Kitap: Mücadele Birliği Hareketi’nde İlkler - 3
Hazırlayan: İrfan Küçükköy
Tefrika No: 5

Mücadeleciler Üniversiteleri Nasıl Kapladılar
Mücadele Birliği Hareketi’ne zaten 1964 yazında iki İstanbul Hukuk Fakülteli, bir Ankara İlahiyat Fakülteli, yedi Konya Yüksek İslam Enstitülü olarak, on yüksel tahsilde öğrenci olarak başlatmıştık. Bu başlamanın kısa zamanda bütün yüksek tahsil öğrencilerini içine alacağını, tahmin bile edemezdik.
!964-1965 Eğitim yılında tamamen kültürel çalışmalar içinde geçirdik.

1966 yazında Afyon’da ince, zayıf bir delikanlı gördüm. Ayakta Aykut Edibali ile konuşuyordu. Aykut Edibali tanıttı: “Necmettin Türinay, İstanbul’da Çapa Yüksek Öğretmen Okulunda öğrenci.” Beni ona tanıttığını hatırlamıyorum. Bu narin delikanlının, kısa zamanda bütün okulu peşine takacağı düşünülemezdi bile. Ama aynıyla gerçek oldu.

Çapa’da bu gelişmeler olurken, Konya’da bulunduğum için gelişmelere kısmen vakıfım. Pınar dergisinde mezunlar ve görev yerleri ile ilgili bir liste gördüm. İnceledim, müthiş geldi bana. Çapa Yüksek Öğretmen Okulu bir kale idi ama nasıl bir kale idi. Necmettin Türinay arkadaşımızdan Mücadele Birliği kitabımı hazırlarken ilk çalışmalar hakkında bilgi alacaktım. Kitaptan Kurşun kalem ile hazırladığım yüz sayfayı okumasını da istedim. Okudu görüşlerini aldım. Veli Şirin’e okuttum. Onun da görüşlerini aldım. Veli Şirin arkadaşımız, “bildiklerini bildiğin kadar yaz” tavsiyesi üzerine, bu yoldan vazgeçtim. Çapa’nın bu dönemi, içinde yaşayanlar tarafından kaleme alınmalıdır. Çapa kitaplaşmalıdır.

O zamanki eğitim sistemi içinde Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri, pedagojik dersleri bu okullarda alırken, diğer dersleri bölümlerine göre Edebiyat ve Fen Fakülteleri’nde almakta idiler. Önce İstanbul (Çapa), sonra Ankara Yüksek Öğretmen Okulları, sonra kısmen İzmir milliyetçilerin eline geçince, bunlar sayesinde her üniversitede varlık gösterdik. Solcular telaşa kapıldılar. Arkadaşlarımızı ve diğer milliyetçi öğrencileri, devam etmeleri gereken okullara koymadılar. Arkadaşlarımıza kaba kuvvet uyguladılar. Kıyasıya dövdüler, yaraladılar. Arkadaşlarımızdan bazıları ölümden döndü. Bu mücadeleler esnasında, Prof. Doç. hocaların, bazı dekanların solculara cesaret verdiği görüldü. Bu cesaretle, Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’nu, dışardan gelen solcu öğrenciler ile işgale teşebbüs ettiler. Buna müsaade edilmeyince fakültelerde baskının dozunu artırdılar. Bu esnada İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Talebe Cemiyeti Başkanı (şimdi profesör) ve Talebe Derneği Başkanı (şimdi profesör) ilgilileri uyarmak için çok gayret gösterdiler. Maalesef seslerini duyuramadılar

Abdullah yaman arkadaşımız 1966 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsüne öğrenci oldu. Onun rehberliğnde hayli Yüksek Okul öğrencisi davamıza kanalize oldu. Artık Üniversitelerde ismimizden bahsedilir oldu.

Bu sene harekete dahil olan Yılmaz Karaoğlu İstanbul'da Gaziantepten Ankara Siyasl bilgilere gelen Melih Gökçek arkadaşlarımız büyük başarı elde ettiler. Türkiyenin her yerinden Üniversiteleri kazarak gelen arkadaşlarımıza Abilik yaptılar.

