İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

"Kimlerdi o güzel insanlar" - 1 -

"Kimlerdi o güzel insanlar" - 1 -

Mücadele Birliği Hareketi’nde

Bursa’da İlkler

Bursa çalışmaları hakkında teşkilatçılık döneminden bilgilerim vardı. Yazmadan önce o tarihlerde Bursa sorumlusu olan Fahrettin Demirtaş arkadaşımızla telefonla görüşerek bilgilerimi tazeledim. Burada sunduğum bilgiler arkadaşımız Fahrettin Demirtaş tasdiklidir.

Mücadele Birliği Hareketi Bursa’da ,Genel merkez kuruluşundan bir yıl geçmeden, hatta ilk altı ayı içinde başladı. 1968 yılı baharında Mustafa Gürses vasıtası ile başlar. Mustafa Gürses Çapa Yüksek öğretmen okulu öğrencisidir. Okul’da Necmettin Türinay öncülüğünde aktif bir hareket içindeler. Mustafa Gürses, Bursa’ya, ailesinin yanına ziyarete geldiğinde, önce Bursa’da Tevfik Teoman isimli bir lise öğrencisine orijinal bir şeyler anlatır. Tevfik Teoman çok etkilenir. Birlikte İmam Hatip Okulu öğrencisi Fahrettin Demirtaş’a anlatırlar. Demirtaş ve arkadaşları ayrı ayrı, birlikte Mustafa Gürses’i dinlerler ve Bursa’da beşerli gruplar hal,inde kültür seminerlerine başlarlar. Böylece Bursa’da çekirdek kadro oluşur.

Bunlar Bursalı Mücadeleciler artık.Kapı aralanmıştır. Bir müddet sonra gençler teşkilata akacaklardır. Bir grup arkadaş İstanbul’a, Vilayet Binasının karşısında olan Mücadele Birliği İstanbul Sancağına uğrarlar. Orada Yımaz Karaoğlu ve Yavuz Arslanargun’u görürler. Yılmaz Karaoğlu onlarla davayı anlatır. Ziyarete gelenlerin hepsi hayran kalırlar. Yavuz Arslanargun ile görüşürler. Onun candan samimi hitapları onları büyüler. Bursa’ya döndüklerinde her birisi bilenmiş dâvâ davetçisi şahsiyetlerdir.

Çok geçmeden Yavuzaslanargun, Beşiktaş Mimarlık Mühendislik Akademisi olayları ve bir öğrencinin öldürülmesi dolayısıyla hapse düşer. Aykut Edibali Abinin isteği ile, Mehmet Çetin Abi öğretmenlikten istifa eder ve İstanbul’a gelip, teşkilat çalışmalarının başına geçer. Bursalılar gelip Mehmet Çetin Abi ile görüşürler. Mehmet Çetin Abi teşkilat çalışmalarına rehberlik yapmak ve kültür çalışmalarını organize etmek üzere Salim Bici arkadaşımızı görevlendirir.

Salim Bici Bursa’ya iki haftada bir gelerek bir gruba kültür çalışması yapar. Bu seminerlere katılanlar alt seminerleri yönetirler, kültür seminerlerini idare ederler. Onlarda bir alttaki seminer grubunun abisi olur. Böylece üzüm salkımı gibi çalışma grupları oluşur.

Kısa zamanda çalışmalarımız Lise seviyesinde öğrenciler arasında geniş bir taban bulur. Türkiye’de Solda öğrenciler arasında, anarşist faaliyetler başlar, Türkiye tehdit altındadır. Sol azgınlık sürerken Sağda, bizim dışımızda da Türkeş etrafında Ülkücü Hareket ve Erbakan etrafında Akıncı Gençlik oluşmaya başlar. Ama hiç birisi taraftarlarını özel eğitime almazlar. Sloganlarla idare ederler. Seminer çalışmalarında seviyeli eğitim verildiği için Mücadeleciler diğer grupların önüne geçerler.

Bursa Tıp Fakültesi açılır.Yeni açılan fakülte’nin ilk sınıfları eğitimlerini, tarihi Tıp Eğitimi kurumu Cerrahpaşa’da görürler.Üçüncü yıldan sonra Eğitimleri Bursa’ya alınır. Eğitimlerini görmekte olan öğrenciler Bursa’ya intikal ederler. Bunların içinde Mücadeleci gençler de vardır. Bunların Bursaya intikali, Bursalı Mücadeleciler arasında yeni bir heyecan meydana getirir. Bunların içinde Dr. Mustafa Tümay ve Dr. Ahmet Çöllüoğlu başta olmak üzere Bursa’ya önemli destek gelir. Dr. Mustafa Tümay ihtisasa Bursada başlar.Bu esnada Sorumlu Fahrettin Demirtaş olmak üzere Dr. Mustafa Tümay birlikte İstanbul’a teşkilat çalışmaları konusunda bilgi vermek üzere belli aralıklarla İstanbula gelirler. Mehmet Çetin Abi’nin vefatından sonra, Teşkilat çalışmaları konusunda bilgileri sorumlu olarak bana (İrfan Küçükköy) naklederler. Böylece aramızda özel bir bağ oluşur. O yıllardaki çalışmaları itibarıyla ben her ikisini de başarılı buluyordum.

Bursa’da sadece öğrenciler arasında değil, şehrin ileri gelenleriyle geniş bir bağ kurulmuş haldeydi. Bunları teşkilatçılık bilgisi ile ifade etmek gerekirse kadrolaşma, kadro oluşturma, onları eğitme konusunda ne kadar başarılı iseler, kitleleşme konusunda da o kadar başarılı idiler.

