Hep Aynı Şarkıyı Dinlemezsen Şaşırırsın
Cumartesi Yazıları - 75
“...ne çok şey istedik hayattan, halbuki bir sır almaya gelmiştik, nasipse. Bir şarkıya sığan hayatımız,Garp bir yana devasa Şark’a bile sığmadı.”
“... Sarıkamış sarılsaydı da bir daha görülmeseydi, rahmetle...”
Hep Aynı Şarkıyı Dinlemezsen Şaşırırsın
Hep aynı şarkı, şarkı aynı hep!
Hep aynı şarkıyı dinliyorum, hep aynı...
Lisedeyken de sevdiğimiz şarkılar olurdu. 1980’lerin sonu 90’ların başı... Birini daha çok severdik. Kasetçiye bir yüzü hep aynı şarkıdan oluşan kasetler doldurturduk. Aynı şarkı biter başlar, biter başlar, biter başlardı. Aynı böyle... Saygı duyulacak bir tutku!
Şimdi sen olduğunu sandığım fotoğraflara bakıyorum. Kasetçi gibi bir yüze hep aynı şarkı... Başlıyor bitiyor, başlıyor bitiyor, başlıyor... Bitmiyor. Bir şeyin bitmemesi, aksine her geçen gün çoğalması nasıl da kendinden bir şey!
İçine işlemek... İlmek ilmek, nakış nakış... Nasıl da yakışıyorsun! Bir yüzden dinlediğim aynı şarkı bittikten sonra, biraz da kendim söylüyorum yine aynı şarkıyı. Eksik kalan yanlarımı tamamlamak için. Ayarsız bir sesin de ayar verdiği bir yer oluyormuş, öğrendim.
Fotoğrafına bu taraftan baksan, kendini tanıyamazsın. Zaten hiç de tanıyamamışsın; çünkü göründüğün gibi değilsin. Sen değilsin bir dünyayı yeni baştan tanımlayan. Sen değilsin gökyüzüne rengini veren. Sen değilsin kuru sözleri şarkı yapan. Sen sadece bir değilsin; senden sonrası bir değer... Hem de her şeye...
Bir insan fotoğraftan alınıp nasıl da çıkarılır... Kendinden koparmak gibi. İşte fotoğraf sensin, kopan her şey senden sonrası. Sen fotoğrafta kalacaksın, kopanlar bende... Dünya gibi... Her şey burada bir fotoğraf, kopardıkların ve eklediklerin ötede bekliyor. Ne kadar koparırsan o kadar umudun olacak.
Bitmeyen her şarkı, inat değil inançtır; aynı yere vurulan kazma gibi, derinlik artsın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.