Üniversitelerde hakim iki büyük talebe kuruluşu vardı. Biri MTTB (Millî Türk Talebe Birliği) diğeri TMTF (Türkiye Millî Talebe Federasyonu). Her ikisi de İhtilâlde maşa olarak kullanılmışlardır. Her iki kuruluş da CHP tandanslı idi. Nitekim daha sonra Amerikancı tavrı ortaya çıkacak olan bir rektör, bu iki kuruluş önderliğinde öğrencilerin DP iktidarı aleyhine gösteri yapmalarına müsamaha etmiş, hatta kendileri de sokaklarda topluca yürüyerek cübbelerinin şerefini pespaye etmişlerdir. 1960 İhtilâli, öğrencileri politize ettiği için hele DP aleyhtarı görüntü ile milliyetçi, mukaddesatçı fikirlere düşman olarak hazırlandığı için bu kapı solculuğa, aşırı solculuğa, anarşizme ve siyasî kürtçülüğe açılacaktır. Bu sapmalar kendiliğinden olmamıştır. İstihbarat örgütleri, özellikle yabancı istihbarat örgütleri, bütün bu gelişmeleri yönlendirmişlerdir. Gençler arasında, yabancı istihbarat ajanları cirit atıyorlardı. İleride konuyu tekrar ele alacağım için bu kadarla yetineyim.

İki Dev Öğrenci Teşkilatı Elimizde

1960 İhtilâli’nde birinci derecede yer alan iki öğrenci teşkilâtı vardı. Bunlardan biri MTTB (Millî Türk Talebe Birliği), diğeri de TMTF (Türkiye Millî Talebe Federasyonu) idi. Bu kuruluşlar, ihtilâlden beri CHP’lilerin elinde idi. Aşırı Sol gruplar, bu iki dev öğrenci teşkilâtını ele geçirmek üzere idiler. Bunun meydana getireceği sıkıntıyı, 1968-1980 arasında Türkiye yaşayacaktır.

Biz, bu iki teşkilâttan birini, büyük mücadelelerle ele geçirdik. Birini kucağımızda bulduk. Yıl 1969. Ne var ki, her iki teşkilâtı da elimizde tutamadık. Her ikisi de sabun kayar gibi elimizden çıktılar. Biz faaliyete geçtiğimizde ne MHP, ne de MSP (MNP-Erbakan) vardı.

Arkadaşlarımız, fakültelerindeki öğrenci teşkilâtlarını ele geçirmek için büyük gayret sarf ettiler, günlerce uykusuz kaldılar. Fakültelerdeki dernekler bir bir ele geçirildi. Arkadaşlarımızın performansları, bu teşkilâtları ele geçirmeye müsait idi. Ancak sayımız yeterli değildi. Büyük gayretlerle MTTB, bir daha sola düşmemek üzere ele zgeçirdik. Milliyetçilerin eline tamamen geçtikten sonra ilk genel başkanı İsmail Kahraman (daha sonra milletvekili) oldu. Bu büyük kuruluşun binasını, arkadaşlarımız kullanmaya başladılar. Biz bu tarihlerde Konya’da idik. İstanbul’a bir geldiğimde binayı gezmiş hayran kalmıştım. Solcular, sokak hareketlerine girişmişlerdi.
,
Ne yazık ki bu durum uzun sürmedi. MTTB, yeni kurulmakta olan Millî Nizam Partisi taraftarlarının eline geçti ve geçirildi. Bu olay hiç şüphesiz Susurluk öncesi bir Susurluk’tur. Burası uygun olmadığı için konunun muhtelif yönlerini bildiğim halde es geçiyorum.

TMTF (Türkiye Millî Talebe Federasyonu) teşkilâtını, kucağımızda bulduk dedim. Bu teşkilâtı sağ ve sol gruplar ele geçirmek istiyorlardı. Kongre yarım kaldı. Yönetim mahkeme kararı ile Yed-i Emin’e teslim edildi. Yed-i Emin olarak o tarihlerde doçent olan Prof. Nevzat Yalçıntaş (daha sonra milletvekili) tayin edildi. O da en güvendiği kişi olarak arkadaşımız Yılmaz Karaoğlu ve arkadaşlarımızı görevlendirdi. MTTB ile aynı zamanda kısmen elimizde olan bu teşkilât da aynı anda elimizden kaydı. Bu teşkilât, yeni kurulmakta olan MHP gençliği eline geçti veya geçirildi. Böylece yeni doğmakta olan iki siyasî partinin gelişmesine zemin hazırlanmış oldu.