Teşkilat adına konferanslar, anma günleri değişik toplum faaliyetleri sürüyordu. İlk konferans, 1970 yılında Necmettin Erişen tarafından sunuldu. Onun heyecan yüklü konuşması Bursa halkını ayağa kaldırdı ve Mücadele Birliği etrafında kenetleşmeye imkan verdi.Yerinden yönetimde ve arkadaşlarımızın sunumları ile konferanslar, anma günleri dönemleri başarıyla sürerken, Mücadelecilerin Millet Partisini ele geçirme konusu gündeme geldi. Bu konuda hiç zorlanma olmadı. İki ay içinde yetki belgeleri ellerine geldi. Derhal ilçelerde teşkilatları kurdular. Delegeleri tespit ettiler. İl teşkilatı kongrelerini yaparak genel merkez delegelerini görevlendirdiler. Ankara’ya kongreye gönderdiler. Türkiye’nin her yerinde aynı oldu ve böylece Millet Partisi Mücadelecilerin Partileri oldu.

Buarada Mücadele Birliği İstanbul Sancağı başkanını Bursalı bir kız ile evlendirdiler. Kısa süre sonra Yılmaz Karaoğlu amansız bir hastalığa yakakandı. Sinir uçları iltihaplanması dediler. Tedavisi Bursa’da sürdü. Hanımının tarafı Bursada ikametini sağladılar. Artık sürekli sağlık kontrollü bir hayat sürdürdü.Bursa teşkilatındaki arkadaşlarımızın yakın ilgileri dolayısı ile onlar, daimî bir şükran duygusunu hak ettiler. O tarihlerde takdirlekarşılardım bir teşekkür de şimdi ifade edeyim.

Bu arada Bursa’da İhtisasını yapıp, daha sonra da Bursa’da görevini sürdüren Dr. Vacide Akman hanımefendiyi de anmam gerekir. Tek başına bir grup gibi hizmet veren bu kadın hastalıkları uzmanı bacımız teşkilatçılık adına büyük hizmet vermiştir.

Konya’da ilk dönem Mücadelecileriler arasında bulunan Hamdi Çevik arkadaşımız, biz Konyalı ilklerin İlahiyat eğitimimiz döneminden sınıf arkadaşımız Hamdi Çevik’in askerlik dönüşü tayini Bursa’ya oldu. Hamdi Çevik arkadaşımız gençlerle kaynaştı. Onlara güzel bir ağabeylik yaptı. Onu da teşekkürle anmakm gerekir.

Mehmet Emin Alpkan yönlendirmesi ile Mücadele Birliği’nden bazı ağabeylerimiz Süleyman Demirel ile görüştükten hemen sonra Teşkilat içinde yeni bir heyecan doğdu. Adalet Partisi içinde faaliyet gösterme. İrfan Küçükköy olarak ben tasvip etmiyordum ama genel yönlendirmeye uydum. Birden bire, Adalet Partisini ileride ele geçirmeden, partili olmaya varan genişlikte bir heyecan Mücadeleci arkadaşlarımız arasında yaygınlaştı. En bariz örneklerinden biri Bursa’da tezahür etti. Bursa Mücadele Birliği Teşkilatı, genellikle Yavuz Arslanargun ile istişare ile Bursada AP teşkilatı ile birlikte miting yapmaya karar verdiler. Bu. Milli Güvenlik Mahkemelerinin kurulması için destek mitingi idi. Türkiye’de Sol Partiler ve Refah Partisi buna şiddetle karşı idiler. Miting bir yürüyüşle başlıyacaktı. Fahrettin Demirtaş arkadaşımız hatırlattı. Mitingde Mehmet Emin Alpkan Abi de, Cemil Akşar abi de varmış. Aykut Abi ile birlikte imişler. Yanlarında AP yöneticileri varmış. İrfan Atagün de var mıydı, bilmiyorum. Bursa’ya, İstanbul’dan geniş bir grup arkadaş gittik. Kortejin başında sloganları toplu söyletmek üzere ben de görevli idim. Sloganları söyleterek kortejler yürürken, bana AP teşkilatı aracılığı ile bir haber ulaştı. Bu bir Adalet Partisi faaliyetidir. Sloganlarda Süleyman Demirel adı geçmiyor tarzında. Ben de bundan sonra önüne ve ardına hiçbir ek yapmadan sloganlar arasına “ Süleyman… Demirel” diye söyletmeye de başladım.

Mitingden hemen sonra seçimler yapıldı. Bursa AP listesinde hiçbir arkadaşımızın adının bulunmamasına şaşırmıştım.

Bu miting bizi, Ap ile sözde bütünleştirdi. Bende hâlâ istismar edildiğimiz düşüncesi hakim. 1980, 12 Eylül Darbesi sonrasında Adalet Partisi kapatıdı. Tabii ki bütün Partiler ile birlikte Millet Partisi de kapatıldı.Mücadeleciler “İslahatçı Demokrasi Partisi”ni kurdular. Eski Partilerin tekrar kurulmasına ve mal varlıklarının iadesine karar verilince Millet partisi’ni Mücadeleciler tekrar ele geçirip canlandırdılar. Çok sonra Basında bir Partinin Genel Merkez binası satılık diye bir haber okudum. Bu bina 1977 senesinde Millet Patisi’nin eline geçen büyük bina idi. Daha sonra bu bina ne oldu, bilmiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi