Yusuf Işıcık
Aynı dine mensup ama farklı görüş, mezhep ve meşrepten insanların (Müslümanların) birbirlerine zarar vermeden aynı ülkede ve aynı dünyada huzur içinde kardeşçe yaşamaları için her şeyden önce dillerini ve ellerini tutmaları, kendi doğrularını karşı tarafa anlatırken ve karşı taraftaki yanlış bildiklerini eleştirirken saygılı, ölçülü ve incitmeyen bir dil kullanmaları her şeyden önce gerekli ve zaruridir ve bir arada huzur içinde yaşamanın ilk şartıdır; Kur'an ve Sünnet bunu dağlayacak sayısız emir ve tavsiyelerle doludur.
Malumdur ki, Yüce İslam Dini, hâkim olduğu bir ülkede Müslüman olmayan, üstelik azınlıkta olan diğer din ve inanç mensuplarının inançlarını yanlış kabul etmekle birlikte bu yanlış inanış ve yaşayışlarında onlara ülkede huzur içinde yaşamalarını sağlayacak çok yönlü özgürlükler vermektedir.
Bu böyleyken aynı dine inanan insanların bazı konularda farklı düşünmelerinden ötürü birbirlerine tahammülsüzlükleri aklın ve dinin kabul edebileceği bir şey değildir. O halde Rahmeten lil Âlemin olan yüce İslam dininin muhtelif alanlardaki kişi haklarıyla ilgili olan, üstelik geçmişte asırlar boyu uygulanmış olan evrensel hukuk ve ahlâk ilkelerine Müslümanların bağlı kalmaları,
Bu müzmin sorunun tek çözüm yoludur.
***
Prof. Dr. Yusuf Işıcık bey, bu yazıyı Prof. Dr. Sait Şimşek Hoca'nın bu konudaki seri yazısını takdim için yazmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.