Anarşi Şehidi Kemal Fedai Çoşkuner İle
Bir Hatıra
Anarşi Şehidi Kemal Fedai Çoşkuner İle
Din, iman, vatan, millet uğruna fedai olan Kemal Fedai Coşkuner, 1927 yılında Antalya’nın Akseki ilçesi Mahmutlu köyünde doğdu. 1945’te Antalya Aksu Köy Enstitüsü’nden mezun oldu. Antalya, İzmir ve Muğla’da öğretmenlik yaptı. Bir süre İzmir Halk Eğitimi Merkezi müdürlüğünde bulundu. Hayatı dernekçilikle geçti. 1951-1952’de Milliyetçiler Derneği’nin Tire şubesi başkanlığını yaptı. 1952’de bu dernek, laikliğe aykırı faaliyetlerde bulunmak suçlamasıyla kapatıldı. (Bu tarihte genel başkanı Sait Bilgiç idi). 1961-1965 arasında İzmir Türk Ocağı Başkanlığı yaptı. 1965 seçimlerinde AP’den milletvekili adayı oldu, kazanamadı. 1969 yılında, Demokratik Parti’nin İzmir’de kurucuları arasında yer aldı. Aynı tarihlerde kendi gayreti ile genel merkezi İzmir’de olarak “Siyonizmle Mücadele Derneği”ni kurdu. Genel başkan seçildi. Daha sonra MHP saflarında yer aldı. 1973 ve 1977 seçimlerinde bu partiden aday oldu, seçilemedi. “Fedai” dergisini çıkardı.
3 Aralık 1979 tarihinde, elli iki yaşında, 12 Eylül 1980 Darbesinden on ay önce, darbe ateşine benzin dökme programı içinde, semt pazarından bir şeyler satın aldıktan sonra, elinde filelerle evine dönerken, sözde anarşist komünistler tarafından, belli ki CİA organizesi ile kurşunlanarak şehit edildi.
GURBETTE VATAN Şiirinden
“Bir yabancı gibiyim, neyim, kalan vatanda
Bin yıldan arda kalmış garibim, öz yurdumda
Şehit dedemin, eyvah ağlıyor ruhu, kanla
Ruh erir, toprak erir, can erir, damla damla
Değil miydi ki söyle, göğsümde sızan kanı
Dökemezsem uğruna, neyleyim ben, bu canı”
Bu mısra aynen gerçekleşti. Kurşun sırtından girmiş, göğsünden çıkmış. Defnedilirken bile göğsünden kefenine kan sızıyormuş.
Prof. Dr. Muammer Aksoy’dan Kemal Türkler’e, Uğur Mumcu’dan Musa Anter’e, Toprak Dergisi Sahibi ve Komünüzmle Mücadele Derneği Başkanı İlhan Darendeliğlu'dan, Kemal Fedai'ye kadar sağda ve solda aktif olan onlarca aydınların, fail-i meçhul kalması veya sadece tetikçisi ortaya çıkan cinayetlerin ustaca, profesyonel bir kadro tarafından, suikast yapmak üzere eğitilmiş birileri tarafından kotarılmış olması şarttır. Büyük bir ihtimalle de CIA ile ilgili bir tetikçi, belki kiralık bir tetikçi, aynı organizasyonun kontrolünde cinayetleri işlemişlerdir. Çünkü siyasi konjonktür buna uygun idi. 1965’ten beri Türk hükümetleri ABD ile ihtilaflı idi.
Bir Uyanışın Anatomisi MÜCADELE BİRLİĞİ kitabımda ayrıntılı anlattığım gibi Türkiye’de ABD menfaatleri ihtilalden yana idi. Bu cinayetler sağda ve solda vuruşan gençlerin azgınlıklarına benzin dökmüştür.
1961’de yayınına başladığı Kemal Fedai Coşkuner’in dergisinin üst lejantı ile adı “ALLAH’A, VATANA ve BAYRAĞA FEDAİ” idi. Bu isim bile çok şeyler ifade eder. Zaten yoldaş olan soyadını mahkeme kararı ile Coşkuner yapmış ve Kemal olan adına Fedai eklemiştir. Bu değişiklik bile psikolojisini göstermeye yeter. Fedai dergisinin yazılarının çoğunu bizzat kendisi hazırlıyordu. Hatta diğer bütün işleri de, basımından dağıtımına kadar kendisi yapıyordu. Maaşlarını matbalara ödediği nakledilir. Ayrıca, Toprak, Serdengeçti, İleri, Cenk, Anadolu, Türk Yurdu, Orkun dergilerinde ve Bizim Anadolu, Bab-ı Âli’de Sabah ve Hergün gazetelerinde zaman zaman makaleleri çıkmıştır. Onyedi sayı da “Siyonizmle Mücadele” dergisini çıkarmıştır.
“Vatanda Gurbet”, “Siyah Sevda” isimli şiir kitapları, “Kader Çizgileri”, “Bu da Benim Köyüm”, “Mektuplar” gibi kitapları çıkmıştır. Fedai dergisindeki yazıları da, diğer dergilerdeki, gazetelerdeki yazıları da, şiirleri de, diğer kitapları da hepsi hamasidir.
Ben Kemal Fedai’yi 1970 yılında vicahen tanıdım. Daha önce gıyaben bilirdim. Konya’dan Mücadele Birliği genel merkezine gelmişti. Demokratik Parti kuruluyordu ve bu hamleden çok şeyler bekliyordu. Kendisinin Fedai dergisinin sahibi ve Siyonizm ile Mücadele Derneği genel başkanı olarak takdim etti. Dergisinde verdiği ruhu taşıyordu. Heyecan yumağı halindeydi. İzmir’de etrafında İslam mücahidi bir grup fedai gençliğin varlığından bahsetti. Mücadeleci hareketten çok şeyler bekliyordu. O tarihte doğmakta olan Erbakan hareketine de sıcak bakıyordu. Bizimle birkaç saat sohbet etti. Ayrılmak üzere ayağa kalktıktan sonra bile yarım saatten fazla bize heyecan dopingledi.
ALLAH RAHMET EYLESİN. HİZMETLERİNİ ECİRLİ EYLESİN. AHİRET YURDUNU CENNET EYLESİN. AMİN...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.