Kırk Karede Erdoğan: 17. Erdoğan'dan BM Kürsüsü’nde Haritalı İsrail Çıkışı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Eylül 2019’da New York'ta yaptığı BM 74. Genel Kurulu konuşmasına İsrail-Filistin sorununa ilişkin çıkışı ve haritalı sunumu damga vurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında İsrail'in Filistin topraklarındaki yayılmacı politikalarını eleştirerek, "İsrail insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor." dedi.
Erdoğan’ın kırk fotoğrafla belgeselini yaptığımız bu nehir yazıda yer alacak bu metinde, BM kürsüsünde haritalı İsrail çıkışı fotoğrafı yorumlanacaktır.
İsrail Yayılmacılığı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda dünya liderlerine hitaben yaptığı tarihi konuşmasında İsrail'in geçmişten bugüne sınırlarının olduğu haritayı gösterip bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini bir kez daha dünyaya haykırdı.
Başkan Erdoğan haritayı göstererek şunları söyledi: “Bugün adaletsizliğin en çok yaşandığı yerlerden biri, İsrail işgali altındaki Filistin topraklarıdır. Ben merak ediyorum bu İsrail neresi? İsrail doymuyor, şimdi de kalan toprakları alma derdinde. İsrail insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor. BM kürsüsünden soruyorum; İsrail devletinin sınırları neresidir? 1948 mi, 1967 sınırları mı geçerlidir? " ifadelerini kullanmıştı.
Doğru söylüyordu, İsrail doymuyor ve Filistin topraklarını yıldan yıla işgal ederek sürekli genişliyor. Erdoğan’ın gösterdiği o harita da bu işgal ile genişlemenin somut göstergesi.
BM Kürsüsü’nden Adalete Çağrı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Dünya 5'ten büyüktür!" sözü, dünyadaki zulüm düzenine karşı apaçık bir başkaldırıdır. Mazlum coğrafyaların "adalet" çağrılarının manifestosudur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işgalci İsrail’in Filistin katliamı konusunda BM’nin bugüne kadar aldığı kararların uygulanmadığına dikkat çekti, “BM’de alınan kararlar uygulamaya geçiyor mu? Hayır geçmiyor. Bu çatının altında aldığımız kararlarla biz tesirli olamıyorsak adalet nasıl olacak?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dünyanın, küresel düzeyde adaletsizliğin yol açtığı pek çok sorunla ve sancıyla yüz yüze olduğunu söyledi. Hz.Mevlana'nın adaleti, "hakları ve ödevleri gerektiği gibi paylaştırarak herkese hakkını vermek" olarak tanımladığını dile getiren Erdoğan, bugün dünyada, ne hakların, ne de sorumlulukların gerektiği gibi paylaşıldığının ortada olduğunu kaydetti.
Erdoğan, adaletsizliğin, istikrarsızlığı, güç mücadelelerini, krizleri, israfı beraberinde getirdiğini belirtti. BM'nin İkinci Dünya Savaşı sonrası bu adaletsizliği ortadan kaldırmak amacıyla kurulduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Oysa bugün uluslararası camia, geleceğini tehdit eden terör, açlık, sefalet, iklim değişikliği gibi sorunlara kalıcı çözüm üretme kabiliyetini giderek yitiriyor. Genel Kurul'un bu yılki temasının 'Yoksulluğun ortadan kaldırılması, kaliteli eğitim, iklim değişikliğiyle mücadele ve kapsayıcılık için çok taraflı çabaların canlandırılması' olarak belirlenmesi elbette isabetlidir. Ancak asıl önemli olan hep birlikte neler yapabileceğimizdir."
Dünyanın bir tarafı yüksek refah seviyesi ve lüks içinde hayatını sürdürürken, diğer tarafta açlığın, sefaletin, cehaletin kol gezmesinin kabul edilemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyanın şanslı bir azınlığı dijital teknolojiyi, robotları, yapay zekayı, obeziteyi tartışırken, 2 milyarı aşkın insanın yoksulluk, 1 milyara yakın insanın açlık sınırının altında yaşıyor olması çok acıdır. Şayet her birimiz güvende değilsek hiçbirimizin güvende olamayacağı gerçeğine sırtımızı dönemeyiz.
Bu kürsüden yıllardır insanlığın kaderinin sınırlı sayıdaki ülkenin ihtiyarına bırakılamayacağını söylüyorum. Burada, sizlerin huzurunda tekrar ediyorum, dünya beşten büyüktür. Zihniyetimizi de kurumlarımızı da kurallarımızı da değiştirme zamanı çoktan gelmiştir.
Nükleer güç sahibi ülkeler ile buna sahip olmayan ülkeler arasındaki adaletsizlik dahi tek başına, dünyanın dengelerini bozmaya yetiyor. Nükleer silahlara sahip olanların olmayanları özellikle tehdit etmesi, nükleer güce dayalı kitle imha silahlarının tümden yok edilmek yerine, her krizde bir koz olarak ortaya konması, herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Bu güç, ya herkes için yasak, ya herkes için serbest olmalıdır. Gelin, insanlığın tamamının huzurlu geleceği için bu sorunu bir an önce adalet temelinde bir çözüme kavuşturalım."
Dakikada 13 kişinin hava kirliliğinden öldüğü, küresel ısınmanın dünyanın geleceğini tehdit ettiği bir dönemde, bu sorunlara hiç kimsenin bigane kalamayacağını belirten Erdoğan, ilk iş olarak Birleşmiş Milletler’in potansiyeli ve etkinliğinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Erdoğan, özellikle Güvenlik Konseyi’nde, adalete ve hakkaniyete uygun köklü reformların derhal gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Filistin’in Sesi Olmak
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Filistin davasını bir kez daha cesur sözlerle dünya gündemine taşıması, Filistin'de memnuniyetle karşılandı. Böylesi bir konuşma, bu tür toplantılarda ilk kez tanık olunuyordu.
İsrail'in 70 yılı aşkın süredir devam eden işgal siyasetini gözler önüne seren ve Filistinlilerin maruz kaldıkları İsrail vahşeti karşısında sessiz kalan ülkelerin tutumlarını ortaya koyan bu cesur, tarihi konuşmasından dolayı milletimiz ve Filistinliler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile büyük gurur duymaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’de yaptığı konuşmayla bir kez daha sadece Türkiye’yi değil İslam milletinin tamamını temsil etti ve hissiyatına tercüman oldu Bu konuşma, çok samimiydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.