İbrahim Halil Sipahi
Milletin Egemenliğin son bulduğu, 23 Nisan..
Kurtuluş mücadelesinin verildiği bir dönemde, aynı zamanda yeni bir devlet yapılanması gerektiğine inanan M.Kemal ve arkadaşları. İstanbul'un işgalinden üç gün sonra, 19 Mart 1920 tarihinde M.Kemal’in yayımladığı bildiri ile "olağanüstü yetkiler” taşıyan bir Meclisin Ankara'da toplanacağını duyurur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temelleri Ankara'daki bu ilk tarihi binada atılır. Birinci Meclis Binası, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın yönetim yeri olarak pek çok tartışma ve millî kararlara sahne olmuştur.
23 Nisan 1920 günü 115 milletvekili toplanan meclis, Millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adını "Büyük Millet Meclisi" olarak koyar. Bu ad herkesçe benimsenir. Daha sonra M.Kemal Atatürk'ün tüm konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, "Türkiye Büyük Millet Meclisi" (TBMM) adı kalıcılık kazanmıştır.
“Hâkimiyet kayıtsız, şartsız milletindir!”
Egemenlik kısaca hâkimiyet anlamına gelir. Burada anlatılmak istenen hâkimiyetin milletin elinde olduğudur. Özgürlük ve hâkimiyetin halkın elinde olduğunu anlatan bir sözdür. Belli başlı kişilerin elinde değildir. Atatürk bu sözüyle, “Toplumda hiçbir kimse, hiçbir sınıf ya da grup, doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir. Yani hâkimiyet milletin elindedir ve millet dilediğini başa getirir.” Demektedir.
TBMM’nin olması, halkın egemenliğinin halka ait olduğunu ve yönetimde söz hakkına sahip olmasını ifade ediyor. Meclisin olması demek, Hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletin elinde olması demektir.
Egemenliği vesayet altına alınan bir TBMM;
Bu yıl 23 Nisan’da “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nı son defa kutlayacağız. 2019 yılı 23 Nisan’ın da yani Gazi meclisin kuruluşunun 99. Yılında 23 Nisan’ı yalnızca “Çocuk Bayramı” olarak kutlayacağız.
Çünkü 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylaması ile Türkiye parlamenter sistemden “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi” ‘ne, (Yarı başkanlık) geçmesi neticesinde; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşun ilk adımını oluşturan egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) milletin temsil edildiği meclis içerliğini kaybederek tek adamın egemenliğine geçmiştir.
Anayasa değişikliğini içeren 6771 sayılı kanun ile kuvvetler ayrılığı ilkesinin sona ereceğinden, 3 Kasım 2019’da yapılması kanunla belirlenen Cumhurbaşkanlığı seçiminin 24 Haziran 2018 tarihine alınması ile yapılacak seçim sonrasında yeni sistem devreyegireceği için TBMM fiilen varlığını korumakla birlikte yasama ve yürütme yetkilerinin Cumhurbaşkanlığına devredilmesiyle nedeniyle, milletin egemenlik hakkının temsil edildiği TBMM bu egemenlik hakkını kaybetmiş olacak.
Kuvvetler ayrılığı ilkesinin sona erdiği “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile;
-Yasama, yürütme ve yargı yetkileri Cumhurbaşkanı’nda toplanıyor.
-Hükümet fiilen ortadan kalkıyor.
-Bakanlar kurulu Cumhurbaşkanı tarafından atanacak, milletvekili bakan olursa vekilliği düşecek. Bakanlar Cumhurbaşkanı’na hizmet eden birer memura dönüşüyor.
-Cumhurbaşkanı’nın kanun koyucu yerine geçiyor, Devlet yönetiminin yasa yerine Cumhurbaşkanı Kararname çıkarabilecek.
-Yasama organı olan TBMM’nin etkisizleştiriyor.
- TBMM Başkanlığı’nın yürütme vekâletini kaybediyor.
-TBMM’nin artık devleti temsil edemeyeceği gibi ve denetim yetkisine kısıtlama getirildi.
- Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak.
- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun ismi Hâkimler ve Savcılar Kurulu olarak değiştirilecek, üye sayısı 22’den 13’e, daire sayısı da üçten ikiye düşürülecek. Adalet Bakanı ve müsteşarının doğal üye olacağı kurulun dört üyesini Cumhurbaşkanı doğrudan, yedisini Meclis seçecek.
-Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) üye sayısı 15’e indirilecek. Üyelerin üçünü Meclis, geriye kalan 12 üyeyi ise Cumhurbaşkanı atayacak. AYM Genel Kurulu en az 12 yerine en az 10 üyeyle toplanabilecek. Böylece Yargıda tek söz sahibi Cumhurbaşkanı oluyor.
Bütün bu değişiklikler neticesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetimi “tek adam iktidarına” bırakılıyor.
Bu da 24 Haziran 2018 itibari ile TBMM’nin uhdesine millet tarafından tevdi edilen milletin temsilinin ve Millete ait olan egemenliğin fiilen son bulması anlamına geliyor. Millet ülkeye Cumhurbaşkanı seçerek kendi egemenlik hakkını kendi eliyle Cumhurbaşkanına yani “Tek adam” yönetimine devretmiş oluyor. İşte bu nedenle 23 Nisan 2019 tarihinde TBMM’nin kuruluşunun 99. Yılından itibaren Ulusal egemenliğin vesayet alına alınması ile sadece “Çocuk bayramı” kutlayacağız. Bu nedenle bu yıl sondan bir önceki “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nı kutluyoruz.
İbrahim Halil SİPAHİ
22.04.2018/adanapost.com
twitter.com/ihalilsipahi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.