Hasan Aksay
R4BİA
İsim, başta insan olmak üzere her şeyi belirleyen, nitelikleriyle tanıtan önemli bir imkandır. Yeniden dirilişimizde de isimlerimizle çağrılacağız. Daha da önemli olan, ismimizi, hangi güzelliklerle anılmaya başlattığımız veya hangi güzellikleri çirkinleştirdiğimizdir. Yani, ismimize eklediğimiz hayat resmimizdir.
Ümmet vahdetini temsil eden son Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Müslümanların, dünyadaki siyasi hakimiyet alanı, %3’e düştü. Ayrılığın doğurduğu zaafla siyasi gücünü kaybeden İslam dünyası, ölümsüz ahlaki değerlerinden doğan potansiyeliyle, sömürgeci düşmanlığına muhatap olmaya devam etti.
Dengesiz güç ve hased baskılarına rağmen İslam, insanlık vicdanına gönüllere hakim olmaya devam etti. İslam diyarları, soykırıma varan işgal, savaş, İslamofobi ve PEGİDA gibi adı konmuş-konmamış sayısız düşmanlıklara rağmen, dünya nüfusunun iki katına çıkamadığı bu asırda, Müslüman nüfus,beş kat büyüdü. Batı dünyası, siyasi olarak,dünyanın %47,8’ni yönetirken, %24,2’ye düştü. Müslümanların siyasi olarak yönettiği alan, asrın sonunda %21,1’e yükseldi.
Demek oluyor ki geçen asır, Müslümanlar için hep zarar olmadı. Önemli bir zaman oldu. Kayıp, dağılmaktan doğan güç kaybıdır. Kalıcı değil, geçici bir hastalıktır. Çünkü insan, ekmel-i ve eşref-i mahluktur ve İslami değerler, bu fıtrat yüceliğini kaybettirmeyip koruyan insani değerlerdir. O halde beklenen vahdet ve başarı, uzakta değil, imanımızdadır. Bütün ahlaki, iradi ve fikri hastalıklara karşı İslami değerler, Müslümanı korur. Kardeşlik ve fedakarlık doğurur. Bu değerler, Müslümanın olmazsa olmazlarıdır. Kaybı, münafıklık uçurumuna çıkar.
Dinden uzaklaşma ve ahlaki yozlaşmaya karşı, İslami kesimdeki diriliş ruhu, hemen bir bahar ümidi doğurmaktadır. Türkiye’deki yarım asrı aşan gayretlerin meyve vermeye başlaması, aynı iman ve ahlak kuşağındaki herkesin beklentisini de kamçıladı. Tunus, Mısır, Suriye ve Fas’da bu heyecan çiçek açtı. Fas Kralı, bu bahara sahiplendi. Milletle bir olup korudu. Esat, Rusya, İran ve Çin’e sırtını dayayarak; Sisi, Batı’ya yaslanarakasrın yüz karası zulümlere yol açtı. Milletin gücüyle, milleti soykırıma uğratıyorlar. R4BİA’nın özü bu ibrette!
Yeni dünya medeniyetini hazırlayan bir diriliş imtihanının çilesidir bu!
Kolaylık, zorluktan sonradır.
Çok şey isteyenin, çok bedel ödemesi gerekiyor.
Allah’tan çok şey isteyeceğimiz, çok çalışacağımız bir dönem. Görünen o ki insanlık, tüm imkanlarını kullanarak uçuruma koşuyor. Servet, makam, üst akıl, çoğu kez, ahlaki değer tanımadan büyümeyi hedefliyor. Bu iş, böyle bitmez.
“Ordu darbe yaptı” denir, yanlıştır. Ordu darbe denizine girmez. Darbeden her zaman zararlı çıkan odur. Dışardan sömürgeci devlet, çıkarcı sermaye, medya, evrensel gizli örgütler; içerden, milletinden kopuk, iktidar hırsının meczubu partidir. 3-5 askeri, itip darbe denizine düşüren, “kahraman yüzücüler” diye, kan gölünde boğuluncaya kadar alkışlayan, boğulunca da, “Hain” ilan eden bu çıkarcılardır.
Dünya, Güney, Kuzey diye iki kutup olduğu gibi, insanlar da, karmaşık görülseler de Hakk, Batıl diye iki kutuptur. Temel savaş, bu kutuplar arasındadır. Müslümanı bir araya getiren, kardeşlik ve ümmettir. Ahlaka nankör bakanları bir araya getiren çıkarlarıdır. Birliğini kaybedenler, fetret devrine düşer.
Ümmetimiz, asırlarca dünya gündeminetarih olan değerler sundu. Asrı aşkın zamandır sesi kısıktı. Dünya gündemi, “Sevgililer Günü” gibi özden mahrum, pazar ekonomisiyle sınırlı maddelerle doldu. Şimdi, “Dünya R4bia Günü” ile, zulüm çıkmazından çıkıp, sağlıklı siyaset yolunu düşünüp açmayı gündem yapıyoruz.
Görünen o ki, bütün dünya için önemli ikinci gündemimiz de yolda:“Dünya beşten büyüktür” maddesiyle, tahripkar hale gelen dünya sisteminin tamirinin düşünülüp düzeltilmesi olacaktır.
“Dünya Rabia Günü”ne fikren, filen katkı gayreti gösteren herkese, selam ve saygılar...
Hasan Aksay/ Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.