Hasan Aksay
Uluslararası İlahiyat Üniversitesi
Her işin başı, Allah’ın, “Ekmel-i mahluk ve eşref-i mahluk” olarak yarattığı insanın, kendi fıtrat yüceliğini bilmesi, ölümsüz ahlak ve edeb fıtratını kaybetmeyip geliştirmek için gereken dikkat ve gayreti göstermesidir. Her işin başı olan akıl, iman, hikmet sahibi insanın kendini bilme zaruretini,Yunus’umuz ne kadar güzel ifade eder: “İlim, ilim bilmektir. // İlim, kendin bilmektir. // Sen kendini bilmezsin; // Bu nice okumaktır.”
İnsanın kendisini bilmesinin tek sağlam zemini, Yaratan’ının akıl nimetini hidayetle kemale erdiren, Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e uzanarak kemale erdiren, “Ebedi Risalet” zinciridir.
Dünya nüfusunun dört kişiden birini teşkil eden, vahdetle sorumlu Müslüman’ların dağınıklığı ve güç kaybetmesiyle, ölümsüz insani değerler kayboldu. Dünya çok şey kaybetti. Edeb ve ahlak umursanmaz, hatta düşmanlık nedeni haline geldi. Çıkarcı güçler, terörü, darbeyi, her tür vahşeti, maskeli, molotoflu tahribatı açıktan destekleyen sosyal ve siyasi bir iklim doğurdular.
Daha kötüsü, bu tür vahşet ve ihanetleri, siyasiler, hatta devletler, başarı yolu olarak sahiplenip, meşrulaştırdılar. Salgın hastalık haline getirdiler.
George Bush Amerika’sı, Irak’ı, yıllardır bitmeyen bir felakete sürükledi. Şehitler üzerinden, adi bir organ ticareti yapıldı. Kadınlar dul, çocuklar yetim kaldı. Rusya ve İran, Esat cellatıyla, Suriye’de milleti ve tarihi yok ediyor. Halkının vicdani kararıyla ilk turda Cumhurbaşkanı seçilen Mursi, gecesini gündüze katıp halkı için çalıştı. Çıkarcılar, bir yıl dayanamadı. Mursi’nin Bakanı Sisi’yi satın alıp darbe yaptırdılar. Halk, açlık ve darağacında katlediliyor.
Başkan Obama, son derece makul nedenle,Netanyahu’nun, ABD’ye gelme isteğini reddetti. İç muhalefetle birleşen Netanyahu, devlet haysiyet ve geleneğini tahrip etti. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor, seçim mitinginde balta ile Arap başı kesmeyi konuşuyor. Biri casusluk, diğeri vahşetin vahşeti.
İslamofobia, PEGİDA, darbe destekçiliği gibi İslam’a yönelik vahşetler, Avusturya gibi bazı devlet programlarına girerek yaygınlaşıyor.
Ahlakın iflası, hakkın hukukun iflasıdır. Mesele, kapitalizm komünizm, şark garp değildir. İletişim dahi, ahlakı umursamayan sermaye elinde, besleme tetikçiye, marjinal guruplara hizmet ediyor. Çoğunluk, mazlum aleyhine işliyor. Bu, köklü bir bunalımdır. Tek çare iman ve ahlak. Yaniİslam.Çin’in Doğu Türkistan zulmü de gösteriyor ki komünizm, aynı çıkarcılığın, Batı’dan daha beceriksiz ve kör bıçakla işlenen bir cinayet türüdür.
Doğru bilinmezse, yanlışa düşeriz. Doğru, iyilik bedel ister. Emeksiz olmaz. Sağlam yol İslam’dır. İlk emir, “Oku!” diyor. “Düşünün, ibret alın, iyiler birleşin, kötülerin kalpleri ayrı olduğu halde size karşı birleşirler. Birleşmezseniz iyiler kayba uğrar. Müslüman iki gününü müsavi kılmaz” diyor. Başka yol yok!
Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez, çok önemli bir teklif ortaya koydu. İstanbul’da, “Uluslararası İlahiyat Üniversitesi” kurulmasının, yüz gecikmiş bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
Bütün hadiseler gösteriyor ki, İslam dünyası beraberce, “Oku!” emrine uyup, düşünerek gayret edeceğiz. 40 yıllık bir hatıra ile noktalayalım:
1975’de Bakan olunca yaptığım hizmet programını, Allah’ın lütfu ile bir çok konuda aştık. İkisine başlayamadık. Vakıflar’ın 2 otelini satıp 67 ilde vakıf yurdu yapma.
Diğeri, İstanbul’da, ODTÜ gibi geniş bir arazide, İslam ülkeleriyleUluslararası İlahiyat Üniversitesi kurmak. Sayın Erbakan’la istişarede, “Bu üniversitenin merkez binası, mutlaka İstanbul’un tarihi merkezinde olmalıdır. Sultanahmet’teki hapishane boşaltıldı. Merkezi orada yapalım” dedi. Bu satış ve alışın engelleri aşılamadı.
Hasan Aksay/ Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.