Yorumlarda cevaben yazdığım bir yazımı paylaşayım, istedim. İleride ayrıntılı yazarım inşallah, Zaten daha önce sundum,

Deprem, " Dindarlıkla ilgili değil" sözü doğru. Bu bir arz-yer olayıdır. Peygamberimiz Uhud'da iken deprem oldu. Peygamberimiz "Ya Arz" (Ey yer) buyurdu. İbret almak, Allah'ı hatırlamak gerekir. daha Dindar olmak gerekir, ne olursa olsun, konu arz olayıdır. İnsanların kaç misli, hayvanlar zarar gördü. 1999 depreminden iki ay sonra köylüler, ineklerini ahırlara sokmakta zorlandıklarını anlatmıştı. Hatta inekleri için bahçelerinde üstü açık düzen kurmuşlar. Her şey Allah’ın kudretinde deyip hatayı yüklenmemek olmaz.

Medine deprem bölgesi. Ben ayrı tarihlerde Medine' de iki defa deprem yaşadım.

Kaynaklarda genişce görüyoruz. Hicri 808 de Medine'de büyük Deprem oldu. Medine'de yapılı bina kalmadı, diye kitaplar kaydeder, Çok kişi öldü. Uhud'un kuzeyinde, lav fışkırdı. İnsanlar aylarca dağlarda yaşadı. Hârre lav akıntı bakiyesi demek, Uhud Dağının kuzeyinde hala hârreler var, Gittim, gördüm, Hârreler lav akıntıları, üstünde ne insan ne hayvan yürüyebilir, Parlak yüzeyi Tarak gibi keskin sivri taşlar, Hendek savaşında Müşrikler hârrelerin kenarından Medine yakınına geldiler. Demek ki Peygamberimiz ‘den önce de lav fışkırması olmuş. Bunları daha önce yazdım. Şimdi ayrıntılı yazayım mı dedim, vazgeçtim, Acı üstüne olmaz diye düşündüm.

NOT: Ben Harrelere gittiğimde buldozerlerle düzleme yapıyorlardı. Belki de izi kalmadı. Hendekleri de böyle 1978'de düzlemişler. Medine'de benden on yaş büyük Konya asıllı Medineli bir lise müdürü, okula giderken Hendeğin içinden geçerdik dedi. O bölgenin müteahhidi Arabayla içine girer çıkardık, diye anlattı, Genişliği hakkında bilgi almıştım, Medine kitabımda verdim." Şimdi hendeğ'in yerini tayinde zorlanıyoruz. Çünkü düzlemiş yol yapmışlar. İlkokul arakdaşım,köylüm Ahmet Satar Medine'ye 1978'den önce gitmiş. !980'de gittiğimde Medine'yi bana anlattı. Hendeği de anlattı. Hacılar ilgi gösteriyor diye düzleyip yonca ektiler demişti.

BİR HATIRA:

Medine'de Hendeğin ucunu takip ediyordum. Dağın hemen arkası idi. Ön yüzünden dağa tırmandım. Dağa çıktım. Meğer orası Askerî Alan imiş. İşaretlerini gördüm. Askeri bina gördüm. Yakalayacaklar diye korktum. Hemen acele indim. Çevreye baktım. Dağa çıkmak yasak yazıyor.

İrfan Küçükköy

******************

Nevriye Görün

"Asıl Musibet Onlar"

"Hocam depremler birer musibet, Allah varlığını , acziyetimizi sarsarak hatırlatıyor, kullarına . Ancak bir binanın altında kalmak, insanların aptallığının , ihtirasının ve sistemin sonuçları. İkisini ayırt etmek lazım diye düşünüyorum. Bu binaları yapanlar, oturma ruhsatı verenler , sistemi bu dalaverelere müsait hale getirenler suçlu. Asıl musibet onlar. Niye bizim gibi geri kalmış ülkelerde oluyor bunlar. Dindarlıkla alakası olsa putpereset ülkelerde bu zarar ziyan niye olmuyor?"