Hayatı tecrübelerle yaşamak.
Hayatı tecrübelerle yaşamak.
Tecrübe, insanın başına gelen şey değildir, insanın başına gelenle olaylara karşı ne yaptığıdır. Aldous Huxley
Türk Dil Kurumu’nun tanımıyla “Bir kimsenin belli bir sürede veya hayat boyu edindiği bilgilerin tamamı tecrübe” yani deneyim olarak adlandırılıyor.
Peyami Safa’nın deneyim ve yola çıkma cesaretiyle ilgili olarak şunları söylüyor;
“Yaşlanarak değil, yaşayarak kemale erilir; zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.
İnsanlar kendilerini değiştirecekleri deneyimleri çok sık yaşamadıkları için olgunlaşmaları uzun sürer. Genç olup da çok olgun insanlar gördüm aynı zamanda yaşlı olup da olgunlaşamayan insanlar da gördüm.
Can Yücel bir şiirinde şöyle der ; ‘' Bir tek yaşayarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil. Bildiklerini bana neden anlatmadığını anladım."
Yaşayarak öğrenme, bedel ödeten bir süreçtir. Buna dair Konfüçyüs'ün güzel bir sözü vardır: Bir işi doğru yapmanın üç yolu vardır; Birincisi ‘'akıl yürüterek" ki en saygıdeğeridir. İkincisi ‘'benzeterek" ki en kolayıdır. Üçüncüsü ‘'tecrübeyle" ki en acısıdır.
Buna rağmen daha doyumlu ve etkili bir yaşam şekline sahip olmak isteyenler, bedeli yüksek de olsa yaşayarak öğrenmeyi ilke edinmelidirler.
Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkânına girmiş.
Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş. Bakkal da Napolyon'u müsait bir yere saklayıp, biraz sonra gelen düşmanları da : 'Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı.' diye savuşturmuş. Nihayet biraz sonra Napolyon'un muhafızları yetişmişler.
Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon' a sormuş: 'Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?'
Napolyon birden öfkelenmiş. 'Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?' diye bağırmış.
Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş. Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık 'ateş' emri verilecek... Adamcağız içinden: 'Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin' diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.
Karşısında Napolyon varmış. Tek cümleyle cevaplamış Napolyon: 'İşte böyle bir duygu! 'Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir.
Son olarak olgunlaşmak için yaşlanmayı beklemeyin, gidin ve o deneyimleri şimdi yaşayın…
Kalın sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Uzman psikolojik Danışman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.