İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Türkiye’nin AB macerası bitiyor mu?

Türkiye’nin 50 yıldır kapısında beklediği son 30 yıldır da, AB’nin üyelik için ortaya sürdüğü zor şartları yerine getirmeye çalışmasına rağmen. AB Güney Kıbrıs Rum yönetimi ile Avrupa da Türkiye’den daha az gelişmiş ekonomisi çalkantılı, medeni yapısı zayıf ülkeleri AB çatısı altına alırken. Türkiye’yi hala oyalamakta, tam üyelik müzakerelerini yokuşa sürmek, müzakereleri durdurmak için de, havadan nem kaparcasına sudan bahaneler ortaya sürmektedir.

Türkiye’nin bir yıldan fazladır PKK terör örgütünü bitirmeye yönelik operasyonları ile terör örgütüne ağır darbeler vermesi. Terör örgütünün siyasi yapılanması, meclisteki temsilcisi HDP eşbaşkanları ve vekillerinden bir kısmının terör örgütüne yardım yataklık vb suçlardan dolayı tutuklanması, 15 Temmuz sonrası idam cezasının yeniden gündeme gelmesi ile Türkiye’yi kınamaktadır. Kınama ile yetinmeyen AB, operasyonların durdurulması ve HDP’lilerin serbest bırakılması yönünde sözlü baskılar yapmaktaydılar.  AB’nin bu tavrına aldırmayan hatta tepki gösteren Türkiye’nin terörle mücadelede kararlılığını ortaya koyması karşısında yeni bir yol arayan AB, bu defa müzakereleri durdurma/dondurma tehdidinde bulunmaya başladı.

Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin İlle de AB içerisinde olacağız diye bir sorunu yok.” Sözlerinden sonra geçtiğimiz gün “Türkiye Şanghay beşlisi içerisinde neden olmasın?” sözleri sıcaklığını korurken Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerini dondurması süreci oylamaya götürüldü.

Oylama sonucunda sürecin dondurulmasına evet diyen oylar 479, çekimser kalan oylar 107 ve müzakerelerin dondurulmasına karşı oylar ise 37 olarak belirlendi.

Tavsiye niteliğindeki bu karar, Avrupa Birliği liderleri için dikkate değer olarak görülüyor.

Oylama öncesinde yaptığı açıklamada sürecin bir anlamı olmadığını ve oylamanın yok hükmünde olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, oylama sonrasında ise kararın yok hükmünde olduğunu söyledi.

Yani Erdoğan, daha öncede AB’nin samimiyetine güvenmediği konusunda yaptığı açıklamalarda olduğu gibi bu karar sonrası da AB’ye açıkça tepki göstermeye devam ediyor.

AB ile ilişkiler zaten böyle aman aman çok sıkı fıkı ilişkiler değil.” Diyen başbakan Binali Yıldırım’da oylama için “önemli değil” diyerek kestirip attı.

CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu AP’nun Türkiye’nin AB ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici olarak durdurulması karanına AP’nin kararlarının “ağır yaptırım” olarak değerlendirdi. Kılıçtaroğlu, “Müzakere yapılmayacak. Bu bizim için ağır bir yaptırımdır. Bunun arkası gelecektir, ekonomik olarak arkası gelecektir, siyasi olarak arkası gelecektir.” Diyerek karardan memnuniyetsizliğini ve endişesini dile getirirken.

MHP lideri Devlet Bahçeli AP’nin yapmış olduğu oylamayı omurgasız olmakla suçlarken “Türkiye’nin haysiyetiyle oynamaya kalkışan, ülkemizi karalamaya yeltenen şarlatanlık” olarak değerlendirdi.

İktidar’ın önemsemediği, muhalefet kanadında ise CHP lideri Kılıçtaroğlu’nun hoşnutsuzluğuna karşı MHP lideri Bahçeli’nin her zaman olduğu gibi iktidarın yanında duruşu gösteriyor ki AB’nin kaprisleri Türk siyasetini bunaltmış ve AB kararları yok hükmünde görülmektedir, umursanmamaktadır. 

AB ise, Türkiye ile düzenli olarak giden müzakere sürecini her fırsatta yokuşa sürmek isterken bu isteğine Milletvekili ve gazetecilerin tutuklanmasını bahane ederek ulaştı.

Bundan sonra ne olacak?

Türkiye AB için artık kesin bir karar vermelidir. AB ile müzakerelerin her sıkıntıya girmesinde “Eyy Heyy” çekerek AB’ye yüksek tondan sözler sarf etmek, “topumu verin ben oynamıyorum” dercesine rest çekmekle bu iş sonuca bağlanamaz. Türkiye AB konusunda dik ve kararlı olmalıdır.

Şanghay beşlisi” başlıklı yazımda da ifade ettiğim gibi, Türkiye AB yolunda kesin bir karar vermeli olmayacak bu gömleği giyme hevesinden vazgeçmelidir.

AB’nin Türkiye’ye dayattığı istekler, yaptırımlar, kaprisleri, Türk millerinin inancı, kültürü üzerinden aşağılayıcı talepleri bu milleti incitmektedir.

Hala üzerinden Haçlı zihniyetini atamamış AB topluluğu ile zaten hiçbir kültür, etnik ve inanç birliğimiz yoktur. AB Gümrük birliği anlaşması ile bizden alacağını almıştır. AB sürecine girmek başından yanlış bir yoldur. Türkiye bölgesinde söz sahibi hatta lider olacağı bir birlik içerisinde olmalıdır.

Şimdi Türkiye AP’nun aldığı bu karar karşısında karalı bir şekilde bir duruş sergilemelidir. Türkiye’nin AB’ye değil AB’nin bölgede Türkiye gibi bir devletin ortaklığına, dostluğuna ihtiyacı vardır. AP’nun kararı kendisinin olsun. Bundan sonra naz yapma sırası Türkiye’dedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB’nın tutum ve AP’de müzakerelerin geçici olarak durdurulması kararı karşısında duruşundan geri dönüş yapmayacağını ümit ediyorum.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

26.11.2016/adanapost.com

twittercom/ihalilsipahi

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi