Osman Çataklı’yı rahmetle anmak ve seçim

Osman Çataklı’yı rahmetle anmak ve seçim

Önce Türkiye’nin, hatta ümmetin ve insanlığın, tarihi bir döneminin beş yılda bir gelen fırsatı seçimiyle girelim konumuza, çünkü: 

Diriliş seçimlerinin önemi artarak devam eder. Kaybedilmesinin tahribat ve yıkımı da daha büyük olur. Menderes’in son seçimleriyle başlayan; AP Ragıp Gümüşpala dönemi seçimi; ANAP’ın Özal ile, Erbakan ve Erdoğan seçimleriyle, dirilişin önemi her seçimde, hizmet ve artan imkanlar seviyesinde daha da artmıştır. 

Özellikle bu seçimde, milletimizi uyaran, dünyada hiçbir zaman bu derece net ibretler yaşanmamıştır. Resmen dost görünen düşman dahi alenen, Türkiye’nin istikrarını baltalıyor. Havaalanı, savunma, nükleer enerji gibi önemli kalkınma hamlelerine karşı çıkıyor. Kalkınma ve dirilişin temellerini tahribe çalışıyorlar. Bu başarıları sergileyenErdoğan ve Ak Parti’ye, kadrolara, siyasete, ambargoyakadar varan imkan ve yandaşlarıyla savaş açıyorlar. Türkiye’yi 27 Mayıs darbesiyle yaptırdıkları gibi; yeniden, işçi ihraç eden ülkeler arasına katmak istiyorlar. Havaalanı ve Türk Otomobili iptalinin neticesi, işçi ihracıdır. 

Bu hayati sebeplerledir ki, “Seçim gününe kadar, yalnız seçimle ilgili yazılar yazacağım” diye kendime söz vermiştim. Neticesi görülen bir seçim yapıyoruz. Bu aziz millet oyuyla, kaosa, yıkıma imkan vermez. Ama bir rey fazlası da önemli! Heyecanımız onun için. Bu kadar açık bir konuda % 90 olmalıyız.

Merhum Osman Çataklı kardeşimiz:

Değerlerine sahip çıkmak, millete hizmetle, yapanla yıkanı ayırıp unutmamak, milleti birlik içinde istikbale taşıyan değerlerdir. Millet hayatının güç kaynağı, ahlakı hamidiyedir. Hizmet ehlinin hayatındaki güzellikleri anmak; yaşatmaya çalışmak, bu bakımdan, toplum için hayati önem taşır. Bu bakımdan, hizmet ehli, inanmış insan, hizmet ve gayret sahibi değerlerimizden Osman Çataklı’yı hayırla anmak, güzel bir nasiptir. Aynı zamanda, millet bütünlüğümüzü sağlayan ahlaki değerlerimizin hayatiyetine katkı sağlayacak bir görevdir.

Elhamdülillah milletimizin, ümmetimizin her ferdinin güzel ahlakı anılmaya layıktır. İslam’ın gerçeklerinden habersizken, haberdar olarak Müslüman olan kardeşlerimizin, iç hesaplaşmaları, fedakarlıkları ve güzel ahlaklarından birkaç satır bahsedilebilse eminim ki ciltlere sığmaz. Hamdolsun bu sayı, ülkemizde olduğu gibi dünyada çığ gibi artıyor. İslam düşmanlarının düşmanlığı da, bu gelişmeden korkuyor, evhamlanıyor. Hasetle kinleniyor. 

Böyle genel bakışla düşününce merhum kardeşimiz Osman Çataklı’danbahsetmek, İslam ahlakından, millete hizmet aşkından, samimiyetten, yardım etmek gayretinden, ümmetvahdetine kadar bütün ahlaki güzellikleri, erdemleriiçine alan gayret ve fedakarlıklardan oluşan bir hayat hikayesi demektir.

Osman Çataklı kardeşimle 1957’de, Kağıthane Yedek Subay İstihkam Okulunda arkadaşım Yahya Oğuz Bey, tanıştırmıştı. Burada, tanışma yılımı ifadeden ziyade Allah Yahya beyin ömrünü uzatsın, bu iki değerli dostu birlikte anmak istedim. Osman Çataklı Bey Vakıflar Genel Müdürlüğü görevine geldiği zaman da yıllarca beraber çalıştık. Tohumu 1966’da atılan Milli Nizam hareketinde, görev almadan gayret eden, değerli katkıları bulunan kardeşlerimizdendirler. Bu kardeşlerimiz, her hayırlı işe koşan, bir tarafından tutup yardım eden, yardımları da yararlı olan kardeşimiz.

Rahmetliyi bir makaleye sığdırmak mümkün değil. Her şeyden önce insan olarak bir samimiyet timsaliydi. Her işe koşar ve  başarıyla yapardı. Örneğin, rahmetli Kotku Hazretlerinin Grubunda kaç defa hac yaptıysam, (O zaman Mekke’de, “Otel Şubra”dan başka otel yoktu. Rehberlerin temin ettiği evlerde kalınırdı) Osman Bey hepsinde grubun yöneticisiydi. Gruplar öyle küçük gruplar değil. Büyük gruplardı. Grubun kalkıp göçmesinden, çadırların kurulup, yerleşilmesine; kurbanların temininden kesimine; yollarda durup, dinlenme ve kimsenin unutulmamasına kadar her şeyle, aşkla şevkle ilgilenir, yardıma koşardı.

Başarılı tahsil hayatından sonra, milletimizin en saygın üniversitelerinden biri olan İTÜ’de emekliliğine kadar öğretim üyeliği yaptı. Vakıflar Genel Müdürlüğü görevinde, kurumun canlandırılmasında son derece önemli hizmetler gerçekleştirdi. Sahipsiz ve terkedilmiş gibi bırakılan vakıf malları birçok yerde sahiplenenlerin elinde kalmış ise de, henüz elden çıkmamış olanlarısahiplenmekte ciddi gayretler gösterdi. Örneğin Antalya’da çok büyük bir vakıf arazisinin binlerce dönümü kurtarıldı. Harap olmaya bırakılmış birçok bina onarılarak akar durumuna getirildi. Parasız yatılı vakıf yurtlarındaki yetim ve fakir talebe sayısı, her yıl mevcut rakam katlanarak devam etti. Birçok vakıf binanın kirası utanılacak derecede düşük iken, bir derece olsun, rayice yaklaştırılmaya çalışıldı. Yeni binalar yapıldı. Yağmalanır gibi satışlarla yok edilmeye maruz kalan vakıf malları sahiplenilip korunmaya çalışıldı.

yeniakit.com.tr / yazının devamı..

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi