Hıristiyanlık, tarih boyunca birçok kültürü etkilemiştir ve bu etkiler, özellikle yılbaşı ve Noel kutlamaları gibi özel günlerde kendini gösterir. Hıristiyanlar, her yıl 25 Aralık'ta Hz. İsa'nın doğumunu kutlamak üzere etkinlikler düzenlerler. Bu kutlamalar, “Noel” adı altında toplanmış ve birçok geleneksel uygulama geliştirilmiştir.
Müslüman toplumlarda yılbaşı kutlamaları, genellikle batı kültürünün bir yansıması olarak görülmekte ve bu durum eleştirilmektedir. Yılbaşı kutlamalarının, cultural ve geleneksel anlamda bir kökeninin olmaması, toplumsal bir tepkimeyi beraberinde getirmektedir.
Bu bağlamda, Aliya İzzetbegoviç'in sözü hatırlanmalıdır: "Savaş, ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir." Bu, bir kültürel kimliğin korunmasının önemini vurgular. Müslüman kimliği, hayatın her alanında farklı bir duruş sergilemeyi gerektirir.
İnsanların birbirleriyle iyi dileklerde bulunması, dualar etmesi ve yeni yılın hayra vesile olmasını istemesi, aslında sosyal bir bağ kurmanın ve dayanışmanın bir yoludur.
Sonuç olarak, yılbaşı ve Noel kutlamaları, sadece bir takvim dönümünü değil; aynı zamanda kimliğimiz, inançlarımız ve değerlerimiz ile olan ilişkilerimizi sorgulayabileceğimiz önemli zeminlerdir.
Bu kutlamalar üzerinden alınacak dersler, bireysel olarak bizleri şekillendirirken, toplumsal anlamda da kimliğimizi sorgulamamıza ve koruma yolunda adımlar atmamıza olanak sağlar.
Yeni yılın tüm insanlığa hayırlar getirmesini dileyerek, herkesin kültürel kimliğini koruyarak yaşamalarını temenni ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.