İrfan Küçükköy
Mücadele Birliği Hareketinde Kadro Toparlayıcı Bir Önder: İhsan Ramiz Bayram
Kitap: Mücadele Birliği Hareketi’nde İlkler
Hazırlayan: İrfan Küçükköy
İhsan Ramiz Bayram
Mücadele Birliği Hareketinde Kadro Toparlayıcı Bir Önder
İhsan Ramiz Bayram, 1941 yılında Afyon’un İşçehisar kasabasında dünyaya gelmiştir. İlkokulu kasabasında, ortaokulu ve liseyi Afyonda okumuştur. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirmiştir. Mezuniyetten sonra bir sene kadar Afyon Müftü yardımcısı olarak görev yapmış, daha sonra Ankara merkez vaizliğine tayinini yaptırmış, otuz seneden fazla bu görevde bulunduktan, Ankara’nın birçok camisinde on binlerce kez vazettikten sonra emekli olmuştur.
KONYALI İLKLERİ TANIŞTIRMA
İhsan Ramiz Bayram, Aykut Edibali ve Yavuz Arslanargun ile aynı senelerde , Afyon Lisesinde okumuşlar, birbirlerini tanısalar da samimi olmamışlardır. Aykut Edibalilerin evi Mecidiye mahallesindeydi. İhsan Ramiz’in ağabeyi Mecidiye camisinin imamıydı. Bu vesileyle tanışıklıklarını yenilediler ve bu gençlere inanan İhsan Ramiz Bayram, tanıştığı kişileri bu iki gençle buluşturmayı gaye edinmiştir.
Yüksek İslam Enstitüsü’nde ikinci sınıfa geçtiğimiz sene yaz tatilinde, Konyalı ilklerden Mevlit Baltacı ve Mustafa Alptekin imamlık görevi almışlardı ve ben İrfan Küçükköy vaizlik görevi almıştım. Üçümüz aynı evde kalıyorduk. Bize Konya’dan yolda karşılaştığımız Afyonlu bir arkadaş misafir olmuştu. Bizi İlahiyat öğrencisi bir öğrenciyle tanıştırmak istedi. Bu öğrenci İhsan Ramiz Bayram’dı. Evlerine gittik. O da bizi, iki gençle tanıştırmak istedi. Bizi onların evlerine götürdü. Sabahakadar görüştük. Konyadan arkadaşlarımızı çağırdık. Üç gün üç gece konuştuk. Bu gençlere inandık, bağlandık, birlikteçalışmaya başladık.Böylece ileride “Mücadele Birliği” adını alacak olan hareket başladı.( Ağostos, 1964)
DAVAYI HERKESE ULAŞTIRMA
İhsan Ramiz Bayram, davayı herkese anlatıyordu. Ankara İlahiyat Fakültesi’nde imamlık, müftülük yaptıktan sonra dışardan lise imtihanı vererek İlahiyat Fakültesi’ne öğrenci olan iki öğrenci ona bağlandılar. Bunlardan biri Cemalettin Kaplan, diğeri Lütfi Doğan idi. Her ikisi de Seminer dediğimiz çalışmalara başladılar. Henüz resmi teşkilatımız kurulmamıştı. Sonra bizden koptular. İkisi de mezuniyetten sonra Diyanet İşleri Başkan yardımcısı oldular. Sonra Lütfü Doğan, vekaleten (kadro senesi yetmediği için) Diyanet İşleri Başkanı oldu. Sonra on sene kadar MSP’den senatörlük, on seneden fazla REFAH PARTİSİ milletvekilliği yaptı. Bu çalışmalara katılmasaydı belki de siyasi hayatı hiç olmayacaktı
Cemalettin Kaplan Adana Müftüsü oldu. Bu esnada mücadele birliği aleyhtarlığı yaptı. MSP’den milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Ardından sözde Mücadele Birliği benzeri bir teşkilat kurmaya yöneldi. 12 Eylül’den sonra Avrupa’ya kaçtı. Orada “Hilafet Devleti” adıyla bir dernek kurdu. ARAFAT’TA 200 kadar hacı kafilesini, ellerinde, “Hilafet Devleti” flamasıyla şeytan taşlamaya giderlerken görmüştüm. Türkiye aleyhtarlığı yaptı. Tahta kılıçlarla savaş eğitimi yaptırdığı Basında yer aldı. Atatürk büstünü tahta kılıçlarla devirip sürükleme gibi akıl almaz reaksiyonlar yaptı. Vefatından sonra yerine oğlu geçti. 28 Şubat’tan sonra yerine geçen oğlu Metin Kaplan Türkiye’ye iade edildi, yargılandı ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Teşkilat dağıldı. Halen hapis hayatını sürdürüyor.
İhsan Ramiz Bayram aracılığı ile harekete katılanlardan biri de, Şükrü Altıntabak olmuştu. Bu arkadaşımız davaya teslimiyetle bağlandı. Ankara’da ve Isparta’da ilk önderlerden olarak davaya öncülük etti. İleride, Allah izin verirse Isparta çalışmalarını anlatırken Şükrü Altıntabak’a özel yer vermeye çalışacağım.
