Allah (cc) ile arkadaş olma hastalığı…

Beyazıd-ı Bestami Hazretleri bir gün, Rabbi ile muhabbette iken, gönül sesiyle seslenir: “Ey Rabbim! Benim sana âşık, deli divane olmama şaşmıyorum. Zira bu anlaşılabilir bir şey: Benim gibi aciz, fakir ve sıradan bir kulun yaratıcısına âşık olmasından doğal ne olabilir? Ancak, Senin beni sevmene şaşıyorum. Çünkü Sen, o denli büyük bir azamet sahibisin ki, bana bile tenezzül edip sevgi yetiştirebiliyorsun.” (1)

Allah (cc)’un, her kuluna dünyayı, sanki bir tek onun için yaratmışçasına müzeyyen donatması, ihtiyaç duyduğu her şeyi, hemen yanı başına koyması, aldığı her nefeste kendi güzelliğini fark edebilmesi için vesileler sunması, ihtiyaç duyabileceği hiçbir şeyini eksik bırakmaması, karşılığında da yalnızca, sevgi, samimiyet, gönül bağı ve muhabbet istemesi, kendisiyle olan ilişkimizin içeriğini apaçık tanımlıyor aslında.

Allah (cc) verdikleriyle, “Benimle sevgili ol! Benimle ancak sevgili olunabilir!” diyor.

Günümüz Müslümanlarının en büyük hatası ise, Allah ile arkadaş olmak, ilişkisini arkadaşlık seviyesinde tutmak, dilediği ve ihtiyaç duyduğu anlarda sarılıp, o anki acziyetini giderince de günlerce hatırlamayıp, sadece ismi mevzu edildiğinde hatırını gözetmek ama bir türlü içten, yürekten, samimi bir dost, sevgili olamamak... O’nu layıkıyla sevememek, O’na karşı yeterli samimiyet ve muhabbeti besleyememek…

Allah’ın (cc) sevgili bir kulu olan Bestami Hazretlerinin en bilinen özelliği, gönlünü Rabbinden başka her şeye kapatması; aklın ve kalbin tuzaklarından inançla sıyrılıp, sâlih amellerle O’nun sevgi ve rızasını kazanma arzusu ve Allah (cc)’a olan düşkünlüğüydü. O zat dahi, bunca samimiyetine rağmen Allah’ın kendisine olan ilgisini şaşkınlıkla karşılarken, bizler bu duyarsızlık, ilgisizlik ve nankörlüklerle Allah (cc) ın neyi olduğumuzu sanıyoruz, merak ediyorum.

Yalnızca ukala, kendini beğenmiş ve nankörler, bu denli samimi, fedakâr bir ilgi ve sevgiyi karşılıksız bırakabilir. Bize her nefesimizi bağışlayan birine karşı bu tutumumuz başka ne ile açıklanabilir?

Gönüllerimiz ya boş, ya da boş şeylerle dolu.

Gönlümüzü, yalnızca onu yaratanla doldurabileceğimiz iman bilincine ne zaman kavuşacağız bilmiyorum.

Ahmet Yürekli

31.01.2014, Üsküdar.

(1) Beyazıd-ı Bestami Hazretleri’nin bu sözü beni çok etkilediği için, yıllardır ezberimde ve hafızamda kaldığı şekli ile yazdım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Yürekli Arşivi