Kalbimle söyleşeyim istedim bu gün de.
Başkasının soramayacağı sorular yönelttim kendime:
Hayatın bana bağışladıklarına karşılık verebilecek miyim?
Donatıldığım imkânların, giydirildiğim ziynetlerin, kişiliğime yüklenen bilgi, anlayış, birikim ve tecrübelerin, zihnimin refleksinin hakkını, onları insanca kullanarak ödeyebilecek miyim?
Bana, insan olmam hasebiyle, ihtiyaç duyabileceğim her şey verildi.
Ben de insanlığın gereğini yerine getirebilecek miyim?
Varlığımla manen beslediğim, doyurduğum dostlarım var mı?
Kimler benimle kendini daha mutlu hissediyor?
Kimler benden yeterince memnun değil de söylemiyor?
Yüzüme vurmaya çekinilen kötü huyum, alışkanlığım var mı?
Kimler benden şikâyetçi?
Affedilmeyen kaç kabahatim var dostlarıma karşı?
Hangi melanet yapıştı da yakamı, bırakmıyor?
Ömrümün devamı isteniyor mu, yokluğum birilerini üzecek mi?
Kimler paylaşmak istiyor benimle sevincini, coşkusunu, heyecanını?
Kimler, ayakları titrercesine yoruldu beni taşımaktan?
Kimler isyanda bana dokunamamaktan?
Kimler bıktı, sevmediği halde beni ağırlamaktan?
Hayatın, bana bağışladıklarına karşılık verebilecek miyim?
Varlığımı insanlığa adasam, kalbimi rahatlatabilecek miyim?
Sorarken, yanıtlarını da geçirdim içimden.
İyi geldi, bu soruları sık sık sorarım ben.
Ahmet Yürekli
29.03.2011, Üsküdar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.