BÜTÜN AİLEYİ DAVAYA BAĞLAMA
İhsan Ramiz Bayram’ın ailesi dindardı. İçlerinde hocalar vardı .İsmail Bayram hoca, Mecidiye camisinin imamıydı. Zaman zaman sohbet ederdim. Bizim harekete müzahirdi. Muttaki bir zattı. Mahallesindeki camide çocuklara Kur’an-ı Kerim okutur, namaz surelerini ve ilmihal bilgilerini öğretirdi. Kırk seneden fazla aynı camide görev yaptı. Hacca bir gittiğinde, Mekke-i Mükerreme’de hastalandı ve o mübarek beldede defnedildi. Hem amcaoğlu, hem eniştesi Hüseyin Bayram hoca İlahiyat Fakültesi mezunuydu. İzmir’de bir lisede din bilgisi öğretmeniydi. Bizim arkadaşları çok severdi. Saatlerce konuşurduk. İnce, zarif, nezih bir beyefendiydi. Konuşurken nezaketinden sesini zor işitirdik. Çocukları lise hayatındaydılar. Yaz tatilinde Afyon’a geldiklerinde seminer çalışmalarına katılırlardı. Babaları gibi, sessiz sakin çocuklardı. Büyükleri Celal uzman doktor, diğer ikisi, Lütfü ve Alpaslan'dan biri maliyeci, diğeri de üniversiteyi bitirip, hem mesleki hizmetlerine devam ettiler, hem de teşkilat çalışmalarını sürdürdüler. Komiser abisi de tabii ki dindar bir zattı. Emekli olduktan sonra Afyon’a yerleşti, daima davamıza müzahir oldu.
Onları anarken Ali abisini unutmamak gerekir. Bir taşocağında çalışıyordu. İşten fırsat buldu mu hemen Afyon Sancağı binasına gelirdi. Konferanslarımıza, mitinglerimize işçehisarlıları toplar gelirdi. Şimdi isimlerini unuttum, o kasabadan pek çok sempatizanımız vardı.
Kayın pederi Ahmet amca esnaftı. Afyon Sancağı binasına çok uğrardı. Konferanslarda, mitinglerde en önde olurdu. Kayını Niyazi Akcan idi. Lise çağında çalışmalarımıza dahil olan bu arkadaşımız, Afyondaki liseli ilklerdendi. Afyon çalışmalarını anlatırken bu gençler hakkında geniş açıklama sunmak istiyorum, inşallah. Üniversite'ye devam ederken çalışmalarını aynen sürdürdü. kimya mühendisi oldu. Ankara Belediyesi'nin kuruluşlarında kimya mühendisi olarak görev yaptı. Mücadele Birliği çalışmalarına bağlılığını ve hizmetlerini hayatı boyunca sürdürdü.
“İHSAN RAMİZ BABA ADAMDI”
Bu tabir Mücadele Birliği Afyon Sancağı başkanı Ali Yıldırım’a aittir. Problemi olanlar ona koşardı. Evlenecek biri müracaat etmişse uygun kız bulur, aracılık eder, kız babasıyla görüşür, tuttuğunu koparırdı. İş bulamayan ona müracaat eder, o canla, başla çalışarak, iş bulurdu. Teşkilat içinde problemi olanlar, kırılanlar olursa, onlarla konuşur, yanlış yapanla görüşür, barıştırır, kucaklaştırırdı. Kendisi öfkesini de iyi belirtirdi. Bence bu da bir meziyettir. Doğrusu ben bunu pek beceremem. O kızar, kızdığını belli eder, ama kırmazdı. Kızmışsa bazen teşkilat çalışmalarından uzak kalır, ama gönlünü teşkilattan hiç koparmazdı. Kalp ameliyatı olmuştu. Hasta hasta Ankara’da arkadaşımızın toplantısına katılmıştı. Ben kendisiyle sohbet etmek için soruları artırınca bana kızdı. “ya hu” dedi, “ben can derdiyle uğraşıyorum, sen beni yoruyorsun” demişti. Daha sonra telefon edip gönlünü almıştım.
İhsan Ramiz Bayram, Mücadele Birliği Hareketinin ilklerindendir. İnsanlarla çabuk tanışır ve onlara rehberlik ederek arkadaşlarımızla ilgi kurardı. Nitekim biz Konyalı ilkler, Aykut Edibali ve Yavuz Arslanargun ile onun aracılığı ile tanışmıştık. Toparlanış dönemimizde pek çok kişiyi davamıza kanaliize etmiş, bir kısmı sebat etmemişler ama toplum önderi olmuşlar ve ün sahibi olmuşlardır.
Ankara’ya gittikçe evlerinde misafir kalırdım. Gece yarılarına kadar sohbet ederdik. Ankara’da bulunurken emlak işleriyle de uğraşırdı. Ankara’da ve Afyon’da arsalar almıştı. İki oğlu, iki kızı vardı. Büyükleri daha yakından tanırdım. Oğlu Cahit’in babalarının emlak işlerini sürdürdüğünü duyuyorum. Diğer oğlu Fatih Bayram, bir Üniversite de doçent idi.
VEFATI
Ameliyat olmasına rağmen kalp rahatsızlığından kurtulamadı. Bir iki sene sonra vefat etti. Cenazesi Afyon’dan kaldırıldı. Benim senelerce kürsüsünde vaaz ettiğim, İmaret camisinde, bir ilkbahar günü cenaze namazını kıldık. Konya’dan bir grup olarak ben, Hacı Ali Bozdam, Mustafa yiğit ve iki arkadaş daha gitmiştik. Ankara’dan ve başka illerden gruplar halinde arkadaşlarımız gelmişler. Kasabası İşçehisar kabristanına defnettik. Definden sonra veda duasını yapmak bana nasip oldu. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
İrfan Küçükköy
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.