İrfan Küçükköy
Türkiye nasıl büyük devlet olur? - 5 -
Bir Yorum Ve Cevabım
Yorum
Sevdiğim, çalışmalarını takdir ettiğim, hizmetlerini beğendiğim bir arkadaşım bir yorum yapmış, önce o yazıyı, sonra cevabi yazımı sunacağım
"Bin sene neredeyse savaşsız bir 20 yıl yaşayamamış olan ve nihayet , cumhuriyet döneminde 20.yüzyılda biraz nefes alan , nüfusu artan Türk milletinin, (turan ve ümmet) maceralarına dönmesini mi düşünüyorsunuz. Bence bir asır daha bekleyelim, henüz aydınlanma ve sanayileşme tamamlanmadı. Selamlar"
Cevabi Yazım
Savaştan yana hiç değilim. Merkezden muhite,a-komşu ülkeler ile, b-Balkan ülkeleri ile, c-Batı Karadeniz ülkeleri ile, d-Türk devletleri ile, e-Türk toplulukları ile ve f-Müslüman devletlerle barışık halde, bütün bu ülkelerin teknolojik ve ekonomik gelişmelerine rehberlik ederek, işbirliği ve dostluk organizasyonları, organizasyon ağları kurarak büyük devlet olmanın mümkün olacağına, Türkiye’nin Coğrafî Birliğinin korunacağına ve geliştirileceğine inanıyorum. Şayet teknolojik, ekonomik güçlü sivil organizasyon ağları kurulursa komşu ülkelerle problemlerin olmayacağına inanıyorum.
Bu dört yazımı, bu fikrimi ortaya koymak ve komşuları ile önemli sınır sorunları olmayan bir Türkiye'nin böylece "Büyük Devlet" olabileceğini yazıyorum.
Yazıya "Virüs krizi sonrasında hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Türkiye "Büyük Devlet" olacak diye tabansız hedef koyanlara cevap olmak üzere "Türkiye Nasıl Büyük Devlet olabilir" konusunu ortaya koymaya çalıştım.
Nasıl böyle bir düşünceye yol açtı anlayamadım. Tabi iki Türkiye'nin komşuları ve hedeflenen devlet ve topluluklar üzerinde bir gelişme göstermesine karşı koyan dış güçler olacaktır. Bu hedefte ilerlerken yıkıcı faaliyetlere karşı tedbirler alınacaktır. Hiç bir devlet ülkelerle ekonomik ağ kurdun diye, yardımlaşma ağı kurdun diye savaş açmaz.
Anti parantez şu notu da düşeyim. Propaganda yapılan suçlamaların aksine, Türkiye'nin Cumhuriyet döneminde iyi yönetildiğine inanıyorum. Kuruluş döneminin hamleleri bugüne göre zayıf, o günün behrinde önemlidir. Hamlelerin o günün şartlarında başarılı olduğu kanaatindeyim.
*****
Gerileme ve yıkılış dönemleri, Kuruluş ve gelişme döneminin şartları ve fonksiyonları ile gerileme ve yıkılış döneminin şartları ayrıdır. Son iki yüz sene bizim organize ettiğimiz savaşlar dönemi değildir. Yavuz Sultan Selim'in Mısır Savaşı, savaşsız, bütün Arabistan’ı, Yemeni Osmanlı Devletine bağlamıştır. Kuzey Afrika büyük savaşsız Osmanlı Devletine bağlanması, başkanları KAPTAN-I DERYA yapılarak sağlanmıştır. Güney Doğu Anadolu anlaşma ile Osmanlı devletine dahil olmuştur. Savaşsız büyüme, savaşlarla büyümenin her zaman önündedir.
Osmanlının tımar sisteminde devamlı ordu bile yoktur. Ama sistem güçlüdür. Anadolu toprakları bazı yan katkılarla bir emirle gelişme döneminde iki yüz elli bin asker toplarken zayıflama döneminde aynı bölgelerden yirmi beş bin asker toplanmıştır. Ben Yüksek lisans olarak Sultan İkinci Mahmut'un fermanlarını değerlendirdim. Asakir-i Mansure-i Muhammediye kurulmasaydı Osmanlı Devleti bir asır önce bitebilirdi. Çünkü sistem çökmüştü. Tımar sistemi çökmüştü. Derebeylik dönemi başlamıştı.
Bunları size bilgi vermek için yazmıyorum. Sizler Tarih ilminin uzmanısınız. Kendimi ifade etmek, savaşsız, harpsiz, darpsız Büyük Devlet olunabileceğini düşündüğüm için yazdım. Selamün Aleyküm.
İrfan Küçükköy Hoca
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.