Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Erdoğan'ın yapıp Menderes, Demirel ve Erbakan'ın gerçekleştiremediği

Erdoğan'ın yapıp Menderes, Demirel ve Erbakan'ın gerçekleştiremediği

Erdoğan'ın yapıp Menderes, Demirel ve Erbakan'ın gerçekleştiremediği

27 Mayıs askeri darbesine varan süreçte, darbeden bir yıl önce, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, "Büyük Taarruz" adı verilen bir geziye çıkmıştı.

Adnan Menderes hükümetine dair ülkede ve dünyada bir büyük algı operasyonuydu, başlatılan. Harekatın adı, askeri bir kavramdı: Taarruz! "Büyük Taarruz" kavramı Sakaarya savaşında kullanılmıştı. Hükümet Yunan Ordusu yerine konuyor, itibarsızlaştırmanın yanında, arka planında ötekileştiriliyordu.

Başlarında İnönü'nün bulunduğu 48 milletvekili, partililer ve gazetecilerden oluşan "Büyük Taarruz Grubu''nun ilk durağı Uşak olmuştu. "Büyük Taarruz Grubu'' burada hükümet tarafından organize edildiği öne sürülen bir grup gösterici tarafından protesto edilmiş ve 16 yaşındaki bir göstericinin attığı taş ile trenle Uşak'tan ayrılırken İnönü sözde yaralanmıştı.

Ancak bu olayın, tren içinden yapılan bir provokasyon üzerine gerçekleştiği, yıllar sonra İnönü'nün Uşak gezisini izleyen gazetecilerden Güngör Yerdeş'in hatıralarında ortaya çıkıyor. Yerdeş, trenden bir şahsın peronda bulunan Demokrat Partililere el hareketi yapması üzerine taş atma hadisesinin gerçekleştiğini aktarıyor. O taşın da İnönü'ye değil el hareketini yapan kişiye atıldığını savunuyor.

İstanbul'a dönüşünde ise İnönü 4 Mayıs'ta şehre girerken arabası bir grubun saldırısına uğramış ancak iddiaya göre olaya polis ve asker müdahale etmemişti.

İnönü'nün 2 Nisan 1960'ta Kayseri'ye gelen treninin durdurulması emrine askerler itaat etmemiş, emre uymayan görevli binbaşı Selahattin Çetiner olay sonrasında emekli edilmişti. Ancak daha sonra Danıştay kararıyla göreve iade edilmiş ve 12 Eylül Darbesi sonrası kurulan hükümette İçişleri Bakanlığı görevini üstlenmişti.

Yaşanan bu hadiseler, dönemin merkez basını tarafından "DP'nin tahammülsüzlüğünün ve diktacı rejim arzusunun bir delili" olarak lanse edilmişti.

İşte "Büyük Taarruz", derin devletin yürüttüğü böyle olaylarla dolu bir algı operasyonudur. Amacı, yapılacak askeri darbeye meşruiyet sağlamak; toplumu, devleti ve dünya kamuoyunu hazırlamaktı.

Operasyonlardan en ilginç olanı, finalde, mikrofonun kablosunun kesilip Adnan Menderes'in Eskişehir konuşmasının engellenmesidir..

Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960'tan iki gün önce Eskişehir'e gider. Menderes'in başbakan olarak 25 ve 26 Mayıs 1960 tarihlerinde yaptığı son gezidir bu. Bu gezi, ölüme yolculuk olur: Eskişehirde tutuklanıp Yassıada'ya getirilecek, sözde yargılanıp İmralı'da idam edilecektir.

Başbakan Menderes, 25 Mayıs'ta TBMM'de yapılan ve oldukça sert geçen müzakerelerden ayrılıp uçakla beraberinde Demokrat Partili milletvekilleri ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile birlikte Eskişehir'e gelmişti. Eskişehir halkı, miting alanındaydı ama Menderes konuşma yapamıyordu. Birileri, Menderes'in konuşmasını sabote etmek için kabloları kesmişti.

Ses çıkmayınca Menderes bir süre bekledi. Duyulabildiği kadar konuşmasını yaparak oradan ayrıldı..Menderes'in Eskişehir konuşmasının engellenmesinin nedeni ülkenin seçime gideceği açıklamasını yapacak oluşuydu.. Menders öyle hainlerle kuşatılmıştı ki konuşma metnini yazan da mikrofonun kablosunu kesen de maiyetindeki ekipteydi.

Menderes, Eskişehir'de 26 Mayıs 1960'ta seçime gidileceği açıklamasını yapabilseydi 27 Mayıs darbesi gerçekleşmeyecekti..

Nitekim sonraki üç darbede, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinde Süleyman Demirel, imkanı olduğu halde seçime gidileceği açıklamasını yapamadı. Mesela 12 Eylül'de ne Bülent Ecevit'le koalisyon hükümeti kurabildi ne de seçime gidebildi.. Türkiye'nin1981 başında seçime gireceği açıklansa 12 Eylül darbesi olmayacaktı. 12 Eylül'de seçime gitmedi, çünkü Necmettin Erbakan'ın lideri olduğu MSP, tıpkı 1994'te RP'nin yaptığı gibi oy patlaması yapacak, iktidar olamasa da birinci parti ve koalisyonun büyük ortağı olacaktı. 12 Eylül, Batıcı sistemin ömrünü yarım asır, hatta bir asır uzattı. Demirel, üç darbeyi, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerini eliyle hazırladı.. 28 Şubat'ta başbakan Necmettin Erbakan da seçime gitme tedbirini alamadı..

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan'ın yapamadığını yaptı: 27 Nisan e muhtırasının hemen ardından seçim kararı aldı ve hükümet sözcüsü Cemil Çiçek basın toplantısı düzenleyip kamuoyuna açıkladı. 2007 Cumhurbaşkanını halkın seçmesi referandumu, 2010 Anayasa değişikliği referandumu ve 15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişiminden sonra da 16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı Sistemi Referandumu ile Türkiye'deki demokrasi ve bağımsızlık mücadelesini ciddi bir seviyeye taşıdı.

Türkiye'yi bugünlere Erdoğan'ın yapıp Menderes, Demirel ve Erbakan'ın gerçekleştiremediği seçim ve referandumlar getirdi..

haber7.com / yazının devamı..

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi