dayattığı yabancılaştırma programlarına karşı verilen savaşa katıldım.
1998'de, İstanbul'da, şairlikte, iç hamlelerimle dış hamlelerimin birbirini tamamladığını fark ettim; din ve aşkın sınavlarının aslında şiirin sınavlarına hazırlık olduğunu gördüm. Şairlik, hakikatin hizmetine girmekti benim için; zulmün karşısında hakikati ve özgürlüğü savunarak vahdet yolları açmaktı. Medyanın beni olumsuz etkilemeyecek bir köşesine, belgeselciliğe yerleşirken, öz ile biçimin, inanç ile hayatın arasındaki bağları onarmaya çalıştım..
İlimle, hizmetle ve sanatla geçti yıllarım. Allah'a şükretmek için böyle ana hatlarıyla anlattım, geçen elli yılın hikayesini. Evet, hayatın din, aşk ve şiirde denediği şanslı insanlardanım.Üç sınavı da vermek için büyük çaba gösterdim, ama anladım ki aşkın dışında kalan her şey boşmuş..
Mustafa Yürekli - Haber 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.